İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleşen NATO zirvesinde, Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında mutabakat metni imzalandı.
Türkiye mutabakatta iki ülkenin PKK ve YPG’ye olan desteklerini çekmeleri, bu iki örgütü ‘terör örgütü’ olarak kabul etmeleri ve bu iki ülkede yaşayıp iade talebinde bulundukları kişileri Türkiye’ye iade etmeleri karşılığında İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasına yönelik veto tavrından vazgeçti.
Türkiye, iadesini istediği çok sayıda ismin yer aldığı listeyi İsveç’e verdi. Listede ismi yer alan yazar Ragıp Zarakolu, konuya dair açıklamalarda bulundu.
‘Erdoğan fırsata çevirmek istiyor’
Türkiye Cımhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya devletlerinin NATO’ya üyelik girişimini fırsata çevirmek istediğini belirten Zarakolu, Türkiye’nin politikasını şöyle aktardı:
Erdoğan NATO kartını İsveç’e, Finlandiya’ya karşı bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışıyor şu anda. Yani kendisi bu çıkar girişimini Kürt sorununda kullanmaya çalışıyor. Şimdi Türkiye’nin ‘terör’ sorunu olduğunu söylüyor. Türkiye’nin asla ‘terör’ sorunu yok. Türkiye’nin Kürt sorunu var. Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesinden sonra Osmanlı bünyesinde yer alan halklardan sadece iki halk kendi devletini kuramadı. Bunlardan biri Ermeniler, bir diğeri de Kürtler. Ermenistan halkı soykırıma uğradı. Kürtler ise yok sayıldı. Yani Kürt halkının varlığı bile inkar edildi. Geleneksel resmi bakış bu. Yani Kürtlerin herhangi bir özgürlük talebini bırak, ayrılma hakkını, siyasi haklarını dahi kullanmasını bile bir tehdit olarak görüyor.
‘Zafer kazanılmadı’
Zarakolu, Erdoğan’ın Madrid zirvesini bir “zafer” olarak kamuoyuna sunduğunu, ancak Türkiye’nin bir kazanım elde etmediğini vurguladı:
Çünkü diplomatik bir dille İsveç ve Finlandiya Türkiye’nin taleplerini yani ‘terörist’ olduğu iddia edilen isimlerin dosyalarına tekrar bakacaklarını söyledi ve hemen ardından zaten 19 dosyanın Yüksek Mahkeme tarafından sonuçlanmış olduğunu ve bunun kabul edilmeyeceği belirtildi. Çünkü bu konuda karar yetkisi hükümette değil İsveç Yüksek Mahkemesi’nde. İsveç Yüksek Mahkemesi aynı zamanda Anayasa Mahkemesi olma özelliği taşıyan bir kurum.
‘Kürtlere hakaret’
Zarakolu, Türkiye’nin İsveç’ten iadesini istediği isim listesinin 72’ye ulaştığını ve bu isim listesinde Kürtlerin temsilcisi olan Sol Parti Milletvekili olan Amineh Kakabahev’in bulunmasının Kürt halkına karşı bir “hakaret” anlamı taşıdığını vurguladı.
İsveç ve Türkiye arasında yaşanan siyasi girişimlerin Kürt halkında endişelere yol açtığını ifade eden Zarakolu, “Erdoğan yönetiminin bu politikası aynı zamanda İsveç’in siyasi istikrarını da tehdit etmekte” dedi.
‘Türkiye, İsveç’e ikinci sınıf bir ülke muamelesi yapıyor’
Türkiye’nin iade listesini ciddi bir şekilde düzenlediğini, fakat bugüne kadar İsveç hükümetinin iade taleplerine ilişkin çok titiz davrandığını belirten Zarakolu, “Türkiye, İsveç’e sanki ikinci sınıf bir ülke muamelesi yapıyor. Duyduk mu herhangi bir şekilde Türkiye’nin Fransa’dan, Almanya’dan ya da ABD’den iade talebinde bulunduğunu? O açıdan da aşağılayıcı bir tavır.
‘Asıl amaçları operasyondu’
Hem Finlandiya’nın hem de İsveç’in Kürtlere karşı yaklaşımlarının değişmeyeceğini ön gördüğünü dile getiren Zarakolu, şöyle devam etti:
Asıl olay Türkiye’nin Rojava’ya müdahalesinin önünü açmak. Fakat bu bizzat ABD Başkanı Biden tarafından izin verilmemiş bir olay. Yoksa bir ciddi işgal girişiminde bulunurdu. Bu sadece Kürtlerin etkili olduğu bir bölge değil. Suriye’de demokrasi yanlısı güçlerin de etkili olduğu ve birlikte bir cephe kurdukları bir bölge. Bu bakımdan bu bölgenin terk edilmesi mümkün değil.