Amerika'nın yeni Başkanı Trump'ın Orta Doğu elçisi Steve Witkoff, Çarşamba günü Suudi Arabistan'ı ziyaret etti ve Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile görüştü. Suudi Arabistan Veliahtı Prensi Muhammed Bin Selman ile göreve gelen Trump yönetiminden bir üye arasında Kasım seçimlerinden bu yana ilk toplantı gerçekleşti.
Trump, en yakın arkadaşı ve sırdaşlarından biri olan Steve Witkoff'u, Suudi Arabistan ile Biden yönetimi sırasında başlayan mega anlaşmayı imzalamak amacıyla yönetiminin Orta Doğu elçisi olarak atadı.
Kaynaklar, anlaşmayı İsrail ile Suudi Arabistan arasında tarihi bir barış anlaşması olarak nitelerken, en azından İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirme yönünde bir miktar ilerleme içermesini bekliyorlar.
Trump, bu haftanın başlarında Time dergisine verdiği demeçte, "Uzun süreli bir barış istiyorum. Bunun çok olası bir senaryo olduğunu söylemiyorum... Önümüzdeki üç yıl içinde 7 Ekim'in olmayacağı bir barış istiyorum. Herkesin mutlu olmasını istiyorum," ifadelerini kullanmıştı.
Witkoff'un bölgeye yaptığı ziyaret, Trump'ın danışmanlarının son haftalarda Orta Doğu liderleriyle yaptığı bir dizi görüşmenin parçasıydı.
Bir kaynak, Witkoff ve Veliaht Prensin ABD-Suudi Arabistan ilişkisini, Gazze savaşını, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi olasılığını ve diğer konuları görüştüğünü söyledi.
Witkoff, bir kripto konferansı için Birleşik Arap Emirlikleri'ndeydi. Witkoff birkaç ay önce Trump ile ortaklık kurarak World Liberty Financial, Inc. adlı bir kripto para şirketi kurdu.
Kaynakların aktardığına göre, Witkoff Abu Dabi ziyareti sırasında Emirlik ulusal güvenlik danışmanı Şeyh Tahnun bin Zayed ile bir araya gelerek Gazze'deki savaşı, Suriye'deki karışıklığı ve diğer bölgesel konuları görüştü.
Trump'ın Orta Doğu danışmanı ve kayınpederi Massad Boulos da bu hafta bölgedeydi ve Doha'da Katar başbakanıyla görüştü. Boulos geçen Çarşamba günü Washington'da ise Ürdün Kralı Abdullah ile görüştü.
Aynı gün Boulos ve Witkoff, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun en yakın sırdaşı olan İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile Washington'da bir araya geldiler.
Trump'ın rehine işleri için yeni özel temsilcisi Adam Boehler'in, atanmasından bu yana ilk kez gelecek hafta İsrail'i ziyaret etmesi bekleniyor.
7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e saldırmasından önce, Biden yönetimi Suudi Arabistan ve İsrail ile İsrail ve Suudi Arabistan arasında bir barış anlaşmasını da içeren mega bir anlaşma üzerinde müzakere ediyordu.
Beyaz Saray ayrıca mega anlaşmanın bir ABD-Suudi Arabistan savunma antlaşması ve ülkeler arasında sivil nükleer iş birliği anlaşması içermesini istedi ve daha geniş bir anlaşmanın parçası olması durumunda ABD Senatosu'nun anlaşmayı onaylama olasılığının daha yüksek olabileceğini düşündü.
Veliaht Prens Selman, mega bir anlaşmanın ancak Biden yönetimi altında siyasi olarak mümkün olabileceği sonucuna vardı.
Ancak 7 Ekim saldırıları müzakereleri rayından çıkardı. Gazze ve Lübnan'da devam eden savaş ve bunun sonucunda Suudilerin anlaşmanın Filistin devleti kurma yönünde adımlar içermesi talebi, anlaşmayı yakın vadede hem İsrail hem de Suudi Arabistan için baştan itibaren imkansız hale getirdi.
Suudi veliaht prensi ve kıdemli danışmanları son aylarda özel ve kamuoyunda böyle bir anlaşmaya varmakla hala ilgilendiklerini söylediler ancak Suudi Arabistan'ın tek önemli koşulunu yinelediler: İsrail'in Filistin devleti kurmak için geri döndürülemez ve zamanla sınırlı bir yol için taahhüdü.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu şimdiye kadar bu talebi kabul etmeyi reddetti. Başbakan ve kıdemli danışmanları, Trump yönetiminde ve İsrail'in İran ve vekillerine karşı son askeri zaferleriyle Suudilerin "Filistin şartlarını" bırakacağını düşünüyor.
