Hande Kılıç, depremde kaybolan yakınlarını arayan yüzlerce kişiden sadece biri. İki aydır abisini, yengesini ve yeğenini arıyor. Hatay’ın Antakya ilçesindeki apartmandan 25 kişi kayıp! Sekiz katlı binada 30 daire vardı. 100’den fazla aile…
Binada sadece 10 kişi hayatta kalmış. Kayıplar için ne muhatap olan bir yetkili ne de konuya dair resmi bir çalışma var. Çaresiz kayıp yakınları, Whatsapp grubunda “Ne yapabiliriz” diye konuşuyor.
Hande Kılıç süreci baştan sona Diken’den Aysegül Kasap’a anlattı: “AFAD yetkililerinden ve görevlilerinden kimse yoktu. Sadece iki tane kepçe vardı ve kepçeyi kullananlar. Hiçbir uzman yoktu. Binada bir ceset çıktığında operatör kepçeyi durduruyordu ve yakınları o cesedi battaniyeye sarıp götürüyordu.“
6 Şubat’ta Maraş merkezli depremlerin etkilediği 11 il arasında en çok yıkımın görüldüğü illerin başında Hatay yer almıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Hatay’da her iki evden biri yıkıldı” demişti. İki hafta sonra iki büyük depremle daha sarsılan kentte hasarlı binalar da yıkılmıştı. Çadır bulamadığı için hasarlı evine girmek zorunda kalan vatandaşların bazıları bu depremde enkazda kalmıştı.
Depremlerde resmi sayıya göre 50 bin 399 kişi hayatını kaybetti. Bunun içinde kayıplar yok. Kayıplara dair resmi açıklama da yok
İki ay oldu ama haber yok
Hande Kılıç İstanbul’da yaşıyor. Deprem günü İstanbul’daydı. Ailesiyse Hatay’da. Depremde annesinin babasının ve kardeşinin bulunduğu apartman yıkılmadı. Ama abisinin yaşadığı bina yıkıldı. O günden beri ne abisinden, ne abisinin eşinden ne de yeğeninden haber var.
Baba Kılıç enkazın başına depremden bir buçuk saat sonra varmış. O andan beri ailesinden üç kişiyi bekliyor. İki ay oldu ama haber yok. Üstelik sadece Kılıç ailesi de değil. Aynı binadan 22 kişi daha kayıp. Toplamda 25 kişi.
Kılıç depremden üç gün sonra enkazda arama kurtarma çalışmasının başladığını söyledi: “Ondan önce hiçbir şekilde kimse gelip yardım etmedi. Binada bir noktadan sonra yangın çıktı ve biz itfaiye aradık. Ama kimse gelip söndürmedi. İtfaiye araçlarında su olmasına rağmen itfaiye memurları emir almadan biz gelemeyiz diyorlardı ve gelmiyorlardı.”
Yıkılan binada polis ve askerler de yaşıyormuş. Kılıç şöyle devam etti: “Polis ve askerlerin arkadaşlarının çabasıyla arama kurtarma çalışmaları başladı ama bu çok ilkel bir çalışmaydı. Çünkü AFAD yetkililerinden ve görevlilerinden kimse yoktu. Sadece iki tane kepçe vardı ve kepçeyi kullananlar. Hiçbir uzman yoktu. Binada bir ceset çıktığında operatör kepçeyi durduruyordu ve yakınları o cesedi battaniyeye sarıp götürüyorlardı.”
Enkazdaki çalışma tamamen kepçe operatörünün insiyatifinde. O bir beden fark ederse kepçe duruyor.
Arama kurtarma çalışması altı gün boyunca böyle devam etmiş. Binanın birinci bodrum katına kadar inmişler. Çalışmalar tamamen bittiğinde toplamda 27 kişinin kaybolduğu farkedildi.
Daha sonra 27 kişiden ikisinin cenazesi bulundu: “Bir süre sonra aileleri arayıp ‘DNA eşleşmesi oldu. Gelin yakınlarınızı alın’ dediler. Aynı aileden anne babanın cenazesi teslim edildi ailelere ama kız çocuğu hala kayıp.”
Kayıp ailelerin yakınları yetkililere ulaşamıyor. Günlerdir muhatap arıyorlar ama yok. Whatsapp grubunda ne yapılabilir diye konuşuyorlar. Sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Kılıç karşılaştıkları tek yetkilinin enkaz kaldırılırken gelen savcı olduğunu söyledi: “Binada kayıp olduğu için savcı tutanak tutmuş, savcı ve polis memurları kepçe operatörlerine enkazın dikkatle kaldırmaları gerektiğini söylediler. Binayla ilgili resmi yapılan tek işlem bu.”
Kayıplar hakkında kimse bir şey bilmiyor. Sadece olasılıklar konuşuluyor. Ve bu olasılıkların kesin bir sonuca varması için de ‘hiçbir çalışma yapılmıyor.’