T24 yazarı Metin Münir ‘PKK ne yaptığını sanıyor’ başlığıyla yayımlanan yazısında, PKK’nin son 1 yıl içerisinde büyük hatalar yaparak, HDP’nin kazandığı seçim başarısını bertaraf ettiğini, düştüğü tuzak sonucu çözüm sürecinin sona ermesine ön ayak olduğunu, hendek ve şehir savaşları sonucu zaten kötü olan durumu berbat bir hale soktuğunu savundu. Şehir savaşlarıyla PKK’nin büyük bir yanlış yaptığını savunan Münir, PKK’nin hendeklerde başlattığı başkaldırıyla yeni bir Kobani yaratacağını sandığını lakin büyük bir hesap hatası yaptığını savundu.
Metin Münir’in T24’te ‘PKK ne yaptığını sanıyor’ başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bunlardan ilki HDP’nin seçimde kazandığı büyük başarının, Kürt sorununun çözümü bağlamında önemini kavramamasıdır.
İkincisi Erdoğan’ın tuzağına düşerek ara verdiği terörü yeniden başlatmasıdır.
Üçüncüsü Güneydoğu’da şehir ve kasabalarda “hendek” isyanları başlatarak yüzlerce insanın kırılmasına neden olmasıdır.
Kandil’in yapabileceği en akıllı şey silahı bırakmak ve inisiyatifi HDP ve Abdullah Öcalan’a terk etmektir
Dördüncüsü, yeni kurduğu TAK eliyle terörü şehirlere taşıması, IŞİD benzeri sansasyonel terör olaylarına başvurmasıdır.
Bu taktikler kötü bir durumu berbat yapmaktan başka bir sonuç vermez.
Öyle anlaşılıyor ki Irak’ın ardından Suriye Kürtlerinin de otonomi kazanması PKK’ye sıranın Türkiye Kürtlerine geldiğini düşündürdü.
Militanlarının hendeklerde başlattığı başkaldırıya Kürt halkının da katılacağını, bir Kürt Baharı yaşanacağını, Güneydoğu’da bir Kobani yaratacağını sandı. Büyük bir hesap hatası yaptı.
Irak ve Suriye Kürtleri, savaş içinde yaşadıkları ülkelerdeki merkezi otoriteyi zayıflattığı için yarı devlet hüviyetine bürünebildiler.
Türkiye’de böyle bir durum yok. Tersine, merkezi hükümet, Erdoğan’ın kendi kendini başkan ilan etmesinden sonra, eskisinden daha akıllı olmasa da, daha güçlü hale geldi.
Irak ve Suriye’deki Kürtler birliktir. Türkiye’de ise parça parçadırlar. Kürtlerin yarısı milliyetçi olmaktan çok dincidir ve AKP’ye oy verir.
Liderlik dört başlıdır. Avrupa’daki Kürtler vardır. Kandil’deki Kürtler vardır. Ankara’daki Kürtler vardır. Ve İmralı’daki Kürt vardır.
Irak ve Suriye Kürtleri yarı bağımsızlığa giderken Washington ve Batı kamuoyu arkalarındaydı.
PKK için böyle bir durum yok. Kandil, IŞİD’e karşı başarılı bir şekilde çarpışarak Batı’da puan topladı. Ama bu Washington’un Ankara’yı terk edip PKK\'nin yanında yer alması için yeterli değil.
PKK terörist statüsünü değiştirmedikçe Batı’dan destek alamaz.
Terör, IŞİD’den sonra o kadar kötü bir nam kazandı ki, amacı ne olursa olsun, uluslararası kamuoyunda sempatizan bulamaz.
Ama PKK, elindekinin süresi dolmuş, demode olmuş bir silah olduğunun farkında değil.
Sivil itaatsizlik, eli çiçekli çocuklar, yerel giysiler içinde kadınlar ve, en önemlisi, haklılık, silahtan güçlüdür.
Kandil’in yapabileceği en akıllı şey bunu anlamak, silahı bırakmak ve inisiyatifi HDP ve Abdullah Öcalan’a terk etmektir.
Bazı mücadeleler ancak her iki taraf da bitap düştükten sonra biter. Bu öyle bir mücadele oldu
Bugün uluslararası arenada (ve Türkiye’de) inanılırlığı en yüksek olan, en çok sempati duyulan Kürt kişi, bir yandan Erdoğan’ın diğer yandan Kandil’in bitirmek için yarış içinde oldukları Selahattin Demirtaş’tır.
PKK şiddete başvurarak Kürtlere değil Erdoğan’a hizmet ediyor. Ona güçlü, bölücülükle savaşan, istikrarı korumaya muktedir tek adam imajı kazandırıyor. Başkanlığa giden yolunu açıyor.
Erdoğan PKK’yi bitirinceye kadar savaşa devam edeceğini söylüyor. Edebilir ama bitiremez.
PKK da Erdoğan’ı bitiremez. Türkiye’yi dize getiremez.
Ne olur?
Kurulan akılsızlık dengesi devam eder. Filler tepişir, çimenler ezilir.
Bazı mücadeleler ancak her iki taraf da bitap düştükten sonra biter. Bu öyle bir mücadele oldu.
Metin Münir köşe yazısı T24
