Robert Fisk: Trump'un planladığı büyük Ortadoğu savaşı

Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan gezisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
21.05.2017, Paz - 07:51
Robert Fisk: Trump'un planladığı büyük Ortadoğu savaşı
Haberi Paylaş

Trump’ın Ortadoğu’da büyük bir savaşa hazırlandığını savunan Fisk, “Ortadoğu’daki terörizmin büyük çoğunluğunun –IŞİD ve el Kaide- kaynağının Trump’ın ziyaret ettiği ülke olması görmezden gelinmeli ve gelinecek de. Ortadoğu tarihinde daha önce hiç böylesi bir ‘Yanlışlıklar komedisi’ sahnelenmemişti. Ortadoğu’nun Sünni Müslümanlarını Şii Müslümanlara karşı savaşa hazırlamak. Elbette İsrail’in desteğiyle” ifadelerini kullandı.

Robert Fisk'in makalesi söyle; Donald Trump, Cuma günü Arap NATO’su yaratma fantezisiyle yola çıkıyor. Onu, Riyad’da karşılayacak çok sayıda diktatör olacak, yolsuz otokratlar, zorbalar, işkenceciler ve kafa kesenler... En azından bir zombi başkan olacak –yürüyen ölü, ne konuşan ne de belli ki duyan Cezayirli Abdülaziz Buteflika – ve elbette bir tamamen çılgın başkan, Donald Trump. Amaç ise basit. Ortadoğu’nun Sünni Müslümanlarını Şii Müslümanlara karşı savaşa hazırlamak.

Elbette İsrail’in desteğiyle. Suudi Arabistan’daki Arap Müslüman(Sünni) zirvesi, Arap liderlerin çılgınlığına aşina olanlar için dahi –Halen ABD Başkanının tamamen üşütük olduğunu idrak etme aşamasında olan Batılıları da buna ekleyebiliriz- algılaması güç bir toplantı olacak. Pakistan, Ürdün, Türkiye, Mısır, Fas ve diğer 42 minareli başkentten, bitkin ve hırslı Suudilerin “terörizm” ve Şiiliğe karşı İslami cihadını sürdürebilmesi için gelecekler. Ortadoğu’daki terörizmin büyük çoğunluğunun –IŞİD ve el Kaide- kaynağının Trump’ın ziyaret ettiği ülke olması görmezden gelinmeli ve gelinecek de. Ortadoğu tarihinde daha önce hiç böylesi bir ‘Yanlışlıklar komedisi’ sahnelenmemişti.

Tüm bunların ötesinde Trump’ın barış ve İslami aşırılık üzerine saçmalamasını dinlemek zorundalar ki bu konuşma, İslam’ın dünya genelindeki imajını Suudi Arabistan’ın Vahabi IŞİD klonları yok etse de aşırılıkçı olan İran’mış gibi davranmak zorunda olacağı için bir ABD başkanı tarafından yapılan en absürt konuşma olacak. Savaşı esas kendisinin teşvik etmesi de cabası. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, kendi ülkesindeki ve mümkünse Irak’taki –Irak’ın Şii Başbakanı İbadi bu yüzden Bağdat’tan çağrıldı- Sünni aşiretleri “terörist” iblis Şii İran’ın, Beşar Esad’ın karanlık “terörist” Alevi rejiminin, “terörist” Şii Lübnan Hizbullah’ının ve Yemen’in saldırgan “terörist” Şii Husilerinin üzerine sürmek istiyor.

Körfez ülkelerinin kendi Şii azınlıkları ve diğer asilere gelince, onların da tez başları kesile! Neticede Suudilerin geçtiğimiz yıl önde gelen Suudi Şii Lider Şeyh Nimr el Nimr’a yaptığı buydu: 47 diğer “terörist”le birlikte başını vücudundan ayırdılar, IŞİD vari, klasik bir Vahabi infazı. Ve komşu Körfez ülkelerindeki diğer güçlü Şiiler de bu şekilde engellenecek, 2011’de Bahreyn’de Suudi ordusu, Sünni kralın isteği üzerine Şii çoğunluğa karşı adayı işgal için ülkeye girdiğinde olan buydu. Bölgesel deliler tapınağına tamamen uygun düşen, Ortadoğu’nun Kaddafileri ve Ahmedinecadlarıyla aynı seviyede olan ABD’nin utanç verici başkanının tüm bunlarla nasıl anlaşabildiğini görebiliyorsunuzdur.

Trump’ın can düşmanı ve genelkurmay başkanlarının stratejik rakibi olan IŞİD’in, Suudi Arabistan’la aynı Selefi kültün ürünü olduğu gerçeği tüm bunlarla ilgisiz. Sünni Suudiler ve Körfez’in kralları ile prensleri devasa bir zenginliğe sahip. Bu, Trump’ın gerçekten saygı duyduğu tek din. Ayrıca Şii İran, Suriye, Hizbullah ve Husileri – ki bu Amerikalılar için basit bir “antiterörist” hikayeden ibaret- yok etmek istiyorlar.

Bu da yaklaşan savaş için Trump’ın Muhammed bin Selman ve dostlarına 100 milyar dolarlık ABD füzesi, uçağı, gemisi, mühimmatı verebilmesi anlamına geliyor. Amerika mutlu olacak, İsrail de. Veliaht Prens Jared Kushner’ın Arap-NATO işbirliğinin bu tarafını halledebileceğini düşündüğünü tahmin ediyorum. Yine de İsrail, Sünni ve Şiilerin birbiriyle kavga etmesini izlemekten çok mutlu olacaktır. Tıpkı 1980-1988 İran-Irak savaşı sırasında ABD’nin Sünni Saddam’ı –gerçi ordusu çoğunlukla Şii’ydi- destekleyip İsrail’in de Şii İran’ı ABD füzeleriyle donattığında olduğu gibi. İsrail, Suriye savaşında Suriye ordusunu, Hizbullah’ı ve İran’ı bombalarken IŞİD’e dokunmayarak ve Golan’da el Kaide’ye tıbbi destek sağlayarak şimdiden kendisini gösterdi.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 11403 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:27:19