PKK’nin saldırılarının HDP’nin manevra alanını daralttığı belirtilen yazıda özetle şöyle deniyor:
“Özgür Teke’nin ılımlı, Kürd yanlısı HDP’yi ilk kez meclise gönderen seçimlerden sonra barış için büyük umutları vardı. Ama geçen ay Türk Hükümeti’yle PKK arasındaki savaş aniden yeniden alevlendi. Teke, ‘Tam çözüm olacakken sanki birileri düğmeye bastı’ diyor.”
“Geçen Temmuz’dan bu yana her gün Diyarbakır üzerinde, PKK hedeflerini vurmak için havalanan uçakların sesi yankılanıyor. PKK bu operasyonlara güneydoğuda saldırılarla karşılık verdi. En az 20 güvenlik görevlisi öldürüldü ve şiddet yayılıyor.”
“Diyarbakır’da umutsuzluk havası var. Düş kırıklığına uğramış bir kent sakini, ‘Barış için oy verdik, savaş geldi’ diyor. Öfke seçim başarısızlığından sonra milliyetçi dalgayı kabartmak için savaşı yeniden başlatmakla suçlanan AKP’ye yönelmiş durumda. Parti yetkilileri barış görüşmelerinden vazgeçtikleri iddiasını reddediyor. Partinin Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar çok da inandırıcı olmayan bir şekilde, başka ülkelerin Türkiye’yi karıştırmaya çalıştığını söylüyor.”
“Güneydoğuda, Türk ordusu ile PKK arasındaki amansız savaşın anıları hala canlı. 1984’te başlayan savaşta 30 binden fazla kişi öldü, 3 binden fazla köy boşaltıldı. İşadamı Şahismail Bedirhanoğlu, ’30 yılda askeri yollardan kimsenin kazanamayacağını gördük’ diyor.”
‘Halk bu savaşı istemiyor’
“Bugün Kürdler arasında PKK’yle ilgili farklı görüşler var. Çoğu militanların misilleme hakkı olduğunu söylüyor. Bazıları ise PKK’nin kurduğu, yerel ticareti baltalayan barikatlara tepkili. PKK’nin saldırıları aynı zamanda HDP’nin manevra alanı daraltıyor. HDP milletvekili İmam Taşçıer, “Halk bu savaşı istemiyor” diyor.”
“Ancak her geçen gün, Türkiye’yi barıştan biraz daha uzaklaştırıyor. Güvenlik güçleri personelinin televizyonlarda yayımlanan cenaze törenleri Türklerin öfkesini alevlendiriyor. Bazı Türk milliyetçiler, Kürdleri terörist sempatizanları olarak görüyor, kutuplaşma derinleşiyor. İnsan hakları grupları son iki hafta içinde güneydoğuda binden fazla Kürdün gözaltına alındığını söylüyor. Kötü muamele iddiaları artıyor.”
‘Zaman daralıyor’
“Birçok kişi durumun kontrolden çıkabileceği uyarısında bulunuyor. Daha önceki savaşta evlerini terk etmek zorunda kalan ailelerin çocukları militanları destekleme eğiliminde. Ekim 2014’te, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşan Kürd güçlerine destek sağlamaması için yapılan protestolarda yaklaşık 40 kişi öldü. Suriye’de Kürd savaşçıların elde ettiği özerk Rojava bölgesi sınırın Türk tarafındaki hayalleri de canlandırıyor. Kürd kentlerinde Rojava’da ölen gençlerin çiçek ve bayraklarla donatılan mezarları, giderek artan sayıda kişinin mücadeleye katıldığına işaret ediyor.”
“Sivil toplum örgütleri, faciayı engellemek için zamanın daraldığını söylüyor. Kürd hakları savunucusu Nebahat Akkoç, ‘Silahların susturulması çağrıları hiç bu kadar açık ve yüksek sesli olmadı’ diyor. Ancak barış sürecinin ağır bir darbe aldığını kabul ediyor.”