İbrahim Gürbüz: 'Kürtçe kişisel değil, milli bir mesele ve milli bir vazifedir!’

İsmail Beşikçi Vakfı Başkanı İbrahim Gürbüz, “Kürt siyasetçiler, aydınlar en fazla Kürtçeye önem vermelidir. Dil, kişisel bir mesele değildir, milli bir meseledir, milli bir vazifedir” ifadelerini kullandı.
23.01.2023, Pts - 10:56
İbrahim Gürbüz: 'Kürtçe kişisel değil, milli bir mesele ve milli bir vazifedir!’
Haberi Paylaş

Türkiye Milli Eğitim Bakanlığına bağlı orta okullarda 2023-2024 eğitim ve öğretim yılında okutulacak seçmeli derslerin tercih süreci 10 Şubat tarihine kadar devam edecek. Yaşayan Diller ve Lehçeler (5, 6, 7 ve 8. sınıflar) kapsamında, Kürtçe’nin Kurmanci ve Zazaki lehçeleri de seçmeli dersler arasında yer alıyor.

İsmail Beşikçi Vakfı (İBV) Başkanı İbrahim Gürbüz, Kürtçe seçmeli dersler sürecini ve yürütülen kampanyaları Rûdaw’a değerlendirdi.

Öğrencilerin Kürtçe derslere yönlendirilmesi anlamında yapılan çalışmalarla ilgili olarak Gürbüz, şunları söyledi:

“Dil kurumları çok sayıda çalışma yürütüyor, bu çalışmalar çok değerli. Bu tür çalışmaların Kürt siyasetçilerince de gündeme getirilmesi gerekir.

Dil çok önemli bir şey. Büyük şair Dıldar, 1938’de ‘Ey Reqib’i yazıyor. Sonra bu milli marş oluyor. Orada Dildar, ‘Dil varsa Kürtler var’ diyor. Dil olmazsa Kürtler olmaz. Sonra Mahabad Cumhuriyeti’nde marş oluyor, şimdi de Kürtler milli marş olarak okuyor.

Celadet Ali Bedirxan, Hawar dergisinde 1942’de bir makale yazıyor. Orada bir Yahudi gençten bahsediliyor. Elyezer Bin Yehuda. Ondan bahsediyor. Orada Yehuda diyor ki ‘Bizim halkımız tüm dünyaya yayılmış durumda. Bunların tamamını kendi topraklarımıza getirmemiz gerekir. Ayrıca İbranice dilini öğrenmemiz lazım” diyor. Bunun üzerine çalışmalar başlıyor. Yahudiler topraklarına dönüyor. O dönem İbranice dili eskidir, ölüdür deniliyor.

“Evinde Kürtçe konuşmalı”

Bazıları bu genç deli diyor. Mümkün değildir diyorlar, dalga geçiyorlar. Ama çalışmalar devam ediyor, dillerini öğreniyorlar. İbranice dili resmi dil oluyor. Elyezer Bin Yehuda’nın hayali gerçekleşiyor. Yahudiler devletleşiyor. Celadet Ali Bedirxan, Kürtler bundan büyük ders almalı diyor. Kürtler kendi dilini öğrenmelidir diyor. Kürtler kendi dilini öğrenmeli. Dışarıda hangi dili konuşursa konuşsun içeride Kürtçe konuşulmalı. Herkes evinde Kürtçe konuşmalı. Her ev bir sınıf olmalıdır.

“Ben sonradan Kürtçeyi öğrendim”

Değerlendirmelerinin devamında Kürtçeyi sonradan öğrendiği bilgisini veren Gürbüz, şunları kaydetti:

“İstanbul’da Kürtçe şu anda daha çok duyuluyor. Daha çok çalışma yapılıyor. Biz vakıfta da dil üzerine çalışmalarımızı yapıyoruz. Biz 1992’de İstanbul Kürt Enstitüsü’nü kurduk, o dönemde çok az kişi Kürtçe okumayı ve yazmayı biliyordu.

Ben Türkler arasında büyüdüm, dilim kayboldu. Sonra ben Kürtçe öğrendim. Biz Kürt Enstitüsü’nü kurduk ama ben Kürtçe bilmiyordum. Ben sonra öğrendim. İnsan istese kendi dilini sonradan da öğrenebiliyor. Tıpkı Elyezer Bin Yehuda gibi.”

“Bir hak verildiyse bu haktan yararlanılmalı”

Kürtçe derslerin bir ‘kandırmaca’ olarak görüldüğü ve bu yüzden yürütülen çalışma ve kampanyalara destek verilmediği yönündeki tespite ilişkin ise Gürbüz şunları söyledi:

“Bu çok yanlış bir bakış açısı. Bir hak verildiyse bu haktan yararlanılmalıdır. 2012’de şayet Kürtler bu hakkı bilseydi, bundan faydalansaydı bugün inanıyorum ki milyonlarca kişi Kürtçeyi öğrenirdi, okurdu, yazardı. Şimdi belki binlerce Kürtçe öğretmeni olurdu.”

“Kürtçe kişisel değil, milli bir meseledir, milli bir vazifedir”

Vakıf olarak Kürtçeye yönelik herhangi bir çalışmalarının olup olmadığı sorusuna Gürbüz, şu yanıtı verdi:

“Vakıfta elbette çalışmalarımız bulunuyor. Atölye ve çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz elbette. Önemli bir şey söylemek istiyorum. Şeyh Abdusselam Barzani, Osmanlı döneminde Kürtçe dilini istiyor. Ama bunlar idam ediyor. Osmanlı, Kürtlerden daha çok dilin öneminin farkındaydı.

Kürtler dillerine değer vermiyor. Ama Kürt düşmanları, Arap, Türk ve Fars işgalciler daha çok biliyor. Mustafa Kemal, neden biz Balkanları kaybettik diye soruyor. Balkan halkları önce dilini öğrendi, sonra milli bilinç oluştu. Sonra da millet oldular. Sonra da bağımsızlıklarını kazanıp bizden ayrıldılar diyor.

Kürt siyasetçiler, aydınlar en fazla Kürtçeye önem vermelidir. Kürtçe kişisel bir mesele değildir, milli bir meseledir, milli bir vazifedir!”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 5402 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:34:32