Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 'Yeni partilere ilgi azalıyor' başlığıyla yayımlanan yazısında "Yeni kurulan ya da kurulacak olan partilerle ilgili bilgileri zaman zaman paylaşıyorum. Ama bir yandan da bu partilere olan ilgi ne düzeyde onu ölçmeye çalışıyorum" ifadesini kullandı.
Bu noktada Optimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir ile konuştuğunu belirten Selvi, şöyle devam etti:
"Yeni partilere ihtiyaca ilişkin en yüksek oranı yüzde 34.6’yla 2019 yılı Şubat ayında bulduklarını belirtti. Yani yerel seçimlerden hemen önce. Yerel seçimlerden sonra ise ’Yeni partiler kurulsun’ diyenlerin oranında hızlı bir düşüş tespit edilmiş. Optimar’ın 12-15 Kasım tarihleri arasında Türkiye genelinde yaptığı ankette ’Yeni partiye ihtiyaç var’ diyenlerin oranı yüzde 14.9 çıkıyor. Bu oran eylül ayında 25.8’den ekim ayında 18.6’ya gerilemiş. Ali Babacan partisini kurana kadar bu oran yüzde 10’a düşerse şaşırmayın. Optimar Başkanı Hilmi Daşdemir’den bu sonuçlarını yorumlamasını istedim.
Daşdemir önce önemli bir noktaya dikkat çekti.
‘Yeni partiye ihtiyaç var diyenlerin öncelikle homojen olmadığını görüyoruz. Kimi yeni partinin kimliğinin Atatürkçü olmasını, kimi milliyetçi olmasını, kimi demokrasiyi öncelemesini, kimi ekonomiyi, kimi ise İslamcı bir çizgide olmasını istiyor’ dedi.
Sonra madde madde anlattı.
'Yeni parti kurulmalı’ diyenlerin tek bir partide toplanması mümkün gözükmüyor. CHP’li belediyeler yeni partiye olan talepleri azalttı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, toplumun muhalefet ihtiyacını karşılamaya başladı.
Bunlara bir noktayı da ben eklemek istiyorum.
Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, yeni partileri kurarken sırtlarında eski bagajlarını da taşıyorlar. AK Partili eski Cumhurbaşkanı, eski Başbakan ve eski Başbakan Yardımcısı toplumun yenilenme ihtiyacına ne kadar cevap verecek? Eski AK Partililerin kurduğu partiler, seküler seçmene ne kadar hitap edecek?
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Başbakan Yardımcılığı döneminde altına imza atıp destekledikleri icraatlara bugün karşı çıkmaları toplumda onlara olan güveni sarsıyor.
Tabii bir de Erdoğan faktörü var. Erdoğan’ın bunların ümmeti bölmeye yönelik bir proje olduğu yönündeki tezleri tabanda karşılık buluyor. Ayrıca İstanbul seçimlerinin ardından yaşanan moral bozukluğunu giderip uluslararası sorunlarda yaptığı hamleler, Erdoğan’ın seçmeni tekrar kazanmasına yol açıyor. Bir de yeni parti kuranların zikzakları kasaya yazılıyor."