Türkiye\'de 14 Mayıs\'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri yaklaşırken, dünya basını da seçimler ve muhtemel sonuçlarını değerlendirmeye devam ediyor. Selcan Hacaoğlu imzasıyla ABD merkezli Bloomberg\'de yayınlanan analizde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın \'yeniden seçilmek istediği ancak seçilmesinin kesin olmadığı\' yazıldı.
\"Erdoğan, neden başa baş bir seçim yarışı ile karşı karşıya?\" başlıklı analizde yedi madde açıklayan Hacaoğlu, Maraş merkezli depremlerin etkileri, ekonomik kriz, bireysel hak ve özgürlükler ve Erdoğan\'ın adaylık süreci gibi bir dizi konunun etkili olacağını ifade etti.
“Ülke ekonomik krizle karşı karşıyayken ve yıkıcı depremlerden sonra toparlanmaya çalışırken anketler, Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarına tehdit olabilecek sıkı bir yarışa işaret ediyor” diyen Hacaoğlu, ilk olarak 20 Ocak\'ta yayınladığı ve 11 Nisan\'da güncellenen analizde, “Depremler, on binlerce kişinin yaşamını yitirmesine ve hükümetin müdahalesine ilişkin eleştirileri beraberinde getirdi. Seçim kuralları, Erdoğan ve müttefiklerine avantaj sağlamak için yeniden yazıldı. Cumhurbaşkanını eleştirenler, seçim kurulunun Erdoğan’a yeniden aday olma hakkı tanımasına itiraz ediyor” yorumunu yaptı.
Maraş depremlerinin etkileri
Erdoğan\'ın adaylık süreci ile ilgili ilk sorun olarak 6 Şubat tarihli Maraş depremlerine atıfta bulunan Bloomberg, “En az 173 bin binanın yıkılması, inşaat artışı sırasında inşaatçıların hız ve tasarruf için güvenliği feda etmesine izin verildiğine dair uzun zamandır süregelen şikayetleri yeniden gündeme getirdi\" diye yazdı.
\"İnşaat şirketlerinin bazı dükkanlardan ve otoparklardan taşıyıcı kolonları kaldırdığı ve destekleyici duvarlarda değişikliğe gittiği, kapı ve pencere yaptığı biliniyor\" hatırlatmasında bulunan Bloomberg, \"Depremlerden hayatta kalanlar ve muhalefet partileri ayrıca hükümetin Türkiye’de yaşanmış en kötü doğal afetlerden birine yeterli müdahalede bulunmadığını söylüyor\" dedi.
Bloomberg, ayrıca \"Erdoğan, ağır kış koşullarında 11 şehrin tamamına acil yardım göndermede zorluklar yaşandığını kabul etti ama bütün mevcut yardımın seferber edildiğini vurguladı\" bilgisini paylaştı.
‘Otoriterleşen bir lider’
İkinci olarak, Erdoğan\'ın \'2018’de Türkiye’yi geniş çaplı yetkilerle başkanlık sistemine geçirdikten sonra giderek otoriterleşen bir lider olarak görüldüğünü\' aktaran Bloomberg, \"Seçim, ülkenin son 20 yıldaki en kötü geçim kriziyle boğuştuğu bir dönemde yapılıyor\" hatırlatmasında bulundu.
Bloomberg, \"Her ne kadar Erdoğan hâlâ Türkiye’nin en popüler siyasetçisi olsa da Adalet ve Kalkınma Partisi, partinin en sadık destekçileri arasında yer alan yoksullar arasındaki desteğini yitirdi. Erdoğan bu sefer altı partili bir muhalefet bloğunun ve Kürt siyasetinin ciddi bir meydan okumasıyla karşı karşıya\" değerlendirmesini yaptı.
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı…
Haberinde üçüncü olarak ekonomik krize değinen haber sitesi, “Türkiye’de ekimde yüzde 85,5 ile son 24 yılın zirvesini gören enflasyon nisanda yüzde 50,5’e düştü. Pandemiden kaynaklı aksaklıklar ve Ukrayna’daki savaş birçok ülkede enflasyonu körükledi ama, Erdoğan’ın alışılmadık ekonomik görüşleri, Türkiye’deki sorunu artırdı\" diye yazdı.
Buna göre, \"Merkez Bankası enflasyonla mücadele için faiz oranlarını yükseltirken Erdoğan, bunu yapmanın aksi yönde bir etkisi olacağı konusunda sıra dışı bir tutum sergiledi. Erdoğan’ın baskısı altında olan Merkez Bankası da faiz indirdi.\"
Bloomberg, bu noktada, \"Erdoğan, ülkenin mali durumunu test edecek olan seçim öncesi vaatler kapsamında, emekli ve memur maaşlarının yanı sıra asgari ücreti de önemli ölçüde arttırarak vatandaşların alım gücünü korumaya söz verdi\" bilgisini de paylaştı.
Siyasi rakipleri
Dördüncü olarak Millet İttifakı\'nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu\'nu aday gösterdiğini hatırlatan Bloomberg, seçim sürecine ilişkin şu öngörüleri paylaştı:
\"Halkların Demokratik Partisi (HDP) kendi adayını çıkarmak yerine Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğinin sinyallerini verdi. Cumhurbaşkanı adaylarının ilk turda kazanması için oyların yüzde 50’sinden fazlasını alması gerek; aksi takdirde, iki hafta sonra ikinci tur yapılacak.
\"Kılıçdaroğlu’nun eski bir müttefiki olan merkez sağ aday Muharrem İnce muhalefetin oylarının bölünmesine neden olabileceği için ikinci tur ihtimaller dahilinde. Son aday ise bir grup milliyetçi parti tarafından desteklenen Sinan Oğan.”
Adaylık sürecindeki anayasa çıkmazı
Erdoğan\'ın adaylığını hukuki olarak da ele alan Bloomberg, \"Erdoğan’ı eleştirenler, bunun Anayasa’yı ihlal ettiğini söylüyor; Anayasa, ikinci dönem sırasında meclis erken seçim çağrısında bulunmazsa cumhurbaşkanlarını peş peşe iki beş yıllık dönemle sınırlıyor\" diye yazdı.
Bloomberg, tartışmalara ilişkin şu bilgiyi paylaştı: \"Erdoğan\'ın aday olabileceğini savunanlar ise Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili tartışmaları başkanlık sistemiyle başlatıyor.
\"Daha öncesinde Erdoğan 11 yıl Başbakan olarak görev yaptıktan sonra 2014’te Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmişti. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına uygun olduğu, bu konuda son sözü söyleyen Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edildi.\"
Yeni seçim sistemi
Altıncı olarak yeni seçim sistemini ele alan Bloomberg, “Anketler, Erdoğan’ın partisi ile, küçük ortağı MHP\'nin Meclis çoğunluğunu korumakta zorlanabileceğini gösteriyor. Şayet bu partiler ve öteki küçük ortakları ortak listelerle aday çıkarma konusunda anlaşırlarsa şansları artabilir\" yorumunda bulundu.
Türkiye’deki göreceli temsile dayalı D’Hondt sistemi, ittifakların ve daha büyük partilerin lehine\" değerlendirmesini yapan haber sitesi, \"Şu anda meclisteki en büyük üçüncü blok olan HDP kapatma davasıyla karşı karşıya fakat Yeşil Sol Parti\'yle bundan sıyrılabilir\" dedi.
Değişen seçim kuralları
Bloomberg, son olarak “Seçim kuralları nasıl değişti?” başlığı altında, ‘6 Nisan’da yürürlüğe giren değişikliklerin, kampanya düzenlemek veya mitinglere katılmak için devlet kaynaklarını kullanma konusunda bakanlara getirilen yasaktan cumhurbaşkanının muaf tuttuğunu’ yazdı.
Söz konusu değişikliklerin seçim barajını yüzde 10’dan 7’ye indirdiğini de hatırlatan Bloomberg, kuralların ‘küçük partilerin kendi başlarına mecliste sandalye kazanmasını zorlaştırdığını ve bu partilerin daha büyük ittifaklar tarafından domine edilmek durumunda kaldıklarını’ ifade etti.(Kaynak)