İsrail\'in ünlü haber sitelerinden biri olan Ynet yazarı Yaron Fridman, Türkiye\'nin Suriye\'de gerçekleştirdiği operasyonun detaylarını yazdı.
Türkiye\'nin uzun süre IŞİD\'e yardım ettiğini iddia eden Fridman, böylece Suriye\'deki Kürtler\'i (YPG) zayıflatmayı düşündüğünü, ancak bu planın tutmadığını yazdı.
Amerikalılar\'ın Kürtleri koruma sözünde durup durmayacağını da soran Yaron Fridman, \"Türk ordusu ile Esad ordusunun çatışması ihtimalinde ittifakları ile de çatışma önlenemez bir durum mudur? İran ve Rusya Suriye çamuruna boğazlarına kadar batmış durumdalar. Türkiye Suriye\'ye girmiştir ama nasıl çıkabileceği belli değildir.\" İfadelerini kullandı.
İşte o analiz:
\"Türkiye\'nin Suriye\'yi işgal\'e başlama tarihi olan 24 Ağustos 2016 öyle sıradan tesadüfi bir tarih değil. Aynı tarihte 1516 yılında Osmanlı Ordusu Suriye\'de hükmeden Memlukler\'e karşı zafer kazanmıştı. Ve Osmanlı ordusu ilerleyerek bütün Suriye\'yi işgal etmişti. Sonucu belirleyen çarpışma Halep\'in kuzeyindeki Mercidabık\'ta yer almıştı. Bugün de Türk Ordusu aynı yeri işgale başladı.
Suriye\'nin bölünmesi projesi dış güçlerin, hatta yabancı büyük devletlerin karışmasına sebebiyet veriyor. İran ve Suriye\'nin arkasından Türkiye\'de bu savaşa dahil olmuştur. Ve Türkiye\'nin bu savaşa karışmasının asıl sebebi nedir? Ve bu operasyon ne zaman, nerede duracak?
Parçalanan Bir Ülke
Birinci Dünya Savaşından sonra Fransa ve İngiltere Büyük Suriye\'yi aralarında bölüştüler.
Filistin adı ile anılan Güney bölümü İngilizlere verildi. Suriyelilerin 1920\'de çekilmesinden sonra ellerinde kalan bölgeye Lübnan adı verildi. 1930 yılında ise Fransız Mandası Suriye\'nin kuzeyindeki İskenderun körfezini ve Hatay\'ı Türklere verdi.
1967 yılında 6 gün savaşı dolayısı ile İsrail Golan Tepelerini işgal etti ve 1981 yılında da bu toprakları İLHAK ederek İsrail topraklarına dahil etti.
2011 yılından itibaren de Suriye ülke topraklarının büyük bir kısmında hükümranlığını kaybetti. Bugün ise sadece ülke batısındaki bir kaç şehir dışında hükümranlığı mevcut değil.
Beşar Esad\'ın hükmettiği söylenen bölgelerde bile ne kadar hükmettiğini söylemek çok kolay değildir. Yönetim güçlerinin de bölünmüş olduğu ve hangi bölümlerin Esad yönetimi ile mutabakat halinde olduğu ve Esad\'ı dinlediği belli değil.
Askeri mutabakatın anlaşıldığı kadarı ile Ruslar ve İranlılar ve hatta sahada bulunan Suriye Ordusu arasında gerçekleşmektedir. Bu dağınık birliklerin bir bölümü kesinlikle bağımsız olarak hareket etmektedirler. Alevi askeri Süheyl El Hasan\'ın (Kaplan)yönetiminde olan ve \"çöl vasisi\" olarak bilinen birlik bu bağımsız hareket edenlere örnektir.
Fırat Kalkanı Operasyonu - Türkler Geliyor
İki hafta önce Türkiye Tanklar -Özel Kuvvetler ve uçaklarla ülkenin kuzeyinde bulunan Halep şehrinin yakınındaki Cerablus bölgesini işgale başladı. Bu iç savaşa 5 yıl boyunca karışmamış olan Türkiye\'nin bu savaşa direkt olarak karışmamasından sonra ilk adımı olup. Bu karışmanın zamanlaması ise oldukça ilginç olup başarısız darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın güçlenmesinden sonra olmuştur.
Suriye\'nin işgali Erdoğan\'a orduyu Hava Kuvvetleri dahil kullanma imkanı vermiştir. O Hava Kuvvetleri ki başarısız darbe girişimi onlarla başlatılmıştı. Bu sayede Hava Kuvvetlerinin kendisine olan sadakatini de kanıtlamış oluyor. Seri halde gelen ve IŞİD tarafından gerçekleştirilen terör saldırıları ile Kürt örgütü PKK tarafından üstlenilen terör saldırılarının onlarca vatandaşın hayatlarına mal olmuş ve aynı zamanda da Ülke Turizmine oldukça olumsuz etkileri olduğuna bakarsak bu operasyon haklı bir eylemdir.
Ancak uzun vadede Türkiye Güney sınırındaki durumu kendi arzusuna göre düzenlemek istemektedir. Ve bunu Rusya ile ABD yapmadan önce yapmak istemektedir. Süper güçler tarafından gerçekleştirilen Suriye sınır ayarlamaları neredeyse herhangi bir değişikliğe uğramaksızın sadece 70 yıl sürdü. Ve şu sıralarda ise Suriye haritasında oldukça dramatik değişiklikler gerçekleşmektedir. Bu haritadaki herhangi bir değişiklik gelecekteki 70 seneyi kapsayacak anlamına da gelebilir.
Türkiye güney sınırında değişikliklere daha fazla göz yumamazdı. Türkiye terör kabusunu açık gözler ile yaşadı. Türkler 3 yıl boyunca IŞİD gönüllülerinin Suriye\'ye geçmelerine müsaade ettiler. Bu şekilde IŞİD\'nin Kürtler\'i imha edebileceğini sandılar. Ancak sonuç tam tersi olarak çıktı. IŞİD güçlendikçe Kürtlerin onları yenme ve onlarla savaşma kararlılığı arttı. Kürtler bu savaşlarında ABD\'nin Askeri desteğini, hava yardımını hatta lojistik desteğini aldılar. IŞİD bu savaşta Kürtlere karşı yenildi ve Kürtler neredeyse Bütün Kuzey Suriye\'ye sahip oldular ve Rojava otonomisini kurdular.
Türkiye\'nin Suriye\'yi işgale başladığı gece Kürtler Cerablus\'u fethettiler ve Fırat\'ın batısına geçmeye kalktılar. Fırat\'ın batısında olan Kürtlerin yönetimindeki Afrin gölgesi ile birleşmeye çalıştılar. Böylece Kuzey Suriye\'nin tamamını fethetmeyi başaracaklardı. Bu da Türkiye\'nin Güney sınırında bir Kürt devamlılığı oluşturmuş olacaktı.
Yaratık yaratıcısına kalkışarak, yani Türkiye IŞİD\'e desteğini kesince ve ABD\'ye hava üssünü kullandırtmaya izin verince Ankara\'nın düşmanı haline dönüştü.
IŞİD\'e karşı savaş aynı zamanda son iki yıldır devam eden Türkiye\'nin kendilerine yardım ettiği söylentilerini reddetmek için de bir sebeptir kuşkusuz.
Bir Taşla İki Kuş... Kürtlere Karşı Savaşı IŞİD İle Aklamak
Türklerin Fırat Kalkanı operasyonunda Türkiye oldukça dikkatli davranmak zorundadır. Sebeplerden biri Türkiye\'nin bir NATO ülkesi olması. Diğeri de Kürtlerin ABD tarafından destekleniyor olmasıdır. Kürtere karşı olan savaşı aklamak gayesi ile Türkiye, işgal sebebinin IŞİD terörü olduğunu ifade ediyor.
Tabii aynı zamanda Kürt terörü ile de. Bu iki unsur Türkiye\'nin istikrarını bozmaktadır.
IŞİD bu yıl Türk Vatandaşlarına karşı bir dizi eylem gerçekleştirdi. Kürt Terör örgütü ise ağırlıklı olarak Güvenlik güçlerini hedef aldı. Türkiye aynı zamanda ülke içindeki Kürt azınlığının güçlenmesinden de endişe etmektedir. Kürtler Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 20\'si demektir. Endişe odur ki Türkiye Kürtleri Güneydoğu Türkiye\'de bir otonom kurabilirler. Irak ve Suriye\'deki Kürt kardeşlerinin başarıları onları da heveslendirebilir.
2012\'de bir kenara bıraktıkları orijinal plan\'a dönülecek olsa ki Türkiye ihtilalin başlangıcında isyancıların en önemli grubu olan Özgür Suriye Ordusu\'na destek olmuşlardı. Bu örgüt muhalifleri olan İslami örgütlerden farklıydı. Aynı zamanda Batının onayını alabilmek için de Türkiye bu örgüte destek vermeyi tercih etmişti. Bu örgütün ideolojisi de demokratik ve laiktir. Bu örgüt birden bire canlandı ve ifadelerine göre Türkmenlerle birlikte Kürtler tarafından etnik arıtma geçirdikleri topraklara dönmeyi arzu ediyorlar.
Aslına bakılacak olursa Türkiye\'nin olaya müdahil olmasıyla, ÖSO ile Kürtler arasında yeni bir çatışma doğdu. Halbuki şimdiye kadar IŞİD\'e karşı verilen mücadelede müttefiktiler.
Türkiye\'de yaklaşık olarak 2.5 milyon Suriyeli mülteci bulunuyor. Türkiye bu mültecilerin Avrupa\'ya gitmemesi için Avrupa Birliği\'nden oldukça büyük paralar aldı. Anlaşıldığı kadarıyla Türkiye\'nin planında bu mültecileri ülkelerine göndermek ve özellikle Kürt topraklarını bu Arap mültecilerle doldurmak var.
IŞİD Topraklarının Ardındaki Yarış
IŞİD kademeli olarak küçülmektedir. Tabii ki soru bu küçülme ile nasıl ayakta kalabileceğidir. Ve ne zamana kadar... Irak\'ta IŞİD\'in merkezi olan Musul\'u fethetme hazırlıkları yapılmaktadır. Suriye\'de de Ruslar güneyden, Kürtler de kuzeyden ilerleyerek IŞİD şehri Rakka\'yı fethetme çabası içindeler. Kim bu geniş toprakları ele geçirebilirse bu toprakların kaderini de onlar tayin edecek. Bu da gelecek senelerin kaderi olacaktır. Hatta bu toprakları koz olarak kullanıp gelecekteki Suriye\'nin kaderin i tayin hakkını belirleyebilecektir. IŞİD topraklarını ele geçirme yarışı başlamıştır.
Kürtler -İranlılar-Ruslar, hatta Türkler bile bu yarışta birinci olmak ve Rakka\'yı ele geçirmek arzusunda. Suriye petrolünün yüzde 70\'i bu bölgede.
Şimdiye kadar Fırat Kalkanı operasyonundan iki haftadan fazla geçti ve Türk tankları herhangi bir engelle karşılaşmadan Suriye içine girdi. Halep kuzeyinde operasyon yavaşlatıldı. Operasyonun başarısı, aslında süratinde ve ilerlemenin kolaylığında. Bu da Türklerin ilerlemek için iştahını kabartacaktır.
Türklerin Rakka\'ya ilerleme yarışı sadece Rusları geçmek değil, aynı zamanda Kürt Halkını Koruma ordusunun girişini önlemektir. Suriyeli Kürt isyancıları yerine ABD, IŞİD\'in itlaf edilme görevini Türkiye\'ye vermeyi tercih edebilir.
Türk ordusunun bu görevi Kürt milislerinden çok daha çabuk ve etkin bir şekilde bitirebileceğinden kuşku duyulmamalıdır. ABD\'nin Türkiye\'ye verdiği destek sayesinde IŞİD yok edilebilirse, bu Başkan Obama\'nın ikinci başkanlık dönemini büyük bir başarı ile bitirmesine neden olacaktır ve tarihteki en tehlikeli terör örgütünü bitirmiş sayılacaktır.
Halep\'e Giden Yol
Doğu\'da olduğundan farklı olarak Türklerin IŞİD\'e karşı Halep çevresinde savaşma serbestisi var. Batı\'da ise Türkler çok dikkatli savaşmak zorunda. Türk ordusu ÖSO\'ya Halep yakınlarına ilerlemesine izin verecek ancak Ruslar ve müttefikleriyle kapışmamaya büyük özen gösterecekler. Suudilerin Suriye\'deki operasyona destek vermeleri çok ta tesadüfi değildir. Muhtemelen Halep\'teki ablukada kalmış olan isyancılara bir koridor oluşturmasına yardım edecekler.
Ilımlı asiler ABD ve Arap ülkelerinden bıkkınlık geldiğinden şimdi desteğin ve umudun Türklerden gelmesi beklentisi içindedirler. Beklentilerinin haklılığı var mı acaba?
İşgalin başlangıcında Türkler Suriye içinde sadece 50 km ilerleyeceklerini söylemişlerdi. Bu hafta ise 90 km ilerleyeceklerini beyan ettiler.
Özgür Suriye Ordusu\'nun Türk tankları ve uçaklarının desteği ile daha da güney\'e ilerlemeleri olasıdır. Kurban bayramı vesilesiyle Türkler Rusların Ateşkes talebine olumlu cevap verdiler.
Tabii ki ÖSO Halep\'teki aşırı İslami gruplar ile karşı karşıya gelirse ve bir köprü kurma ihtimali doğarsa bu durum Rusların hiç de hoşlarına gitmeyecek ve bu gruplara silah sevkiyatını kabullenmeyeceklerdir.
Türklerin Fırat\'ın Batısında Kürtler ile çatışması ise Kürtlere destek vermeyi taahhüt etmiş olan ABD ile olumsuz durumlar ve karmaşa oluşturacaktır.
Türklerin Suriye\'ye girmesi kartların yeniden karıştırılması durumunu oluşturmuştur. Esası olan bir hedefi var, Kürtleri zayıflatmak. İkincil hedef ise IŞİD topraklarına yerleşmek ve Halep\'teki isyancılara destek vermek.
Kürtler IŞİD ile savaşı bitirdiler mi? Amerikalılar Kürtleri koruma sözünde duracaklar mı?
Türk ordusu ile Esad ordusunun çatışması ihtimalinde ittifakları ile de çatışma önlenemez bir durum mudur?
İran ve Rusya Suriye çamuruna boğazlarına kadar batmış durumdalar.
Türkiye Suriye\'ye girmiştir ama nasıl çıkabileceği belli değildir.
Yazar: Dr. Yaron Fridman
Tercüme: Rafael Sadi
Kaynak: http://www. ynet. co. il/articles/0,7340,l-4854303,00. html
Dr. Yaron Fridman kimdir:
Ynet Arap Dünyası yorumcusu olup Paris Sorbon Üniversitesi mezundur.
Hayfa Teknik Üniversitesi Hümanist bilimler bölümü İslam hocasıdır.
Galil Üniversitesi Arapça hocasıdır.
Ortadoğu Hayfa eğitim kurumu Ortadoğu Tarihi Hocasıdır.
Kitapları: Aleviler, Tarih, Din ve Kimlik. (İngilizce olarak 2010 yılında yayınlandı)