ABD kaynaklı Economist dergisinde yayınlanan bir yazıda ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye politikası Rusya’nın lehine olmakla eleştirildi. “Beşar Esad kadar talihine dua etmesi gereken kimse yok” denilen yazıda 6 Ekim\'de, Başkan Donald Trump’ın, Rojava\'da bulunan ABD askerilerini geri çekme emrinin 9 Ekim\'de başlayan Türkiye harekatına izin verilmesi olarak görüldü.

Yazıda Türkiye’nin harekatı başlatmasından dört gün sonra, YPG’nin Rusya’nın Hmeimim hava üssünde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la anlaşma yapmasının Trump yönetimi tarafından tetiklendiği vurgulanırken, Esad’ın yıllardır yapamadığını yapıp Kürtlerin bölgesini bir kaç günde ele geçirdiği söylendi.

“Donald Trump, bir Türk işgalini tetikledi ve milli çıkarları alt üst etti” başlıklı yazıda Trump’ın askerleri çekme kararının Suriye’yi yeniden şekillendirdiği söylenirken ABD’nin Suriye’nin iç savaşında artık “son sözü söyleyen” taraf olamayacağı belirtildi.

Economist’te yayınlanan yazıda “Savaşın belirleyeni artık Rusya olacaktır. Yeni durumdan büyük ölçüde yararlanan taraf Rusya oldu” denildi.

Yazıda harekatın başlangıcından beri Türkiye’nin sağladığı ilerlemenin büyük kısmının, Türk kayıplarını azaltmak amacıyla “disiplinsiz Suriyeli muhalifler tarafından” gerçekleştirildiğinin altı çizilirken bu durumun Hevrin Halaf\'ın katledilmesi ve yol kenarında tutukluların infaz edilmesi gibi durumların ortaya çıkmasına neden olduğu söylendi.

Esad\'la yapılan anlaşmanın ardından, YPG kuvvetlerinin Suriye ordusunun Beşinci Kolordu\'nun komutasına geçmesi YPG tarafından her ne kadar “sadece askeri bir adım” olarak nitelendirilse de Economist’te yayınlanan yazıda “Esad’ın rejiminin, kontrolüne geri dönen nüfus ile bir hoşgörü geçmişi yok... Kuzeydoğu\'da Amerikalılarla çalışan Kürtler ve Araplar bu tür misillemelere karşı özellikle savunmasız olacaklar.” denildi.

Economist ilginç bir şekilde durumu ABD’nin Vietnam’dan kaçtığı zamanki tabloya benzetme girişiminde bulundu: yazıda ABD’nin çekilirken işbirlikçilerini sahada bir başına terk etmesi üzerine “durum 1975’te Saygon’un düşüşüne benziyor.” denildi.