AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Kürtçe trafik yazılarının silinmesine ve Kürtçe halay nedeniyle yapılan gözaltılar tepki gösterdi. Ensarioğlu, "Van ve Diyarbakır’daki Kürtçe uyarı yazılarının silinmesini doğru bulmuyorum. Bu yazılar, trafikte dikkat çekmek amacıyla yazılmış olup yasa dışı değildir" dedi.
Ensarioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Türkiye’nin farklı illerinde halay çeken kişilerin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak belirtmek isterim ki; Kürtçe, Zazaca, Türkçe veya başka bir dilde halay çekmek yasa dışı değildir" ifadelerini kullandı.
Ensarioğlu'nun paylaşımı şöyle:
"Van ve Diyarbakır’daki Kürtçe uyarı yazılarının silinmesini doğru bulmuyorum. Bu yazılar, trafikte dikkat çekmek amacıyla yazılmış olup yasa dışı değildir. Kimsenin yasal olmayan hiçbir uygulamaya müdahale etme hakkı yoktur. Bu konuda gerekli adımların atılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Amacımız, bu tür olayların tekrarlanmamasını sağlamaktır.
Türkiye’nin farklı illerinde halay çeken kişilerin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak belirtmek isterim ki; Kürtçe, Zazaca, Türkçe veya başka bir dilde halay çekmek yasa dışı değildir. Ancak bazı videolarda yasa dışı sloganlar atıldığı iddiaları bulunmaktadır. Hukuki çerçevede müdahale gerektiren durumlar varsa, gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Ancak bu süreçte toplumun huzurunu bozacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Bir haber sitesine verdiğim bir demecin çarpıtılarak bizi Sayın İçişleri Bakanımızla karşı karşıya getirmeye çalışan yalan ve iftira haberciliğinin bu ülkede yeri yoktur ve olmayacaktır. Sayın Ali Yerlikaya, bizim partimizin ve hükümetimizin bakanıdır. Eğer kendisine söyleyecek bir sözümüz olacaksa, kendisi bizlere bir telefon kadar yakındır. Kendisinin göreve geldiği günden itibaren verdiği mücadeleyi ve gayreti yakından biliyoruz ve bu noktada Sayın Bakanımıza olan desteğimiz ve muhabbetimiz tamdır.
İzaha kavuşturmamız gereken ve çarpıtılan hakikat şudur: Terör örgütünün propagandası sayılacak müzikle halay çeken gençlere “Ölürüm Türkiyem” şarkısının sanki bir cezalandırma aracı olarak kullanılmasıdır. Bu tavrın karşı milliyetçiliği besleyeceği endişesini taşıyoruz. Tıpkı bundan 44 yıl önce Diyarbakır Cezaevi’nde zorla, dayakla ve şiddetle dinletilen ve söyletilen şarkıların, marşların bu vatanı sevdirmekten ziyade nefreti ve düşmanlığı körüklediği gerçeğinde olduğu gibi.
Biz bu gençlere diyoruz ki, sizi nefretin, düşmanlığın, terörün, kaosun ve kardeş düşmanlığının propagandasına alet etmeye çalışanlara asla geçit vermeyin. Biz kardeşliğin, sevincin ve beraberliğin türkülerini söyleyeceğiz. Kadim devlet geleneğimizde olduğu üzere “insanı yaşat ki devlet yaşasın” kaidesi bizim yol haritamızdır. 22 yıldır Ak Parti’nin siyaset felsefesi bu olmuştur. Ve bu ilkeden ayrılmadan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde “Büyük ve Güçlü Türkiye” mücadelemiz devam edecek.
Yalan, iftira ve manipülasyon yöntemlerine pirim vermeyiz, eyvallah da etmeyiz."