Suudi Arabistan ziyaretinde eş-Şark kanalına verdiği röportajda Blinken, Washington’un Ortadoğu'dan ayrılmayacağını söyledi.
Blinken, Çin'in himayesinde gerçekleştirilen Suudi Arabistan-İran anlaşmasının, tansiyonun düşmesine yol açması halinde “olumlu bir adım” olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı röportajda, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin “sağlam temeller üzerine kurulu olduğu” değerlendirmesinde bulundu. ABD ile Suudi Arabistan’ın “iki halkın ortak çıkarlarını desteklemek için birlikte çalıştığına ve bu açıdan Suudi Arabistan ile ilişkinin stratejik olduğuna” dikkat çeken Blinken, “Sadece iki halk değil, aynı zamanda tüm dünyadaki insanları ilgilendiren bir dizi zorlukla başa çıkmak için iki ülkenin üzerinde çalıştığı gerçek fırsatlar var. Sağlık güvenliğinden iklim güvenliğine, enerji güvenliğinden gıda güvenliğine ve temiz enerjiye geçişe kadar gelişen teknolojiler üzerinde birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Suudi Arabistan-İran anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz”
Yemen'deki çatışma da dahil olmak üzere birçok konuda Washington ile Riyad arasındaki iş birliğine atıfta bulunan Blinken, “Suudi Arabistan'ın olumlu ve hayati bir rol oynadığı Yemen'deki çatışmayı sona erdirmek ve son olarak da Sudan'daki şiddeti bitirmek için çalışıyoruz. Yaptığımız ortaklık gibi birlikte yaptığımız çalışmalara bakarsak, ilişkimizin ortak çıkarlarımıza dayalı olarak olumlu bir yolda ilerlediğini ve bu alanların önemine rağmen askeri alan, enerji ve terörle mücadele alanlarındaki iş birliğinden daha geniş bir alanda gerçekleştiğini görürüz” dedi.
Blinken, Pekin'in himayesinde Riyad ile Tahran arasında imzalanan son anlaşmayı memnuniyetle karşılayarak şunları söyledi:
“Gerginliği azaltabilecek ve en az bir sorunu gündemden kaldırabilecek her türlü çabayı destekliyoruz ve bu durumda Yemen'de barışın desteklenmesine katkıda bulunmanın ‘olumlu bir adım’ olduğunu düşünüyoruz. Ülkeler, kim olursa olsunlar, gerilimi azaltma hedeflerini desteklemede olumlu bir etki yaratabilecek bir rol oynarsa, bunun iyi bir girişim olduğunu düşünüyoruz. Elbette Suudiler ve İranlılar bu noktaya gelmeden önce en az iki yıldır birbirleriyle konuşuyorlardı. O yüzden şimdi ne olacağını göreceğiz.”
“Suriye halkı için daha fazlasını yapamadığımız için üzgünum”
Washington'un Suriye politikasına ilişkin olarak ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'in yaptıklarının, ülkesine ve halkına çektirdiklerinin bir “trajedi” olduğunu belirten Blinken, şunları söyledi:
“Katliamları, Suriye halkının katledilmesini ve onlara yönelik suiistimalleri durdurmak için daha fazlasını yapamadığımız için üzgünüm. Bu konu, hakkında güçlü hislerim olan bir mesele. Suriye halkının haklarını ve özlemlerini yansıtan gerçek bir siyasi geçiş olması için Suriye ile ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını (2024) uygulamak istiyoruz. Hapishanelere ve gözaltı merkezlerine erişim istiyoruz. Onbinlerin, hatta yüzbinlerin başına gelenlerin hesabını sormak ve elbette Suriye'nin Captagon ticaretini sona erdirmek için sorumlu adımlar attığını görmek istiyoruz.”
(Kaynak)