Yazıda ayrıca Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden Abdulrahman için “uluslararası dikkatin tamamıyla Suriye ordusunun saldırdığı Doğu Guta’nın üzerinde olmasından ve Efrin’de Kürtler ile diğer azınlıkların olası bir katliamından ‘kimsenin bahsetmiyor oluşundan’ endişeli” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin Efrin’e dönük savasının ikinci ayın sonuna yaklaşırken deneyimli Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) beraber hareket ettiği ÖSO gruplarına dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Independent gazetesinden Cockburn, “Suriye’de çatışma ‘etnik temizlik’ savaşı haline nasıl geldi” başlıklı makalesinde, ÖSO’lular tarafından paylaşılan çeşitli videolarda Afrin’dekilerin İslam’a geçmemesi durumunda ölüm tehdidinde bulunduğunu yazdı.
Cockburn ayrıca daha önce yine Independent’ta yayınlanan bir röportaja atıfta bulunarak, eski bir IŞİD’linin, IŞİD’lilerin Türk ordusuna katıldığı yönündeki iddialarını yineledi.
SOHR’dan Efrin açıklamaları
Yazıda, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) başındaki isim olan Rami Abdulrahman’ın da söz konusu videoların doğruluğunu teyit ettiği bildirildi.
Ayrıca Abdulrahman’ın, Türkiye tarafından ele geçirilen Ezidi köylerinin olduğunu belirterek, ÖSO’luların “yaşlı Ezidi bir erkeği sorguladığı, ona günde kaç kez dua ettiğini sorduğu” videolar izlediğini söylediği belirtildi.
Cockburn’ün yazısında gözlemcilerin endişeleri şu şekilde aktarıldı:
“Ülke genelinde haber kaynakları ağı aracılığıyla Suriye’de önde gelen insan hakları gözlemcisi olan Abdulrahman, uluslararası dikkatin tamamıyla Suriye ordusunun saldırdığı Doğu Guta’nın üzerinde olmasından ve Efrin’de Kürtler ile diğer azınlıkların olası bir katliamından ‘kimsenin bahsetmiyor oluşundan’ endişeli.
Sivillerin Efrin’den kaçması da Halep’e giden yol üzerinde bulunan Suriye hükümetine ait kontrol noktalarında aile başına 4 bin dolara kadar rüşvet talep etmesinden ötürü oldukça zorlaşıyor.
Türk ordusu Efrin’e yaklaştıkça ve Suriye hükümeti muhalefetin kalesi Doğu Guta’nın içlerine girdikçe, her iki bölgedeki halk zorunlu demokratik değişimden ötürü korku duyuyor. Irak’tan Kürt bir gözlemci, daha önce Efrin’in çoğunluğunun Kürt olmadığını iddia eden Erdoğan’ın ‘Kürt nüfusunun yerine Türkmenleri ve diğerlerini getireceğini’ düşünüyor.”
“Ruhumuz ve köklerimiz burada”
Öte yandan Cockburn, Efrin’de sivillerin kenti terk etmek istememesinin nedeninin Doğu Guta’daki sivillerle benzer olduğunu yazdı.
Gazeteye konuşan hükümet karşıtı gazeteci Haytham Bakkar, Doğu Guta’dan ayrılmama kararını şu sözlerle anlattı:
“Biz burada yüzlerce, binlerce yıldır yaşıyoruz. Burada büyükanne ve büyükbabalarımız yaşadı. Bizim evlerimiz ve mezarlarımız burada. Biz burada doğduk ve burada öleceğiz. Bizim ruhumuz ve köklerimiz burada.”
Son olarak Cockburn, yazısında şu değerlendirmelere yer verdi:
“Suriye krizinde yabancı aktörlerden hiçbiri Türkiye’ye karşı müdahalede bulunacaklarına dair bir işaret göstermiyor. Türkler, Rusya’nın daha önce savunduğu hava sahasını savunmamaya karar vermesinin ardından Efrin’i 20 Şubat’ta işgal edebildi. Kürt liderler Türkiye, Rusya ve İran’ın, Türkiye’nin Efrin’i alacağı, karşılığında muhtemelen Essad karşıtı Idlib’e desteğini çekeceği konusunda anlaştığına inanıyor.
Türkiye’nin Efrin’deki Kürtlere saldırısı Efrin düştüğünde sonlanmayacak. Buranın elimine edilmesi doğuda Kürtlerin elinde bulunan bölgeye karşı Türk saldırılarının yapılmasına hazırlık olabilir. Bu da Türkleri, aracılık yapmaya çalışacak olan Washington ile karşı karşıya getirecektir. Ancak ABD güçleri Suriye’de kalacaksa, karada müttefik olarak Kürtlere hala ihtiyaçları var. Yine de Efrin’in düşüşü toplu katliam ve etnik temizliklerle olacaksa, Kuzey Suriye’deki savaş çok daha kötüleşmek üzere.”