Ortopedi uzmanı Kürt doktor Bahtiyar Baram, Norveçli bir insani yardım örgütü tarafından görevlendirilen bir grup doktorla birlikte 28 Nisan ile 22 Mayıs 2024 tarihleri arasında Gazze’de bulundu.

Rûdaw TV’ye konuk olan Dr. Baram, İsrail’in 7 Ekim 2024’te başlattığı harekattan beri en yoğun saldırıların yaşandığı Gazze’nin kuzeyinde, sonra orta kesimi ve kıyı kesimlerinde görev yaptıklarını anlattı.

Dr. Baram, “İsrail'in izniyle Gazze'ye girdik ve konaklama yerimiz hastanelerdi. Hastanelerde özel kişilere ayrılmış yataklar mevcuttu ve buralara yaralı ve diğer hastaların girmesine izin verilmiyordu. Ben oradayken hastanelerin çevreleri sürekli bombalanıyordu” diye konuştu.

Gazze’nin kuzeyinde şahit oldukları durumu 16 Mart 1988’de kimyasal silahlarla bombalanan Halepçe kentine benzeten Dr. Baram, Filistin halkının çok zor koşullarda yaşadığına dikkati çekti.

İnsanların bir yudum temiz suya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Dr. Bahtiyar Baram, Auda ve Kemal Adukn hastanelerinde görev yatığı sürece bir çok insani felakete şahit olduğunu anlattı.

Dr. Bahtiyar Baram, “Gazze halkı artık bu durumdan bıkmış, usanmış halde. İnsanlar herşeylerini kaybetmişler. Kimisi ailesinden 43 kişiyi kaybetmiş. Bütün umudunu yitirmiş” dedi.

İsrail’in özellikle hastaneleri hedef almasının bir nedenini de Hamas’a bağlayan Dr. Baram, örgütün üst düzey yetkililerinin hastaneleri saklanma yeri olarak kullandığını, buna kendisinin de şahit olduğunu söyledi.

Dr. Baram, “Gerçeği söylemek gerekirse ben kendim de buna şahit oldum, Hamas’ın kurucularından Münir El-Bariş’in hastanede saklandığını gördüm hatta kendisi ile konuştum. Hamas’ın savaşta büyük bir deneyimi var ancak halk içerisindeki desteği anlatıldığı kadar değil” ifadelerini kullandı.  

Gazze’de mafya gruplarının oluştuğunu ve gelen yardım malzemelerine el koyduklarını ve karaborsada sattıklarını öne süren Dr. Baram, Hamas’ın da bu gruplarla işbirliği yaptığını belirtti.