19 ili kapsayan ankete katılanların %98,7 gibi ezici çoğunluğu, “Çocukların anadillerinde eğitim görmelerini ister misiniz?” sorusuna “Evet” yanıtını verdi.
Ankette gündelik hayatta anadil kullanımına ve eğitim hayatındaki yerine ilişkin yaklaşım, talep ve önerileri öğrenmeyi hedefleyen araştırmada esas olarak ortaokul düzeyindeki okullarda, “Yaşayan Diller ve Lehçeler Seçmeli Dersi” kapsamında 10 yıldır yürürlükte olan derslerin durumuna ilişkin yaklaşım, algı ve eğilimlerde ölçülmeye çalışıldı.
Online ortamda gerçekleşen çalışma; İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Mersin, Adana, Antalya, Antep, Adıyaman, Diyarbakır, Van, Mardin, Urfa, Batman, Şırnak, Hakkari, Dersim, Muş ve Ağrı kentlerini kapsadı ve 2 bin 238 kişi ile görüşüldü.
Anadilde eğitim talebinin oldukça yüksek olduğunu, ancak okullardaki anadil eğitimini seçme eğiliminin düşük olduğunu tespit eden ve nedenlere de odaklanan çalışmanın araştırma grubunun %60,4’ünü erkek, %39,2’sini kadın, %0,4’ünü ise LGBTİ+ oluşturdu.
18 yaş üzeri her yaş grubundan katılımcının olduğu araştırmanın %34,3’ü 25-34 yaş grubundan, %29,2’si 35-44 yaş grubundan oluşturdu.
Katılımcıların %86,2’si anadilini Kurmanci, %9,4’ü Kirmancki/Zazaki, %1,3’ü Ermenice, %1,1’i Süryanice, %0,7’si Arapça, %0,5’i Çerkesce, %0,4’ü Lazca ve %0,4’ü Pomakça olarak tanımladı.
Bununla birlikte hanelerinde/aile içinde katılımcıların %54,3’ü Kurmanciyi konuştuklarını, %36,2’si Türkçe ve %6,2’si Kirmancki/Zazaki kullandıklarını söyledi.
Cinsiyet bağlamında bakıldığında kadınların hanelerinde erkeklerden daha az anadillerini kullandıkları; Çerkezce, Ermenice, Hemşince, Pomakça, Süryanice anadillerine sahip 18-24 yaş genç katılımcı grubunun hane içinde anadilini hiç kullanmadığı; Kurmanci lehçesinin genç yaş grubunda daha yaygın kullanıldığını; eğitim düzeyi yükseldikçe Kurmanci lehçesini kullananların oranında azalma olduğunu tespit etti.
“Hane İçinde/Ailenizde Anadilinizi Ne Sıklıkta Konuşuyorsunuz?” sorusuna katılımcıların %67,8’i “Her zaman”, %22,8’i “Ara sıra”, %6,5’i “Nadiren” %2,9’u “Hiç konuşmam” biçiminde yanıtlarken; “Sokakta/Sosyal Hayatta Çoğunlukla Konuştuğunuz Dil Hangisidir?” sorusuna katılımcılarımızın %55’i Türkçe, %43,8’i Kurmanci, %1,2’si Kirmancki/Zazaki yanıtlarını verdi. Anadilin sokakta kullanımında da kadınların erkeklere oranla daha az konuştuğu, eğitim seviyesi yükseldikçe en yüksek katılımcı anadil grubunu oluşturan Kurmanciyi konuşanların oranının düştüğü görüldü.
Buna karşın “Anadilinizi Ne Düzeyde Biliyorsunuz?” Sorusuna katılımcılarımızın %62,8’i “Hem konuşuyorum hem anlıyorum hem de okuyup yazabiliyorum”, %24,5’i “Konuşuyorum anlıyorum ama okuyup yazamıyorum” yanıtını verdi.
“NEDEN ANADİLİNİZİ KONUŞMUYORSUNUZ?” SORUSU
Anadilini konuşmayan veya bilmeyene nedeni sorulmuş, gelen yanıtlara göre; katılımcıların %57,1’i “Anadilimi öğrenebileceğim bir okul ve kaynak olmadığı için”, %28,3’ü “Ailemde konuşan olmadığı için/ Ailem öğretmediği için”, %7,3’ü “Yasak olduğu için”, %6,8’i “Dışlanmamak için” yanıtlarını verdi.
Anadilin yaş küçüldükçe daha az kullanıldığını gösteren çalışmaya katılanların %73,9’u hanelerinde 0-18 yaş grubunda çocuk bulunduğunu söyledi. Hanelerinde bulunan bu çocuklarla anadillerini konuşup konuşmadıklarına dair soruya ise katılımcıların %66,5’i “Evet”, %33,5’i “Hayır” dedi.
Katılımcıların %33,5’ine neden dillerini çocuklarına öğretmedikleri soruldu. Katılımcıların %51,1’i “Çevremiz hep Türkçe konuştuğu için”, %21,1’i “Öğretecek kadar iyi bilmediğim için”, %10,4’ü “Okul hayatında zorlanmaması için”, %7,3’ü “Anadilimi bilmediğim için” dedi.
“ANADİLDE EĞİTİM TALEBİNDE BULUNDUNUZ MU?”
“Hanenizde Yaşayan Okul Çağındaki Çocuklar İçin Okudukları Okulda Anadillerinde Eğitim Görmeleri İçin Talepte Bulundunuz mu?” sorusuna %52,2’si “Hayır”, %47,8’i “Evet” derken; talepte bulunanlara sonucun ne olduğu soruldu. Sadece %5,1’i “Talep ettiğimiz anadilde çocuklar için sınıf açıldı” yanıtını verdi.
Öte yandan %43,4’ü “Talep ettiğimiz halde hiçbir sınıf açılmadı, gerekçe de bildirilmedi”, %27’si “Talep ettiğimiz halde talep sayısı sınırlı denerek hiçbir sınıf açılmadı”, %22,3’ü “Talep ettiğimiz halde öğretmen olmadığı gerekçesiyle sınıf açılmadı” yanıtını verdi.
Ayrıca eğitim talebinde bulunmayanlara nedeni sorulmuş; %23,8’i “Böyle bir seçmeli ders olduğunu bilmiyorduk”, %21,6’sı “Yaşayan diller kapsamında anadilimizde eğitim tercih ettiğimizde değişik gerekçelerle reddedildiği için”, %17,8’i “Bu konudaki tercihlerimiz dikkate alınmayıp okul idaresi tarafından çocuklar farklı bölümlerde eğitimlere tabi tutulduğu için”, %11,8’i “Yaşayan diller ve lehçeler kapsamındaki seçmeli derslerin anadil öğrenimine katkı sunmadığına inandığım için” ve %6,6’sı “Çocuklar okulda ayrımcılığa maruz kalmasın diye talepte bulunmadığını” bildirdi.
Ayrıca tüm katılımcılara “Çocukların Anadillerinde Eğitim Görmelerini İster misiniz?” sorusu da yöneltilmiş; %98,7 gibi ezici çoğunluk “Evet”, %1,3’ü “Hayır” dedi.
Araştırma grubuna yöneltilen “Okullarda Verilen Yaşayan Diller Kapsamındaki Anadil Öğretimlerini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?” sorusuna katılımcıların toplamda %88,2’si yetersiz bulduklarını söylerken (%68,5 gibi büyük bir oran çok yetersiz buluyor), %1,7’si yeterli olarak değerlendirdi.
“Anadilde Eğitim Eğitim/Öğretim İçin Düşünceniz Nedir?” sorusuna katılımcıların %87,7’si “Okul öncesinden başlayarak öğretim anadilde olmalı” derken, %8,1’i “İlkokuldan itibaren öğretim anadilde olmalı” ve %2,8’i “Anadil kursları veya anadil öğreten seçmeli dersler yeterli” dedi.
Ayrıca katılımcıların %99’u anadillerinin korunması ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Yine “Anadilinizin Varlığını Sürdürmesi Önünde En Büyük Tehlike Sizce Nedir?” sorusuna katılımcıların %35,8’i “Anadilde eğitimin olmaması”, %23,2’si “Baskı ve asimilasyon politikaları”, %16,9’u “Ailelerin çocuklarıyla Türkçe konuşması”, %16,2’si “Yasal statünün olmaması” yanıtlarını verdi.
“Anadilinizin Korunması ve Geliştirilmesi İçin 1.öncelik Olarak Neler Yapılmasını Önerirsiniz?” sorusuna %31,8’i “Eğitim/Öğretim Dili Olmalı”, %30,1’i “Yasal/Anayasal Güvencelere Kavuşmalı”, %23,9’u “Resmi Dil Olarak Kabul Edilmeli” yanıtlarını verdi.
“Anadilinizden Kaynaklı Ne Sıklıkla Ayrımcılığa Maruz Kalıyorsunuz?” sorusuna ise katılımcıların, %39,5’i “Çok sık”, %34,8’i “Ara sıra”, %18,1’i “Nadiren” derken katılımcıların sadece %7,7’si “Hiç ayrımcılığa maruz kalmadığını” bildirdi.
Ayrıca katılımcılara kimi özel ve kamusal alanlarda, gündelik hayat içinde anadillerini kullanmaktan kaynaklı tedirginlik duyup duymadıkları da soruldu. Buna göre;
“Eğitim Kurumlarında Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %58,6’sı “Evet”, %20,5’i “Hayır”, %20,9’u “Kısmen”;
“Sağlık Kurumlarında Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %49’u “Evet”, %24,9’u “Hayır”, %26,1’i “Kısmen”;
“Devlet Dairelerinde Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %64,8’i “Evet”, %16,2’si “Hayır”, %19’u “Kısmen”;
“Toplu Taşıma Araçlarında Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna %35,3’ü “Evet”, %44,3’ü “Hayır”, %20,4’ü “Kısmen”;
“Sosyal Medyada Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %35,7’si “Evet”, %41,7’si “Hayır”, %22,6’sı “Kısmen”;
“İş Ortamında Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %33,5’i “Evet”, %40,7’si “Hayır”, %25,8’i “Kısmen”;
“Sokakta Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %21,9’u “Evet”, %57,1’i “Hayır”, %21’i “Kısmen”;
“Sosyal Çevrenizde Anadilinizi Konuşurken Tedirgin Olduğunuzu Hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %15,9’u “Evet”, %66,6’sı “Hayır”, %17,5’i “Kısmen” yanıtlarını verdi.