İki Lübnanlı ve bir Iraklı olmak üzere "Direniş Ekseni"nin üç üyesi, İran-Irak sınırına yakın bir İran Devrim Muhafızları Kolordusu'na (IRGC) ait bir tesisi hedef alan İsrail hava saldırısında öldürüldü. Bu, İran topraklarının derinliklerinde devam eden savaşın önemli bir tırmanışıydı.

Sahadaki gelişmeleri yakından takip eden kaynaklar, öldürülenler arasında Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın eski kişisel yardımcısı ve parti içinde önemli bir güvenlik görevlisi olan, "Ebu Ali Halil" lakabıyla bilinen Hüseyin Halil, Rütbesi açıklanmayan Özel Harekat Güvenliği ile bağlantılı olduğu düşünülen Lübnanlı Hacı Salih ile IRGC ile yakın bağlarıyla bilinen Irak'taki Katayib Seyyid el-Şuhada'nın lideri Seyyid Haydar el-Musawi'nin bulunduğunu doğruladılar.

Bilgiler, Ebu Ali Halil'in Seyyid Nasrallah'ın türbesinin güvenlik denetiminden sorumlu olduğunu ve bu durumun onu Hizbullah örgütü içinde oldukça hassas bir figür haline getirdiğini ortaya koyuyor. Veriler, onu Lübnan içinde hedef almama kararının, türbeye saldırmanın yaygın bir güvenlik veya mezhepsel patlamaya yol açacağı korkusuyla verildiğini doğruluyor. Bu, İsrail istihbarat teşkilatlarının onu Lübnan topraklarının dışında, İran'a kadar takip etmesine ve orada hassas bir saldırıda hedef alınmasına neden oldu.

Mossad İran İçinde...

Baskın, özellikle İran'ın güvenlik ittifakları ve topraklarındaki üst düzey isimlerin hedef alınması ışığında, Mossad'ın İran topraklarına nüfuz etme derecesiyle ilgili büyük soruyu ön plana çıkarıyor.

Mossad'ın daha önce İsrail'deki bir Mossad tesisini hedef alan İran saldırısı hakkında şu yorumu yapmış olması dikkat çekicidir:

"Merkezlerimizde kimse yok... Hepimiz Tahran'dayız."

Bu ifade bugün, İran derinliğinin artık İsrail'in ulaşamayacağı bir yerde olmadığını ve savaşın en üst düzey istihbarat ağları arasında doğrudan bir savaş haline geldiğini doğrulayan açık bir istihbarat mesajı olarak yorumlanıyor.

Hizbullah'ın İran içinde operasyonel bir rolü var mı?

Ebu Ali Halil'in İran'da öldürülmesi, özellikle Devrim Muhafızları ile müttefik gruplar arasındaki artan koordinasyon ışığında, Hizbullah'ın İran'ın derinliklerinde bir saha varlığına veya en azından bir istihbarat veya lojistik koordinasyon odasına sahip olduğu hipotezini gündeme getiriyor.

Hizbullah figürlerinin İsrail füzelerinin hedef aldığı yerlerde bulunması, partinin siyasi veya danışmanlık desteği sağlamakla yetinmediğini, aynı zamanda yanıtın yönetilmesinde veya sonraki saha sürprizlerine hazırlıkta aktif olarak yer alabileceğini de gösteriyor.