ABD yapımı B61 nükleer bombaları, güvenlik donanımına sahip.Yani bombayı kullanmak için onay kodu gerekiyor. Özel taşıyıcılarda, özel güvenlikle çevrili yeraltı sığınaklarında tutuluyorlar. Bulundukları hava üslerinde iki kat çit, özel ışıklandırma, kamera ve giriş ihlallerini tespit mekanizmaları var.
Ama bu hava üslerinden biri Türkiye’nin güneyindeki İncirlik. Üssün Türk komutanı, ülkedeki darbe girişiminin parçası olmak suçlamasıyla kelepçelenip yaka paça götürüldü.
15 Temmuz darbe girişiminden sadece dünya liderleri değil, nükleer silah uzmanları da huzursuz oldu.
Bu uzmanlardan biri. Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden nükleer silahsızlanma uzmanı Jeffrey Lewis. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Lewis, kısa vadede bombaların çok güvende olduğunu söyledi. Ancak Lewis, “Ev sahibi bu bombalara el koymaya kalksa, bu engelleyecek yeterli bir güvenlik yok. Siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede nükleer silah tutmak iyi fikir değil” diyor.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’nun nükleer bilgi direktörü Hans Kristensen de, bombalara erişimin çok sıkı güvenlik önlemlerine bağlı olmasına rağmen, arızaların ve kazaların her zaman olabileceği uyarısı yapıyor.
İstikrarı sağlamak
Amy Woolf, Kongre’ye bağlı Araştırma Servisi’nin nükleer politika uzmanı. Woolf’a göre Avrupa genelinde konuşlanmış B61 nükleer bombalarının sayısı 200 civarında. Bunların 50 kadarının İncirlik’te olduğuna inanılıyor.
Woolf, “Bu silahların yalnızca caydırıcı özelliği yok, NATO üyelerini de birbirine kenetleyen önemli bir unsur. Türkiye’deki bombalar depoda saklanıyor. Türkiye, nükleer kapasiteli hava aracına sahip olmadığı gibi, ABD’ye de böyle bir aracı kalıcı olarak üste tutmasına izin vermiyor. Woolf “NATO için buradaki B61 stoku üyelerinin herhangi birine yönelik temel güvenlik tehditlerine karşı var” diyor.
Hoover Enstitüsü’nden savunma politikaları uzmanı Kori Schake’ye göre, bu silahların İncirlik’ten çıkarılması, ABD’nin müttefiki Türkiye’ye yanlış bir mesaj gönderebileceği anlamına gelebilir.
Schake bunu, “ABD tarafından korunduğunu hisseden Japonya, Güney Kore ve Türkiye gibi ülkeler, kendi nükleer silahlarını geliştirmedi. Bu garanti ortadan kalkarsa, nükleer silah geliştirmeleri riski ortaya çıkar. Bir başka olumsuz sonuç da Türkiye’nin Rusya hatta İran ile ittifaka gitmesi olabilir, zira Suriye ve Ortadoğu’daki kargaşadan ciddi ölçüde etkileniyorlar. İran ile çok ortak noktaları olmasa da, Türkiye ABD’nin garantör olarak görülmediği noktada böyle iyi olmayan seçimler yapabilir” sözleriyle açıklıyor.
Bombalar ülkeden çıkarılmalı mı?
Jeffrey Lewis, ise Ankara’da bu konunun gündemde olmadığına dikkat çekiyor. Lewis’e göre Erdoğan, muhalefetle, topraklarında nükleer risk konusunu gündeme getirmiyor.
Hans Kristensen de Lewis gibi, nükleer silahların İncirlik’ten çıkarılmasının Türkiye ile siyasi bir sonucu olmayacağı görüşünde. Kristensen, “Türklerin, onlara olan desteğimizle ilgili algısı, sığınaklarda tutulan nükleer silahlarla ilgili değil. Bu algı, NATO’nun konvansiyonel gücüyle ilgili” diyor.
Halen, terörle mücadelede İncirlik üzerinden görev yapan uçakların bazılarının nükleer kapasitesi var ama herhangi bir nükleer görevlendirilmeleri yok.
Ancak Kristensen gibi uzmanlar, sadece siyasi durumla ilgili değil, Suriye’deki savaş bölgesine çok yakın olması nedeniyle, nükleer silahların İncirlik’ten çıkarılması gerektiğini savunuyor. Zira bölge alarm veriyor.