Madrid’de yapılan NATO Zirvesi’nde Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında varılan ortak mutabakat anlaşması sonrası iki ülkede gündem Ankara’nın istediği kişilerin sınır dışı edilip edilmeyeceği oldu.
Her ne kadar siyasiler bu gelişme ile kendilerine üyelik sürecinin hızlıca tamamlanacağı sözünün verildiğini, bunun hem Avrupa’nın kuzeyi hem de Baltık bölgesinin korunması açısından önemli bir gelişme olduğunu söylese de gündem iadesi istenen kişiler ve Kürtler.
Finlandiya’da ve İsveç’te hükümet yetkilileri Türkiye’nin iadesini istediği kişiler konusunda Avrupa İade Sözleşmesi’ne uyacaklarını belirtirken özellikle Kürtler bu anlaşmanın büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söylemekten çekinmiyor.
Anlaşma sonrası Finlandiya’nın terörizm ile ilgili yasalarını değiştireceğine dair bazı söylentiler olsa da Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö böyle bir durumun olmayacağını belirterek, Türkiye’nin iadesini istediği kişiler ile ilgili olarak da bugüne kadar uygulanan yasal prosedürün aynı şekilde devam edeceğini açıkladı.
Yapılan anlaşma ile İsveç ve Finlandiya’ya yönelik Türkiye vetosu kalkmış görünse de bu mutabakatın kimi koşullarının Türkiye tarafından zorlanacağı ve sınırlarının test edileceğini söyleyenler var.
Akademisyenler ve uzmanlar imzalanan metnin hiçbir hukuki zorlayıcılığı olmayacağını üstüne basa basa haber kanallarına açıkladı. Foreign Policy Institute’den Matti Pesu, “Finlandiya, hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir devlettir ve suçluların iadesi konusunda uluslararası anlaşmalara bağlıdır. Bu konuda esnek olmak pek mümkün değildir” derken, Helsinki Üniversitesi Uluslararası Hukuk bölümünden Martti Koskenniemi de iki ülkenin Türkiye’nin istediği 33 kişiyi iade etmeyeceğini belirtti.
İsveç’in Kürt kökenli milletvekili Amineh Kakabaveh anlaşmaya en fazla ses çıkaran kişilerden biri oldu. Bu anlaşma ile Kürtlerin sırtlarından vurulduğunu söyleyen Kakabaveh’in durumu özellikle İsveç hükümeti için oldukça önemli. Kendisi son dönemde hükümetin kimi konularda güven oyu alması için kritik oyu kullanan kişi.
Hükümet ile yaptığı anlaşma uyarınca kendisinin güven oyuna karşılık İsveç hükümetinin YPG ve PYD’ye destek sözünü verdiğini belirten Kakabaveh, Dışişleri Bakanı Ann Linden’in güvensizlik oyu alması gerektiğini belirtti.
Linden ise yapılan anlaşmayı savunarak İsveç’in teröristler için bir cennet olamayacağını ve Türkiye’nin hassasiyetlerine anlayış göstermeleri gerektiğini söyledi.
İsveç Başbakanı Magdalena Andersson kimi tartışmaları dindirmek adına terör ile ilişkisi olmamış kişilerin korkmasına neden olmadığını ve hiçbir İsveç vatandaşını sınır dışı etmeyeceklerini aktardı.
İsveç, Finlandiya’ya göre özellikle Kürtler konusunda daha fazla sesin çıktığı ülke oldu. Finlandiya’da ise görece daha az yankı var. Bunda Niinistö’nün mevcut yasalarda bir değişim olmayacağını ilk etapta söylemesinin etkisi mevcut.
Tabii ki Rusya’nın esas tehdit olduğu ve tehdit oluşturur biçimde hareket ettiğinin de Finlandiya’daki duruma etkisi var. Olası bir Rusya müdahalesinden çok uzun zamandır korkan Finlandiya kendisini daha güvenli bir noktada görüyor.
Finnish Kurdish Association Başkanı Welat Nehri, YLE’ye telefon ile verdiği mülakatta bu noktadan sonra esas yapılması gerekenin Avrupa ülkelerinin IŞİD ile savaşan Kürtlere ne kadar yardım edeceğine bakmak olduğunu aktardı.
Nehri Türkiye’de terör ile ilgili yasaların oldukça muğlak olduğunu ve Erdoğan’ın istediği kişiyi terörist ilan edebildiğini ifade edip, “Bu durumdan en fazla zarar gören Kürtler oldu” dedi.
Finlandiya’da NATO anlaşması ile birlikte ABD’de eski başkan Donald Trump’ın siyaset sahnesinde yeniden, daha güçlü dönmesi ihtimali de konuşulmaya başlandı. Trump’ın ülkesini NATO’dan çıkarma isteği ve yeniden başkan olması halinde böyle bir durumun nasıl etkisi olacağı da tartışılıyor.
Şu an iki ülkenin NATO üyeliği için önlerindeki en büyük engelin kalkmış görünmesi iktidarlar tarafından başarı olarak görülüyor. Mutabakat Anlaşması’nın mevcut politikalara ve yasalara ne kadar etkisi olacağını ise beklemek gerekiyor. Ancak özellikle vurgulanan Türkiye’nin Avrupa İade Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde istemediğinde kimsenin sınır dışı edilemeyeceği.