Türkiye tarihinin en yüksek meblağlı savunma anlaşması olan S-400 sistemi, NATO'nun ve ABD'nin tepkisini çekmişti.
Sistemin teslim edilmesi Türkiye'yi ABD yaptırımlarıyla da karşı karşıya bırakabilecek. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan S-400 tartışmalarına ilişkin, "S-400 konusunda işi bitirdik, geri dönüşümüz asla olamaz. Ruslarla anlaştık, ortak üretime gireceğiz, belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz" demişti.
Erdoğan Diyarbakır'da S-400'lerler ilgili yaptığı açıklamalara bir yenisini ekledi.
ABD'nin, Rusya'dan S-400 füze savunma sitemi alınması durumunda Türkiye'ye yaptırım uygulayacağını açıklaması hakkında konuşan Erdoğan, "Türkiye'nin S-400'leri'nin hangi şartlarda aldığı ortadadır. Bunun NATO'yla, F-35'le, ABD'nin güvenliğiyle bir ilgisi yok" dedi.
"Bundan rahatsız olanlar, hala eski günlerdeki kendi gemilerini yürütmenin gayreti içindedir. Amerika'nın S-400'lerle ilgili tavrı bunun bir örneğidir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bu hava savunma sistemini niçin aldığı, hangi şartlarda aldığı, ne şekilde kullanacağı açıkça ortadadır. Bu konunun, ne NATO'yla ne F35 projesiyle ne ABD'nin güvenliğiyle uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını işin erbabı olan herkes biliyor. Peki, buna rağmen S-400 konusunda niçin ülkemizin üzerine böylesine hoyrat bir şekilde geliniyor?
Çünkü mesele başka. Mesele S-400 değil, Türkiye'nin Suriye başta olmak üzere bölgesindeki gelişmeler konusunda kendi iradesiyle hareket ediyor olmasıdır. Üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizdeki birtakım çevreler de kimi alenen kimi el altından aleyhimizde estirilen rüzgarlara nefes veriyor, destek veriyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar beyhudedir. Türkiye istiklali ve istikbali için girdiği 15 Temmuz başta olmak üzere, pek çok bedel ödediği, şehitler verdiği bu yoldan asla geri dönmeyecektir.
Bugün bize S-400 aldığımız için böylesine yüklenenlerin, dün ülkemiz topraklarına teröristlerin roketleri, bombaları yağdığında mevcut sistemleri nasıl toparlayıp götürdüklerini biz unutmadık. İnşallah geçmişteki pek çok hadise gibi bu meseleyi de aklıselimin, mantığın, ortak çıkarların gerektirdiği şekilde halledeceğiz. Biz insansız hava aracı istedik dostlarımızdan ama ne yazık ki vermediler. Silahlı insansız hava aracı istedik, 'Maalesef kongre müsaade etmiyor.' dediler. Ne oldu sonra? Şimdi biz insansız hava aracını, silahlı insansız hava aracını yaptık mı, yaptık. Şimdi daha da ileri modelini yapıyoruz."