İranlı mevcut ve eski sporculardan oluşan bir grup, vatandaşlara özellikle de kadınlara yönelik devlet destekli şiddet ve ayrımcılığa atıfta bulunarak, kendi ülkelerine sırt çevirmekten başka seçeneklerinin olmadığını söyledi.
Sürgünde ve ülkede yaşayanlar da dahil olmak üzere karate, judo ve güreş gibi sporlarda eski şampiyonların yer aldığı grup, ülkelerine karşı tavır aldı.
Söz konusu sporcular, geçtiğimiz hafta bir İspanyol hukuk firmasıyla birlikte Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’ne (FIFA) bir mektup gönderdi ve ülkelerinin 20 Kasım’da Katar’da başlayacak olan Dünya Kupası’ndan men edilmesini istedi.
Gençler dünya şampiyonu ve milli güreş takımının eski antrenörü Sardar Pashaei Reuters’e verdiği demeçte şunları söyledi:
“İran diğer tüm ülkelerden farklıdır. Bir futbol federasyonu bağımsız olmalı, ancak İran’da bu bir şaka. Her şey Devrim Muhafızları tarafından kontrol edilir. Devrim Muhafızları ABD tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor. FIFA ile temasa geçtik ve ‘artık yeter’ dedik. İran’ın protestocuları öldürdüğüne inanıyoruz. Dünyadaki herhangi bir ülke gibi demokratik bir ülkeye sahip olana kadar her alanda yasaklanmalılar.”
22 yaşındaki Jina Emini’nin, kıyafetinin uygunsuz olduğu gerekçesiyle Ahlak Polisi tarafından alındığı gözaltında hayatını kaybetmesi üzerine protestolar başladı.
1979 İslam Devrimi’nden bu yana dini liderlerine karşı en cesur meydan okumalardan biri olan kitlesel protestolar, ölümcül bir güvenlik baskısına ve giderek daha şiddetlenen uyarılara rağmen, ülkede yedi hafta boyunca devam etti.
İranlı yetkililer, ABD, İsrail’in yanı sıra yerel ajanları ülkede istikrarı bozmaya yönelik huzursuzluğun arkasında olmakla suçladı.
Dünyaya mesaj
2004 yılında devlet yetkilileri tarafından işkence gördüğünü ve daha sonra Almanya’ya kaçtığını söyleyen eski karate şampiyonu Mehdi Cafergulizade ise şunları söyledi:
“Futbol sesimizi paylaşmanın en iyi yolu. İran’ın içi ve dışı arasında kesinlikle internet bağlantısı yok, o halde insanlar bizi nasıl duyabilir? Bu futbol takımının FIFA tarafından yasaklanması gerektiğine dair en önemli neden, dünyanın her yerindeki insanların ‘İran’a ne oldu?’ diye soracak olmasıdır.”
2019’da, yaklaşık 40 yılın ardından ilk kez, İran’da bir futbol maçını izlemek için binlerce kadının stadyuma girmesine izin verildi ve FIFA, bunun devam etmesini sağlamak için İran hükümetiyle diyalog içinde kaldı.
Ancak Cafergulizade’nin söylediğine göre, İranlı kadınların toplum tarafından reddedilmeleri veya maçlara katılmalarının yasaklanması hala yaygın.
Eski karate şampiyonu açıklamasına şöyle devam etti:
“FIFA, İran federasyonunun yasalara uymadığını kabul etmeye başlarsa, en azından sözlerinin arkasında durmaları gerekir. Kadınların İran’da futbol stadyumlarına gitmesine veya başörtüsü olmadan oynamasına izin verilmiyor. Bu tam olarak bir cinsiyet ayrımcılığıdır, bu yüzden sözünüzün arkasında durun diyoruz.”
Tanınmış eski İran milli futbol takımı oyuncuları Ali Daei ve Ali Karimi de protestoları desteklediler, ancak milli takımın yasaklanması çağrısında bulunmadılar.
Ukrayna Futbol Federasyonu da, FIFA’ya İran’ın yasaklanması için çağrıda bulundu ve Tahran’ı devam eden Ukrayna işgaline yardım etmek için Rusya’ya silah tedarik etmekle suçladı.
Rusya, Ukrayna’daki eylemlerini güvenlik tehditlerini ortadan kaldırmak için yürütülen ‘özel bir operasyon’ olarak nitelendirdi.
Ancak FIFA, bu yılın başlarında Rusya’yı uluslararası yarışmalardan men etti ve bu da ülkenin Dünya Kupası elemelerinden çıkarılmasına yol açtı.
FIFA ile temasa geçen İranlı sporcular da ülkelerine böyle bir cezanın verilmesini istiyor.
Pashaei, “İran ve Rusya arasındaki fark nedir? Rusya Ukrayna’ya saldırdı, insanları öldürdü, bu yüzden yasaklanmaları doğru karardı. Aynısı İran’a da olmalı. Onlar (diğer ülkeler) Rusya’ya karşı oynamıyor. Yani mesele sadece FIFA değil, diğer sporcular ve diğer ülkelerdi. Onları gerçekten İran rejimine karşı sahaya çıkmamaya ve ‘masum insanları öldüren rejimin Dünya Kupası’nda olmayı hak etmediğine’ dair mesajı FIFA’ya iletmeye çağırıyorum” diye ekledi.