İHD Mardin Mardin şubesi Efarê köyünde yapılan kazıda bulunan kemiklerin 1995 yılında dönemin Kızıltepe Jandarma komutanı Hasan Atilla Uğur’un emrindeki JİTEM elemanları tarafından kaçırılarak katledilen Kemal Birlik, Abdulbaki Birlik, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık’a ait olduğunun kesinleşmesine ilişkin İHD Mardin şubesi basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına, İHD Şube Başkanı Av. Erdal Kuzu, şube yöneticileri Abdurrahman Kızılay, Av. Orhan Erbey, Av. Kamuran Tanhan ile birlikte Birlik ve Alabalık aileleri katıldı.
İHD adına açıklamayı şube başkanı Av. Erdal Kuzu yaptı. Mardin Kızıltepe ilçesi Efarê köyünde bulunan kuyuda yapılan kazı sonucu elde edilen kemiklerin 4 Mart tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapora göre söz konusu kuyuda biri kadın olmak üzere 5 kişiye ait DNA profili tespit edildiği bilgisini veren Kuzu, “Bu profillerin 29 Mart 1995 tarihinde devlet tarafından kaybettirilen A.Baki, Kemal, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık’a ait olduğu kesinleşti\" dedi.
Söz konusu kuyuda çok az sayıda kemik parçası bulunduğunu belirten Kuzu, bunun nedeni olarak savcılık tarafından soruşturma yapılmadan evvel kemiklerin failler tarafından alındığı ve başka bir kuyu veya yere atılmasını gösterdi.
Kuzu, “Muhtemelen bu işlemin devletin kolluk makamları tarafından bilindiğini, bu işlemin de 2008 yılında Katarlı Köyünde yapılan kazı çalışması esnasında yapıldığını düşünmekteyiz” dedi.
Birlik ve akrabaları Alabalık’ın kaybettirilme hikayesinin Kürdistan’da yaşanılan zorla kaybettirilme vakalarının tüm özelliklerini taşımakta olduğunu hatırlatan Av. Kuzu kaybettirilmelerin ve infazların devlet merkezli politikaların sonucu olduğunu ve 1993-1996 yılları arasında bölgede kolluk güçleri tarafından cinayetlerin sistemli ve örgütlü olarak yapıldığını bu son örneğin bir kez daha ortaya koyduğunu kaydetti.
Cinayetlerin faillerinden olan dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Attila Uğur’un, serbest bırakılması ve insanlığa karşı işlemiş olduğu suçlar nedeni ile yargı önüne halen çıkarılmamış olmasını devletin katilleri koruduğu, gerçeklerin üstünü örtmeye çalıştığının açık kanıtı olarak değerlendiren Kuzu, yargısız infaz ve zorla kaybettirilmelere ilişkin bunca delil ortaya çıkmasına rağmen, halen devletin cinayet aygıtı olan Jitem hakkında tatmin edici bir soruşturma veya yargılama yapılmamış olmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Kuzu son olarak şunları söyledi: “Yerel savcılıklara devredilen soruşturma dosyalarının üstünün kapatılması endişesindeyiz. Soruşturmaların etkin ve sonuç alıcı bir yöntem ile yapılması temel talebimiz olmak ile beraber sadece adli boyut ile tüm gerçeklikler ortaya çıkmayacaktır. Bunun için TBMM de yargısız infazları ve zorla kaybettirilmeleri irdeleyecek aynı zamanda bu vakaların yoğun olarak yaşandığı tarihlere ilişkin devletin kayıtlarını, 1993 yılındaki MGK kararları da dahil olmak üzere inceleyecek ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşacak bir araştırma komisyonun kurulması gereklidir.”
Kuzu’nun ardından söz alan Çetin birlik, iki abisi ve babasının Atilla Uğur’un emri ile kaçırılarak katledildiğini ve şu ana kadar Atilla Uğurun yargılanmadığını belirtti. Birlik, “devlet katilleri koruyarak ikinci defa cinayet işliyor. AKP hükümeti bu suçları işleyenleri yargılamayarak bu suçlara ortak oluyor” diye konuştu.
BİR AİLE YOK EDİLDİ
İHD Mardin şube yöneticisi Av. Kamuran Tanhan da A.Baki Birlik, Kemal Birlik, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık’ın kaybedilmeleri olayını anlattı. “29 Mart 1995 tarihinde Kızıltepe Kapalı Cezaevinden tahliye olacak olan Kemal Birlik ve Zeki Alabalık’ı almak için Bitlis İlinin Mutki İlçesinden Kızıltepe ilçesine gelen Baba A.Baki Birlik ve kardeş Zübeyir Birlik, askerler tarafından cezaevi kapısından içeri alınırlar. Dört kişinden bu tarihten beri haber alınmamış olup aile bu tarihten itibaren hukuki mücadele vermektedir.
Kayıp kişilerden Kemal Birlik ve Zeki Alabalık, PKK’ye yardım ettiği gerekçesi ile cezaevinde bulunmakta olup tahliye tarihleri 29 Mart 1995 olarak gözükmektedir. Ancak hiç tahliye olmadılar.!
Av.Tanhan, Kemal Birlik’ in dönemin İlçe jandarma komutanı tarafından sürekli tehdit edildiğini ve Kemal Birlik’’in tahliyesinden evvel yüzbaşı Attila Uğur tarafından cezaevinin aranarak Kemal ve Zeki’nin tahliye gününün sorulduğunun da tanıklar tarafından teyit edildiğini sözlerine ekledi.