İsrail’den İran’a ekonomik savaş hamlesi!

İsrail, İran’a karşı askeri çatışmayı ekonomik alana taşıyarak, İran’ın finansal kurumlarına ve bağlantılı milislerine yaptırım uygulamayı planlıyor. Ancak, İsrail’in yaptırımları doğrudan uygulama kapasitesi sınırlı; asıl güç ABD’nin elinde. İran ise Çin, Hindistan, Körfez ülkeleri ve finansal aracılar sayesinde yaptırımları delmeyi sürdürüyor.
03.07.2025, Per - 15:21
İsrail’den İran’a ekonomik savaş hamlesi!
Haberi Paylaş

Eşi görülmemiş bir gerilim olarak tanımlanan 12 günlük savaş sonrası İsrail, İran’a yaptırım uygulamayı ve çatışmayı geleneksel askeri karşılaşmadan ekonomik bir mücadeleye dönüştürmeyi planlıyor. Böylece Tahran’ın uluslararası yaptırımları delmesini önlemek için mali kurumlarının etrafındaki halkayı sıkılaştırmak hedefleniyor.

Ama acaba hikâye sadece bu mu? Yoksa özellikle ekonominin, rakipleri aynı masaya oturtmak konusunda siyasetten daha güçlü bir oyun olduğu ve dünyanın mali sisteminde sihirbazlık yapan aracıların (şirketler ve devletler) varlığı bu durumu daha mı karmaşık hale getiriyor?

İsrail’den İranlı Kurumlara Yaptırımlar!

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant şunları söyledi:

“İran Merkez Bankası bir finans kurumu değil, terör sahalarına milyarlarca dolar pompalayan bir kanaldır. Devrim Muhafızları aracılığıyla Hizbullah, Husiler ve Irak’taki Şii milislerin faaliyetlerini finanse eder. Bu nedenle, bankayı ve İran silahlı kuvvetlerine bağlı finans kurumlarını terör örgütleri listesine alıp onlara yaptırım uygulamaya karar verdik.”

Ateşkesin ilanından 48 saat sonra İsrail, savunma bakanlığının ve “Ekonomik Terörle Mücadele Ulusal Kurulu”nun tavsiyeleri doğrultusunda İran’ın mali kurumlarına ve Ortadoğu’daki vekillerine (Hizbullah, Husiler, Irak’taki Şii milisler, Kudüs Gücü) yaptırım sürecini başlattı.

İsrail’in planladığı yaptırımların hedefinde yedi İranlı kurum var:

1.            ABD’nin 2019’da terör örgütü ilan ettiği İran Merkez Bankası

2.            ABD’nin 2020’de terörü finanse etmekle suçladığı SHAHR Bankası

3.            ABD’nin 2018’de yaptırım listesine aldığı MELLAT Bankası

4.            ABD’nin 2025’te yaptırım ihlaliyle suçladığı SEJ (Saffar Energy Jahan) şirketi

5.            ABD’nin 2023’te yaptırım uyguladığı Majid Azami (SEJ ve Petrol Bakanlığı yöneticisi)

6.            ABD’nin 2025’te suçladığı Ghamshid Ashaghi (SEJ yöneticisi ve üst düzey subay)

7.            ABD’nin 2025’te suçladığı Elyas Neyromand Toumaji (SEJ yöneticisi, yasa dışı petrol ihracatı sorumlusu)

“Sivrisinek Isırığı” İran’ı Dize Getirmez

Yaptırımların genel olarak şaşırtıcı olmamasına karşın, İsrail’in doğrudan İran ile ekonomik ilişkisinin olmaması nedeniyle bu adımların etkinliği sorgulanıyor. İsrail’in araçları sembolik görünüyor; yaptırımların asıl amacı ABD ve Avrupa üzerindeki baskıyı artırmak gibi duruyor.

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Cemal el-Beyumi bunu şöyle özetliyor: “İsrail’in herhangi bir tarafa yaptırım uygulama gücü yok. İran bölgesel bir güç ve İsrail dahil tüm girişimleri boşa çıkaracak manevra kabiliyetine sahip. İsrail, Avrupa ve ABD’deki lobi gruplarını kullanabilir ama esas kararlar ABD’nin elinde.”

Ekonomist Mustafa Bedra da benzer görüşte: “Düşünce İsrail’den, uygulama ABD’den. İsrail’in İran’a karşı yaptırım planları varsa, bunu ABD uygulayacaktır. ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımların çoğu zaten İsrail’in hedef listesinden çıkmıştır.”

İsraillilerden Petrol Gemisi Sahiplerine Tehditler

ABD’nin eski İran temsilcisi Brian Hook’un İsrail’le koordineli olarak dünya çapındaki petrol gemisi sahipleri ve kaptanlarıyla temas kurup İran petrolü taşımamaları için onları uyardığı ve bazılarına alternatif limanlar önerip cömert primler teklif ettiği de belgelenmiş durumda.

Peki Neden Yaptırımlar İran’ı Dize Getiremedi?

İran, Kuzey Kore’nin uzun yıllara dayanan tecrübelerinden yararlanarak yaptırımları delmeyi başardı. Çin, İran için temel bir destek noktası oldu. Ayrıca Körfez ülkelerinin (özellikle Katar ve BAE) mali altyapısını da ustaca kullandı.

İsrailli araştırmacı Udi Levi’ye göre İran, petrolünü Çin, Venezuela ve Hindistan’a satarak yaptırımları aşabiliyor. En yaygın yöntem ise petrol tankerlerinin denizde yükünü Türk veya Irak gemilerine aktarıp hedefe ulaşması. Böylece herkes kazanç sağlıyor: İran petrolünü satıyor, aracılar komisyon alıyor, alıcı ülkeler de ucuza petrol elde ediyor.

İran’la Çalışan Şirketlere Sığınaklar

ABD ve İsrail’in kendileri de bazen İran’la çalışan şirketlere göz yumuyor. Çinli şirketler İran’la çalışırken İsrail’de altyapı ihaleleri kazanabiliyor. Aynı şekilde Avrupa’dan SGS gibi şirketler hem İran’da hem İsrail’de faaliyet gösteriyor.

Rusya’ya, İran’a silah ve savunma ekipmanı sağlayan şirketlerle ilişkili İsrailli firmaların da dolaylı olarak ticaret yaptığı ortaya çıkmış durumda.

Çin’in Sakinliği ve Hindistan’ın Bağımsızlığı

Çin ve Hindistan da yaptırımları fazla ciddiye almıyor. Çin, İsrail ve İran’la ticaretini sürdürürken; Hindistan da İran’la Çabahar Limanı’nı geliştirmek için 10 yıllık 370 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. Hindistan, hem İsrail’le stratejik ortaklığını koruyor hem de İran’la bağlarını kesmiyor.

Sonuç: Ekonomi, Siyasetin Önünde

Ekonomik çıkarlar, siyasi ideolojilerin önüne geçiyor. İsrail’in İran’a karşı planladığı yaptırımlar, çoğunlukla sembolik görünüyor çünkü uygulama yetkisi ABD’nin elinde. Çin, sessiz diplomasiyle hem İsrail hem İran’la çalışıyor; Hindistan ise iki taraf arasında ipte yürüyor. Körfez’deki finansal boşluklar da yaptırımları etkisiz hale getiriyor.

Sonuç olarak, İsrail’in yüksek sesle ilan ettiği ekonomik tehditler, perde arkasında çok daha sessiz ve sembolik kalıyor.( Raseef22)

 

Bu haber toplam: 3230 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:43:00