AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Yeni Anayasa ile ilgili ilk toplantımızı bayram sonrası yapacağız. Bu mesele partimizin önceliklerinden birisi olarak ele alınacak" dedi.
Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezi önünde açıklamalarda bulundu.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkan ifadeler şöyle;
- Bizim partimizin aslında anayasa, yeni bir anayasa yapılması konusunda iyi bir tecrübesi var. Geçmişte biz yıllar boyunca çalıştık. Birçok anayasa taslağımız da var. Gelecek nesillere bir borçtur bu, yeni anayasanın yapılması. Yeni Türkiye'nin bir bakıma nüfus kimliği olması bakımından, nüfus cüzdanı olması bakımından. Bunu söyleyince konuyu bambaşka yerlere çekiyorlar. Yani çeşitli işte müzakereler, pazarlıklardan falan bahsediyorlar. Onlara karşı tek prensibi söyleyeyim detay vermeden. Her ne olursa olsun bizim buradaki ilkemiz tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesidir. Yeni anayasayı bu çerçevede yapacağız. Bu çerçevenin dışında çıkan bir arayışımız kesinlikle söz konusu değil. Yani bunu bize yakıştıranlar yanlış işler yapıyorlar. Biz iktidara geldiğimiz günden beri anayasa meselesi konuşuluyor. Partiler ziyaret edildi. Mecliste komisyon kuruldu. Defalarca taslaklar çıktı. Akademisyenler toplantı yaptı. Partiler destek verdi. Dolayısıyla buna yoğun bir mesai ve emek vereceğiz arkadaşlar. Bayramdan sonra da ilk toplantı yapacağız
- Bizim bayramlaşma listemizde CHP vardı. Kendileri hiçbir partiyle bayramlaşmayacaklarını açıkladı. Dolayısıyla bizim de bayramlaşmamız olmayacak.
- DSG'nin başındaki ismin Türkiye'deki yetkililerle resmi bir teması var’ ifadesiyle ilgili “Burada sürecin adını net koyalım. Sürecin adı PKK'nın kendisini feshetmesi ve silahlarını teslim etmesidir. Yani bu sadece bir söylem olarak kalmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu çok net bir şekilde ifade ettiler. PKK örgütünün bütün şubeleri ve uzantılarıyla ve illegal yapılarıyla birlikte feshedilmesi gerekmektedir ve silah bırakılması gerekmektedir. Avrupa'da biliyorsunuz veya dünyanın başka yerlerinde illegal yapılanmalar vasıtasıyla terörün finansmanı bu mekanizmalar üzerinden işlemektedir. Dolayısıyla terörün finansmanı dediğimiz ya da bu terörün ideolojisini yaymakla ilgili bir takım oluşumların da kendisini feshetmesi gerekir. Ve bu da Türkiye'nin kuracağı mekanizmalarla doğrulanacaktır. Teyit edilecek. Dolayısıyla geçmişte yaşadığımız deneyimler de dikkate alınarak Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütü silah bırakıyor mu bırakmıyor mu? Bırakıyorsa ne düzeyde bırakıyor ve bu silahları teslim ediyor mu? Bununla ilgili mekanizmaları hazır.
- Bu anlaşma çerçevesinde o bölgeleri Suriye'ye, Suriye merkezi hükümetine, Suriye devletine bırakacak, DSG ve silahlarını teslim edecek. Ondan sonra teröre karışmamış unsurlar parti mi kurarlar, orada siyasi faaliyet mi yaparlar, O Suriye otoritesinin bileceği bir iştir. Bütün bu çerçevenin içerisinde Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle DSG'nin bir görüşmesi, onların söylediğim manada resmi bir görüşmesi olmamıştır. Onlar ne zaman silah bırakırlar ve bu dediğimiz çerçeve gerçekleşir, Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde, o zaman tabii ki herkesle görüşülebilir. Silah bırakma konusunda bir adım atma yönünde karar alınır ve bunun nasıl yönetileceğiyle ilgili bir tablo ortaya çıkarsa, o zaman tabii ki bizim istihbarat örgütümüz onlarla temas edecektir.
- Bölgemizde terör örgütleri vasıtasıyla bir takım büyük güçler vekalet savaşları veriyor. Geçen gün bir vesileyle bahsettim. Şu anda Türkiye'de görev yapan Amerikan Büyükelçisi de Sykes-Picot Antlaşması ile bölgeye bir sürü istikrarsızlığın geldiği söyleniyor. Anlaşma, bizim bölgemize, bölgemizin gerçekliğiyle ilgili olmayan bir sürü huzursuzluk getirdi. Sosyolojik gerçeklikle bütün örtüşmeyen bir siyasal tablo çıktı. Ama bunun yanı sıra da geçmişte de gördük anlaşmadan memnun olmayanların zaman zaman burnumuzun dibinde bir takım terör devletçileri kurmaya çalıştıklarını da gördük. Amerikan büyükelçisinin açıklamasını bunun dışında tutuyorum tabii. O bölgeye zarar verdiği anlamında bir şey söylüyor. O doğru bir şey. Ama zaman zaman Sykes-Picot Antlaşması’na karşıyız diyen bazılarının bölgemizde başka planlar peşinde koştuğunu gördük. Ona verdiğimiz cevap Cumhurbaşkanımızın kullandığı mottoyla ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ oldu. Nitekim eğer Fırat Kalkanı Harekatı'nı, Zeytindalı Harekatı'nı yapmasaydık sınırımızın dibinde bu terör devletçileri oluşacaktı. Hangi terör örgütü olursa olsun sınırımızın dibinde böyle bir devletçik veya yapı oluşmasına müsaade etmeyeceğiz dedik. Dolayısıyla Suriye'nin toprak bütünlüğüne halel getiren, Türkiye için tehdit oluşturan hiçbir yapıya da burada müsaade etmeyeceğiz.