Dr. Mustafa Peköz: 6’lı Masa Kürtlerden ne istiyor, Kürtlere ne vaat ediyor?

Tabanının talepleri DİKKATE ALINMAZ. HDP, kendi seçmen kitlesinin taleplerini dillendirdiği zaman bütün muhalefet tek bir ağızdan bağırıyor: OLMAZ. Sadece 6’lı masanın seçmeninin hassasiyetleri var. HDP seçmenin hassasiyetleri YOK. Olsa da ÖNEMLİ DEĞİLDİR.
18.06.2022, Cts - 09:16
Dr. Mustafa Peköz: 6’lı Masa Kürtlerden ne istiyor, Kürtlere ne vaat ediyor?
Haberi Paylaş

Küresel Strateji sitesinde, 6’lı Masa olarak tabir edilen AKP dışındaki Millet İttifak’ı partilerinin HDP ve Kürtlere karşı pozisyonlarını inceleyen “6’lı Masa Kürt Sorununun Çözümünden Korkuyor mu?” başlıklı bir yazı yayınlayan Dr. Mustafa Peköz Türkiye’nin politik geleceğini Kürt seçmen kitlesinin belirleyeceğini dile getirdi. Sistemin yeniden şekillendirilmesinde Kürt seçmen kitlesinin merkezileştiği parti veya partilerin önemli bir rol oynayacağını vurgulayan Mustafa Peköz, bu nedenle bütün politik tartışmaların merkezinde HDP’nin bulunduğuna dikkat çekti.

İktidarın HDP’yi kapatarak esasen Kürtleri politik alanın dışına atmak istediğini dile getiren Peköz Demirtaş başta olmak üzere HDP milletvekillerini, Belediye Başkanlarını tutuklamakla kalmadığını, Kürtlerin yoğunlukta olduğu bütün kurumlara yönelik eş zamanlı operasyonlara sistematik olarak devam ettiğini belirterek şöyle devam ediyor:

“Böylelikle sisteme muhalif olan ve merkezinde Kürtlerin olduğu HDP’nin politik tasfiyesi devletin çıkarları için bekaa sorunu olarak görülüyor. İktidarı anlamak mümkün ancak 6’lı masa olarak tanımlanan devlet muhalefeti de stratejik olarak Kürt merkezli politik bir gücün dengeleri belirlemesinde rahatsız oldukları görülüyor. Aynı şekilde 6’lı masa kendi politik planının başarıya ulaşmasında Kürt seçmen kitlesine zorunlu ihtiyaçları olduğunu da görüyor. Böylelikle HDP’nin gücünü kullanma ama politik dengeleri belirlemenin dışında tutma taktiğini uygulamayı hedefliyorlar.”

6’lı Masanın Buluşma Noktası: Devlet hassasiyeti

6’lı masa olarak ifade edilen muhalefet de esasen devletin bir kanadını temsil ettiğine dikkat çeken Peköz, muhalefetin devletin stratejik olarak korunması ve güçlendirilmesini savunduğuna vurguda bulunuyor:

“Gündelik politik yaşamda bir kısım farklılıklar olsa da bu ekip de öncelikli olarak devlet diyor. Devletin stratejik kodlarından bağımsız olmayıp, devletin kurumsal kimliğinin devamı için aynı hedefe farkı kulvarda varmak istiyor. Yani bağımsız politikalar üretemiyor.”

6’lı masada etkin bir güç olan İYİ Parti Başkanı Akşener başta olmak üzere bütün liderlerin özellikle Kürtlerin politik geleceğine dair devletin kodlarına uygun davranacaklarını hemen her fırsatta dile getirdiklerini, devlet aklına mesaj verdiklerini vurgulayan Peköz, bu nedenle AKP-MHP iktidarının HDP’nin Kapatılmasına yönelik açılan davayı bazen açıktan bazen dolaylı destek vermelerinin de bir tesadüf olmadığını belirtiyor.

“Avukatların Öcalan ile görüşme talebine yönelik yapılan eylemlere karşı Akşener’in yapmış olduğu açıklama taktiksel bir hamle değil tersine devletin stratejik kodlarına olan bağımlılığını ifade ediyor. Bu da sadece iktidar için değil aynı zamanda muhalefet görünen politik kanadın bir kısmı için Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün devam edeceğini ortaya koyuyor.”

Muhalefet Partilerin Hassasiyetlerine EVET ama HDP seçmenin hassasiyetlerine HAYIR

Muhalefetin her söyleminin tabanında dikkate alındığına ve gayet doğal karşılandığına dikkat çeken Peköz bu durumu partilere göre şu şekilde yorumluyor:

“CHP politikalarında kendi tabanının hassasiyetlerini dikkate alıyor. Bunu göre açıklama yapıyor: BU GÜZEL VE ÖNEMLİ

İYİ Parti her açıklamasında kendi tabanının hassasiyetlerini esas alıyor: BU DA ÇOK GÜZEL

Gelecek Parti politika belirlerken tabanının dikkate alıyor: BU DA GAYET DOĞAL

DEVA Partisi, görüşlerini kamuoyu ile paylaşırken tabanını sesini önemsiyor: BU OLMASI GEREKEN

Saadet Partisi, İslamcı bir tabana sahip belirlediği her politikada buna özen gösteriyor: OLMASI GEREKEN

Demokrat Parti, politik etki gücü olmamasına rağmen tabanı için hassas bir noktada: GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN TABANIN SESİNE KULAK VERMESİ ÖNEMLİ

Özetle; 6 partiden oluşan ‘Muhalefet’ özellikle Kürt sorununa ilişkin yaptığı her açıklamada TABANIN HASSASİYETİ VE SESİ ÖN PLANA ÇIKIYOR. Bu genel kabul gören bir yaklaşım.

Mesele HDP olduğunda ise durum değişiyor: HDP tabanının hassasiyetleri ÖNEMLİ DEĞİL.

Tabanının talepleri DİKKATE ALINMAZ. HDP, kendi seçmen kitlesinin taleplerini dillendirdiği zaman bütün muhalefet tek bir ağızdan bağırıyor: OLMAZ. Sadece 6’lı masanın seçmeninin hassasiyetleri var. HDP seçmenin hassasiyetleri YOK. Olsa da ÖNEMLİ DEĞİLDİR.

Bu bakış açısı pişkince sürekli tartışılıyor. İktidar medyasını bir kenara bırakalım, muhalif medyası dahi HDP’nin açıklamalarına verilen cevap: 6 Masa seçmeninin hassasiyetleri var. Peki HDP veya Kürt seçmeninin hassasiyetleri için bir tek cümle kuruyorlar mı? Hayır. Hatta önemsiz gösterilmeye çalışılır.

6’lı masanın iktidarla ilişkisi sorgulanmaz ama HDP’nin olası bir görüşmesi hedef tahtasına oturtulur.

Devlet merkezli muhalif medyanın da HDP’ye yönelik psikolojik bir savaş yürüttüğünü belirten Peköz, sürekli Kürtler ve HDP üzerinden tartışmaların yürütüldüğünü, sorgulamaların Kürt eksenli yapıldığını, AKP’nin Türk seçmen kitlesi içerisinde birinci parti konumunda olmasının gayet doğal görüldüğünü ve sorgulamaya gerek duyulmadığını vurguluyor..

Muhalefetin Kürtlerin en ufak taleplerini dikkate almadığına dikkat çeken Peköz, HDP ile en ufak bir politik bağ kurmak istenmemesine rağmen sürekli olarak HDP’nin muhalefete koşulsuz destek vermesinin ve iktidara açık tutum almasının istendiğine vurguda bulunuyor.

6’lı devlet masası ‘Yeni Bir Çözüm’ sürecine karşıdır

AKP iktidarının bütün saldırı politikalarına rağmen belirlediği hedefe ulaşamayacağını ve Kürtlerin iç politik denklemin dışına çıkartamayacağını gördüğünü belirten Peköz, iktidarın başarısız kalacağından emin olduğunda bu kez tersten Kürtleri etkilemek için Kürtler arasındaki çelişkileri derinleştirmeyi aksatmadan arka planda bazı hazırlıklar yaptığını belirtiyor:

“Bu nedenle iktidar; İmralı/Öcalan-Kandil/PKK-Ankara/HDP-Edirne/Demirtaş denkleminde ‘kriz çıkartmaya çalışıyor. Kürtlerin kimin tarafından temsil edeceği konusunda ciddi bir tartışma yada çatışma çıkarabileceğine kendini inandırmış görünüyor. Başta cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar bürokratları ve yöneticileri özellikle Öcalan ile görüşüldüğü ve hatta bir anlaşmanın yapıldığı algısına Kürt seçmen kitlesini inandırmaya çalışıyorlar. Böylelikle saydığım dört alan arasında çelişkilerin aratacağı beklentisi oluşturuluyor.”

Devlet Öcalan ile görüşüyor ama Muhalefet tedirgin oluyor

Devlet kurumlarının ciddi bir ilerleme olmasa da Öcalan ile görüştüğüne atıfta bulunan Peköz, Öcalan’ın, görüşmelerde açık ve kabul edilebilir bir konspet oluşturulmadan ne sürece dahil olacağını ne de süreci başlatacağını vurgularken, ilginç bulduğu bir detaya dikkat çekiyor:

“İlginç olan ise muhalefet iktidarın Öcalan ile görüşmesinde çok tedirgin olmasıdır. MHP/AKP iktidarı kazanmanın tek yolunun Öcalan ile pazarlığa oturmasında ve Kürtler için yeni bir sürecin başlatmasında görürse bunu çok açık yapar. Kürtler politik temsilcileri de edebi/ezeli düşmanlık yapmak yerine politik pazarlığın ve taleplerin gerçekçi olup olmadığına, iktidarın ne kadar samimi olup olmadığına ve yapılacak önerilerin Kürtler için toplumsal karşılığı olup olmamasına bakacaktır

6’lı Masa Öcalan ile görüşme olasılığını sıklıkla dile getiriyor. Hatta bundan oldukça eminler çünkü devletin bir kanadında kendilerine bilgi akışı var. Masa temsilcileri ve muhalefet medyası, Öcalan ile yeni bir sürecin başlatılmasını sürekli eleştiri konusu yapıyor ama kendileri ne öneriyor? Kürtlerin toplumsal talepleri için ne söylüyorlar? Kürt sorunun demokratik siyaset içinde çözümüne dair somut bir projeleri var mı? Bunların hiçbirine maalesef olumlu yanıt veremiyor. Kürtlerle yan yana gelmek, ortak plan yapmak, geleceği birlikte örgütlemek gibi en küçük bir projeleri yok. “

Kürtlerden destek isteyen muhalefet Kürtlerin taleplerini hesaba katmalı

Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı, Meral Akşener’i ise Başbakan yapmak isteyen Muhalefetin, bunun için Kürtlerden destek istediğini vurgulayan Peköz, bunun karşılığında Kürt sorununun olduğu yerde kalacağını, çözümsüzlüğün devam edeceğini, saldırıların kesintisizce süreceğini belirterek devletin geleneksel politikalarında bir değişime gidilmeyeceği öngörüsünde bulunuyor ve yazısını şu cümlelerle bitiriyor:

“Peki, Kürtlerin politik temsilcisi olan konumunda olan HDP seçmeni hangi gerekçeyle Muhalefeti destekleyecek. HDP’nin kapatılmasını savunan hatta HDP’nin kapatılması beklentisine girerek Kürt seçmeni üzerinde gelecek hesabı yapan 6’lı Masaya Kürt seçmen neden oy versin.

ABD-AB ile Rusya, Ukrayna’da fiilen/dolaylı bir savaş halindeler ama Suriye’de Türkiye’nin politikalarına karşı ‘ortak’ çıkarlar üzerinde birleşiyorlar. Çünkü çıkarlar belirleyicidir. Kürtler de kimseye sonsuza kadar düşman olmazlar. Politik dengelere göre stratejiler ve taktiksel politikalar belirlerler. Politik ve toplumsal çıkarlarına göre hareket ederler.

Kürtlerin politik dengeleri belirleme gücü 2019 Yerel Seçimlerde görüldü. Bu gerçeği kim görür, Kürtlerin stratejik gücü üzerinde kazanmayı amaçlar, doğru ve gerçekçi politikalarla çözüm üretir ve Kürtlerin politik temsilcisi olan HDP ile doğru bir ilişki kurarsa kazanan taraf olur.

Erdoğan düşmanlığı siyaseti üzerinden Kürtlerden taraf olmayı beklemenin hiçbir geçerliliği yok. 6’lı Masa düşünsün ve karar versin. Kazanmak mı? Kaybetmek mi? Hangisini İstiyor.”

Haberin tamamı için tıklayın...

Nerina Azad
Bu haber toplam: 3038 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:29:05