Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ataması yapılacak 20 bin öğretmen arasında Kürtçe eğitimi için sadece 10 kadro ayırması tepkiye neden oldu.
Bakanlık, “Yaşayan Diller ve Lehçeler” dersi için açtığı Kürtçe öğretmenliği kadrosuna geçen sene 50 kişi atarken, sayının bu yıl 10 olduğunu açıkladı. Ataması yapılacak bu öğretmenlerin altısının Kürtçe'nin “Kurmanci”, dördünün ise “Zazaki” lehçesi öğretmeni olacağını duyurdu.
Karara siyasetçilerin ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisi büyük.
Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkanı Bayram Bozyel, Kürtler’in anadil hakkından mahrum bırakıldığını savundu.
Bozyel, “Hem Kürtçe’yi seçmeli ders olarak dayatarak Kürt halkını anadili ile eğitim hakkından mahrum bırakmak, hem de bunun için 10 öğretmek atamak, bu iktidarın her türlü siyasi, demokratik ve saygı ilkesini hiçe saydığının göstergesidir” dedi.
“Anadilde eğitim hakkını savunmaya devam edeceğiz”
DEM Parti Van Milletvekili Gülderen Varlı ise X hesabında Kürtçe’nin sadece seçim zamanı hatırlandığını dile getirerek, şunları söyledi:
“Akılları sıra, ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ adı altında 10 Kürtçe öğretmen atayarak, Kürtler'e azınlık muamelesi yaparak anadilde eğitime engel olmaya çalışıyorlar. Bu ülkede Kürtler vergi veriyorsa, kendi anadilinde eğitim alma hakkına da sahiptir. Kürtçe’yi ve Kürt halkını sadece seçim zamanında hatırlayan zihniyet iyi bilsin ki anadilde eğitim hakkını savunmaya devam edeceğiz.”
DEM Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da tepki gösterenler arasındaydı. Seçmeli ders sisteminin yürümediğini dile getiren Gergerlioğlu, “Sadece 10 Kürtçe öğretmen kontenjanı atanacakmış. 10 yılda atanan Kürtçe öğretmeni sayısı 189. Seçmeli ders işi yürümüyor. Yürütülmek istenmiyor. Talep çok fazla” dedi.
“Norm kadro yönetmeliği Yaşayan Diller ve lehçelere dersi için revize edilebilir”
Konuya ilişkin VOA Türkçe’ye konuşan Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi kurucularından Veysel Aydeniz, bu yıl yaklaşık 34 bin öğrencinin Kürtçe’yi seçmeli ders olarak seçtiğini hatırlattı.
Kadro sayısında tutarsızlık olduğunu dile getiren Aydeniz, “Geçen yıl dersi tercih eden 24 bin öğrenci için ilave 50 öğretmen kontenjanı verilmişken, bu yıl 34 bin öğrenci tercihine karşılık 10 kontenjan ayrılması tutarsız gibi görünüyor. Ancak okul normu uygulaması yüzünden bakanlık 10 sayısının yönetmeliğe uygun olduğuna dair açıklama getirebilir. Bu nedenle, Kürtçe, daha doğrusu Yaşayan Diller ve Lehçeler dersi için okul normu değil, il ve ilçe normunun uygulanabileceğini daha önce de ifade ettik. Bir okula öğretmen atanması için gerekli sayıdaki tercih yeni kadro kontenjanı koşulunu sağlayamazken, birkaç okuldaki tercih toplamda bu koşulu sağlayabiliyor. Bu nedenle norm kadro yönetmeliği Yaşayan Diller ve lehçelere dersi açısından revize edilebilir" dedi.
Norm kadro, kamu kuruluşlarının görevlerini etkin ve verimli bir şekilde yerine getirebilmesi için, kurumun amacına uygun olarak bulundurması gereken azami personel sayısını ve bu personelin unvanlarını ifade ediyor.
Derslerin zorunlu olmasını isteyen Aydeniz, birçok kesime de şu önerilerde bulundu:
“Öncelikle, bölge milletvekilleri, belediye başkanları ve meclis üyeleri, muhtarları bir araya gelerek Kürtçe anadili için çalışma grubu oluşturabilir. Tarihsel sorumlulukları olduğunu, geciktiklerini anımsatmak istiyoruz. Bu çalışma grubu Türkiye’deki her bir yerel yönetimde hizmetlerin ve evrakların Kürtçe de düzenlenmesi için en az bir Kürtçe tercümanın mülakatla kadroya alınması için girişimlerde bulunabilir. Devlet ve özel okullarda Kürtçe derslerinin gidişatını inceleyebilir.”
“Velilerin önüne engel çıkarılıyor”
"Kürtçe’nin Türkiye’de resmi ve zorunlu eğitim dili olması, Kürt çocuklarının kendi anadillerinde zorunlu eğitim almasının sağlanması" konusunda çalışmalar yürütmek için kurulan Kürtçe Gönüllüleri Birliği (DILKURD) Sözcüsü Fevzi Bulgan, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, tercih sırasında velilerin önüne engel çıkarıldığını söyledi.
Atamaların tercih sayısına göre yapıldığını savunan Bulgan, “Tırnak içinde söylüyorum, kendilerine göre haklıdırlar çünkü ihtiyaca göre atama yapılıyor. Birçok yerde tercih formu verilmiyor, insanlar dersi seçemiyor. ‘Okulumuzda öğretmen yok, o yüzden seçmeli yapılmıyor’ diyorlar, diğer derslere aktarıyorlar. Bu engeller kaldırılmalıdır. Önümüze çıkarılan bu engelleri çıkarıp bunu diplomatik, siyasi bir gündem haline getirmemiz gerekiyor, siyasetin gündemine getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Seçmeli derslerin Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde verildiğine dikkat çeken Bulgan, AB’nin yetkili kurumların bu konuyu gündeme alması gerektiğini ifade etti. Bulgan, seçmeli derslerin “yapmış olmak için" açıldığını savunarak, “Avrupa Birliği yasalarını uyguluyor olmak, uyguladığını ispat etmek için bu dersleri veriyor durumdalar. Bunu ortaya çıkarmamız lazım. Avrupa Birliği’ne ‘işte bu kadar tercih ediliyor, biz de bu kadar öğretmen veriyoruz ve gereğini yerine getiriyoruz’ diyorlar. Bizim buna sahip çıkmamız lazım. Sahtekarlıkları gündeme getirmemiz lazım” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanı’na soru önergesi
Bu arada DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren konuyu TBMM'ye taşıdı.
Türkiye Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren Eren’in sorduğu bazı sorular şöyle:
"-Her yıl yüzlerce öğrencinin mezun olduğu Kürdoloji mezunlarına bu yıl 20 bin atama içerisinden sadece 10 kontenjan verilmesinin gerekçesi nedir?
-20 bin atama kadrosundan sadece 10’unun Kürtçe'ye ayrılması anadilde eğitim hakkının önündeki engellerden biri değil midir?
-Kürtçe seçmeli ders seçen öğrencilerin eğitimi için şu ana kadar atanan öğretmen sayısı kaçtır? Bu sayı yeterli midir?
-Kürtçe’yi seçmeli ders kapsamından çıkarıp zorunlu ders kapsamına ne zaman alacaksınız?
-Anadilde eğitim hakkının anayasal ve yasal güvence altına alınmasına ilişkin bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
-Uzmanların seçmeli Kürtçe dersin, "Yaşayan Diller ve Lehçeler" ismiyle yer almasının dersin bilinmesini engellediği belirmektedirler. Kürtçe dersinin kendi ismiyle müfredata eklenmesi için bir çalışmanız var mıdır?”
Kürtçe ne zaman seçmeli ders oldu?
Eylül 2012'de yayımlanan yönetmenlikle Kürtçe, “Yaşayan Diller ve Lehçeler” adı altında seçmeli ders olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatına girdi.
Türkiye’de orta dereceli okullarda (5, 6, 7 ve 8. sınıflar) seçilebilen bu ders kapsamında, Kürtçe’nin Kurmanci ve Zazaki lehçeleri yer alıyor.
26 Ocak 2011'de YÖK tarafından Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün onaylanmasıyla birlikte Mardin Artuklu, Muş Alparslan ve Bingöl üniversitelerinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri, Bingöl ve Dersim'de ise Zaza Dili ve Edebiyatı bölümleri açıldı. O tarihten bugüne her sene yaklaşık 100 öğrenci, yani 100 yeni Kürtçe öğretmeni mezun oluyor.