Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) başsavcılarından Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve üç Hamas lideri Yehia Sinwar, Mohammed Deif ve İsmail Haniye'yi Gazze Şeridi ve İsrail'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutarak tutuklanmalarını talep etmişti.
ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'nde yaptığı konuşmada Gazze'deki savaş nedeniyle İsrail'e verdiği desteği ikiye katladı ve şöyle dedi: "Olanlar soykırım değil. Bunu reddediyoruz."
UCM savcısı Karim Khan'ın kararının, Beyaz Saray'ın savaşı sona erdirmek için diplomatik bir çözüm bulma çabalarını muhtemelen daha da karmaşık hale getireceği öngörülüyor.
Han'ın kararını "UCM savcısının İsrail liderlerine yönelik tutuklama emri başvurusu çirkindir" şeklinde değerlendiren Biden, ayrıca Khan'ı İsrail'in eylemlerini Hamas'ın eylemleriyle eşitlediği için eleştirdi.
Biden, "Açık konuşayım: Bu savcı ne ima ederse etsin, İsrail ile Hamas arasında hiçbir denklik yoktur. Güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman İsrail'in yanında olacağız." dedi.
Dışişleri Bakanı Tony Blinken de yaptığı açıklamada tutuklama emirlerini reddetti ve İsrail ile Hamas'ın eşitlenmesini "utanç verici" olarak nitelendirdi.
Blinken'in açıklamasında, "Bu karar, rehineleri dışarı çıkaracak ve insani yardımları artıracak bir ateşkes anlaşmasına varmaya yönelik süregelen çabalara hiçbir fayda sağlamaz ve bu çabaları tehlikeye atabilir, ki bunlar ABD'nin aralıksız takip etmeye devam ettiği hedeflerdir." ifadesine yer verildi.
Netenyahu: Tarihi boyutlarda ahlaki bir rezalet
Netanyahu, tutuklama kararı başvurusuna da sert tepki göstererek, bu hareketi "adaletin gülünç bir örneği" olarak nitelendirdi.
Başbakanlık ofisi tarafından yayınlanan bir videoda kendisi ve Gallant için tutuklama emirlerini "tarihi boyutlarda ahlaki bir rezalet" olarak nitelendirdi ve bunun "uluslararası mahkeme üzerinde sonsuz bir utanç izi bırakacağını" söyledi.
Netanyahu, Kahn'ın "İsrail liderleri ile Hamas yandaşları arasında çarpık ve sahte bir ahlaki denklik" yarattığını söyledi. "Bu, 11 Eylül'den sonra Başkan Bush ile Usame Bin Ladin arasında veya II. Dünya Savaşı sırasında Roosevelt ile Hitler arasında ahlaki bir denklik yaratılmasına benziyor."
ABD'li ve İsrailli yetkililer, Khan'ın tutuklama emri çıkarma kararının, bizzat savcının soruşturmayı görüşmek üzere İsrail ve ABD ile son haftalarda yürüttüğü sessiz müzakereleri baltaladığını öne sürüyorlar.
Blinken, açıklamasında İsrail'in UCM üyesi olmamasına rağmen ilk kez savcı ve soruşturmasıyla işbirliği yapmaya hazır olduğunu söyledi.
Khan'ın personelinin bir ziyareti koordine etmek için bugün İsrail'e gelmesi planlandığını da sözlerine ekledi. Ancak Blinken, savcının Netanyahu ve Gallant'a yönelik suçlamaları duyurmak için televizyona çıktığı sırada Kahn'ın ekibinin İsraillilere uçağa binmediklerini söylediğini söyledi.
Blinken, "Bunlar ve diğer koşullar, bu soruşturmanın meşruiyeti ve güvenilirliği konusunda şüphe uyandırıyor" dedi.
Diğer taraf: İki İsrailli yetkili Blinken'in açıklamasını doğruladı ve Kahn'ın ziyaretinin organizasyonunda ABD ve İngiltere'nin yer aldığını söyledi.
Netanyahu'nun ilk kez savcılıkla görüşmeyi ve Kahn'ın soruşturmasının bir parçası olarak Gazze ve İsrail'in belirli bölgelerine girmesine izin vermeyi kabul ettiğini eklediler.
UCM, potansiyel Netanyahu tutuklama emri nedeniyle Kongre'den misilleme tehditleriyle karşı karşıya