Platform adına basın metnini Kürtçe okuyan Ahmet Baran, halktan destek beklediklerini söyledi. Kürtçe öğretmen atamalarının anadilde eğitim sorunu ile eşdeğer olduğunu ifade eden Baran, şunları söyledi: \"Türkiye ve Kürdistan kamuoyuna; Kürt halkı onlarca yıldan bu yana varlığının en önemli unsuru olan anadilini korumak için mücadele veriyor. Bugün Rojava Kürdistan\'da ve Şengal’de yaşananlar da bir varlık mücadelesinin sonuçlarıdır. Bu anlamda biz; yeni eğitim-öğretim yılı yaklaşırken hayatın her alanında anadilin ön plana çıkmasını ve gündemde yer almasını arzuluyoruz. Dolayısıyla Kürtçe öğretmenlerinin atanmaması sorununu da anadil probleminden bağımsız düşünmüyoruz. Çünkü her gün Kürdistan’da Kürt çocukları, doğal asimilasyona uğruyor ve Kürtçenin sosyal alandaki varlığı daralıyor. Bunun için de başta Kürt halkı olmak üzere herkesin buna duyarlı olması çağrısında bulunuyoruz. Kürtçe öğretmenleri olarak; en nihayetinde anadilde eğitimi ve anadilin anayasada güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Anadilde eğitimin uygulamaya geçmesine kadar da ortaokulların 5, 6, 7 ve 8. sınıflarına konulan seçmeli Kürtçe derslerini de bir ara formül olarak görüyoruz. Bu anlamda okullara konulan Kürtçe dersini önemsiyoruz. Fakat bu dersleri vermesi için üniversitelerde yetiştirilen Kürtçe öğretmenlerinin hâlâ atanmaması, bu konuda samimi olunmadığına işaret ediyor. Oysa Başbakan Erdoğan’ın Haziran 2012’de yaptığı açıklamalardan sonra Kürtçe, Milli Eğitim Bakanlığının öğretim programında da yer almıştı. Bu süreçte Mardin Artuklu Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında okutulacak kitaplar konusunda protokol hazırlanmış ve Kürtçe öğretmenlerinin atanmak üzere eğitileceği ifade edilmişti. Sonrasında Başbakan Erdoğan konuşmalarında bununla övünmüş ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik ve birçok bürokrat da Kürtçe öğretmenlerinin atanacağına dair olumlu ifadeler kullanmıştı.\"
\'KÜRTÇE ÖĞRETMENLERİNE VERİLEN ATAMA SÖZLERİ VAR\'
Kürtçe öğretmenlerine verilen atanma sözleri olduğunu kaydeden Baran, \"Eğer devletin ciddiyetinden bahsedeceksek, \'Kürtçe öğretmenliği\' yapmak üzere okuyan öğretmen adaylarının atanması gerekmiyor mu? Çünkü birçok arkadaşımız, Kürtçe öğretmeni olmak ve kendi anadillerini öğretmek amacıyla ziyadesiyle fedakârlıklar yaptı. Bu süreçte kimisi ağır bir ekonomik bedel öderken, kimileri sürekli çalıştıkları kurumlardaki işlerini bıraktılar. Kimileri de atanmayı beklerken herhangi bir eğitim kurumuna başvuruda bulunamayıp işsiz kaldı. Bu ve buna benzer daha birçok mağduriyet sıralanabilir. Eğer biz sosyal bir devletten bahsedeceksek, Kürtçe öğretmenlerini, verilen sözlere rağmen, mağdur etmek hangi vicdana sığar? Bu mağduriyetler ortada dururken Kürtçe öğretmen adayları ısrarla atanmayı bekliyor. En son basına AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun \'Bakan Avcı bana Kürtçe öğretmenlerinin atanacağı sözünü verdi\' şeklindeki sözleri yansıdı. Dolayısıyla verilen bu sözlerinin yerine getirilmesi şarttır. Biz Kürtçe öğretmenleri olarak; verilen sözler yerine getirilene kadar her yerde demokratik yollarla hakkımızı arayacağımızı ve bu süreçte farklı eylemler de yapacağımızı tüm kamuoyuna tekrar tekrar ilan ediyoruz. Kararlıyız; anadilimiz, kırmızı çizgimizdir. Israrcıyız; Kürtçe öğretmenlerine verilen sözler yerine getirilmelidir. Bu konuda başta halkımız, basın mensupları ve siyasetçiler olmak üzere herkesin duyarlı olmasını arzuluyoruz.\" Şeklinde konuştu.
Yapılan basın açıklamasından sonra platform üyeleri ve destek veren kuruluş ile siyasi parti üyeleri olaysız bir şekilde dağıldı.