Batılı devletlerin Türkiye'ye silah satışını durdurmasının etkisi ne olur?

Türkiye\'nin Rojava\'ya başlattığı operasyonun ardından bazı Batılı ülkeler Ankara\'ya silah satışını kısmen veya tamamen durdurdu. Bu ülkeler Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Norveç, Hollanda, İsveç ve Finlandiya olarak sıralanıyor.
17.10.2019, Per - 14:27
Batılı devletlerin Türkiye'ye silah satışını durdurmasının etkisi ne olur?
Haberi Paylaş

Ülkelerin getirdiği silah yasakları arasında bazı farklılıklar bulunuyor.

Örneğin Almanya, İngiltere ve Fransa, Suriye\'de kullanılabilecek türden silahların satışları için yeni satış lisansı verilmeyeceğini açıkladı.

İtalya ve Norveç de Suriye\'de kullanılıp kullanılmayacağına bakılmaksızın Türkiye\'ye yeni silah ihraç izni vermeyecek.

Çek Cumhuriyeti ise gelecekteki lisansların yanı sıra mevcut bütün silah lisanslarını askıya aldığını açıkladı.

Bu ülkelerin kararları Türkiye\'yi nasıl etkileyecek?

Türkiye bu ülkelerden hangi silahları ithal ediyor?

Küresel silah ticaretini takip eden ve bu alanda en geniş veri tabanına sahip olan kurumlardan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü\'ne (SIPRI) göre Türkiye 2014-2018 döneminde bu ülkelerden çeşitli silahlar ve askeri ürünler ithal etti.

Bu ürünler ülkelerine göre şöyle listeleniyor:

Fransa: Askeri gözlem uçaklarına monte edilmek için Ocean Master radarları Almanya: Leopard tankı, Reis sınıfı denizaltı, TSK\'ya ait çeşitli uçaklar ve gemiler için dizel ve turboprop motorlar. İtalya: 6 adet ATR72-600 uçağının Deniz Karakol Uçağı\'na dönüştürülmesini kapsayan \"Meltem III\" projesi, A-129C Mangusta (ATAK) helikopterleri, Göktürk-1 gözlem uydusu, aralarında MilGem savaş gemilerinin de bulunduğu gemilere monte etmek için Compact 40L70 ve Super Rapid 76mm tipi silahlar. SIPRI\'ye göre Türkiye, 2014-18 yılları arasında İtalya\'nın en büyük silah alıcısı oldu. Hollanda: Gemilerde kullanmak için 12 hava radarı.

Türkiye\'nin bu ülkelerden ithal ettiği silahların değeri ne kadar?

Türkiye\'nin ithal ettiği silahların değerine dair farklı veriler bulunuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye 2018\'de \"Silahlar ve mühimmat, bunların aksam, parça ve aksesuarı\" gümrük koduyla 365 milyon dolar ithalat yaptı.

Bu ithalatın içinde ilk sırayı 100 milyon dolarla Bulgaristan aldı. Silah ithalatını kısıtlayan veya sonlandıran ülkelerden İtalya, Almanya ve Çekya sırasıyla, Türkiye\'nin en çok silah ithal ettiği 8., 9. ve 10. ülke oldu.

Bu karar hangi silahları kapsayacak?

Savunma alanında uzman gazeteci Burak Bekdil; Almanya, İtalya ve Fransa\'nın \"Suriye\'de kullanılma ihtimali bulunan silahlar\" tanımının muğlak olduğunu söylüyor.

Türkiye\'nin bu ülkelerden özellikle Suriye\'de kullanmak için mühimmat alma ihtiyacı bulunmadığını söyleyen Bekdil\'e göre bu muğlaklık, silah ticaretine devam edebilmak amacıyla bırakılmış.

\"Bu ambargo kararlarının çoğu kozmetik kararlar, alınma gerekçeleriyse bu ülkelerinin iç kamuoyuna yönelik\" diyen Bekdil, Türkiye\'nin bu kısmi silah ambargosu öncesi de Batılı ülkelerden bazı silahları almakta zorlandığını söyledi:

\"Almanya\'yı mercek altına yatırırsak, Almanya ile Leopard tanklarının modernizasyon programı yürütülüyordu. Altay tankında Almanların bir teknoloji transferi söz konusuydu ama Suriye operasyonundan önce bile Almanlar MTU şirketi mesela Türkiye\'ye motor teknolojisi vermek için siyasi iradenin onayına bakıyordu, o da maalesef çıkmadı.\"

İtalya ve Fransa, ortak konsorsiyumları Eurosam üzerinden Türkiye ile birlikte ortak hava savunma sistemi geliştirmeyi planlıyordu.Bekdil, yaptırımların bunu etkileyip etkilemeyeceğini Fransa\'ya sormak gerekeceğini söylüyor ve ekliyor:

\"Bana soracak olursanız etkilemeyeceğini peşinen söyleyebilirim. Bunlar çok kozmetik, siyasi kararlar, pek bir caydırıcılığı yok.

\"İngiltere de bu kararı aldı ama bir yandan da Türkiye\'nin milli muharip uçak projesinde yer almak istiyor. Bunu da ambargo kararının dışında tuttuklarını anlıyorum.\"Bu ülkelerin aksine Çek Cumhuriyeti, Türkiye\'ye yönelik tüm silah ihraç lisanslarını askıya aldı.

Bekdil, Türkiye\'nin bu ülkeden aldığı silahlar için \"Basit yan unsurlar diyebileceğimiz mühimmat gibi bazı sistemleri oradan temin ediyorduk. Onları da iç üretimle veya başka ülkelere kaydırarak temin edebileceğimiz sistemler\" diyor.

Türkiye bundan nasıl etkilenecek?

Bekdil, bu yaptırımların kısa vadede de uzun vadede de Türkiye\'yi etkilemeyeceğini düşünüyor.

Kısa vadede Türkiye\'nin bu operasyon için gerekli olan silah ve mühimmat stokuna sahip olduğunu söyleyen Bekdil, uzun vadede de Türkiye\'nin Batılı ülkelerin silah sistemlerine mecbur olmadığını vurguluyor:

\"Bizim çok ciddi derecede konvansiyonel ve akıllı mühimmat dediğimiz mühimmat sistemlerine ihtiyacımız var ama bu Suriye operasyonundan önce de vardı. Batılı ülkeler bu sistemleri bize vermekten zaten imtina ediyorlardı. ABD\'nin bir silah ambargosu yok ama de facto olarak var.

\"20-25 sene önce Batılı ülkeler silah sistemleri üzerinde monopol bir güce sahipti. \'Ben size bunu vermediğimde başka kimseden alamazsınız\' diyerek bunu dış politikanın bir enstrümanı olarak kullanıyordu. Ama bu gün bu sistem kalktı ortadan, hiçbir ülke hiçbir silah sistemi üzerinde monopol değil. Bir yerden alamazsanız başka bir ülkeden alırsınız.\"

Deutsche Welle\'ye konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, silah ambargolarının Türkiye\'yi güçlendireceğini, 15 yıl önce silah ihtiyaçlarının yüzde 20\'sini ülke içindeki üretimlerle karşılayabilen Türkiye\'de bugün bu oranın yüzde 70\'in üzerine çıktığını söylemişti.

Bekdil bu açıklamaya \"Hem evet, hem hayır\" diyor:

\"Son 10-15 yıla baktığımızda yerli kabiliyeti çok ciddi bir şekilde ilerledi ve gelişti Türkiye\'nin. Bu bir gerçek.

\"Ancak bu yüzde 70 rakamı son derece tartışmalı, bana göre abartılı bir rakam. Bu oranın tam olarak kaç olduğu önemli değil. Türkiye\'nin ihtiyaçlarını çok büyük oranda karşılayacak insansız hava aracı sistemlerinde biz çok ilerledik. Bu sistemler üzerinden bu operasyonların istihbarat ihtiyaçları gideriliyor büyük oranda.

\"Ambargoların bizim yerli silah sanayimizi geliştirdiği, buna yol açtığı da bir gerçek. Bunu inkar edemeyiz. Bu konuda mevcut hükümetin 2004-05 yılından itibaren geliştirmeye başladığı doktriner baza oturttuğu milli sistemler çalışmalarında da görece bir başarı olduğundan bahsetmek mümkün. Ancak bu başarı bana göre nasıl bir portre edildiğine baktığımızda kamuoyuna çok ciddi abartmalar olduğunu görüyoruz.\"

BBC Türkçe
Bu haber toplam: 11309 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:08:07