Taştekin'in konuşmaları şöyle:

"Silahla işi olan herhangi bir örgütün bir yerde istihbaratla yolu kesişir. Bir değil çok sayıda sınır aşan bu tür hareketlenmelerde istihbaratların bilgisi, dahli illa ki var" diyen Taştekin Amerikan eski Dışişleri Bakanı'yla Suudi İstihbarat Şefi arasında geçen "Irak'ta İran destekli Şiiler'i iktidara getirmenize karşılık olarak biz de IŞİD'i yarattık" konuşmasını hatırlattı.

Taştekin, "Elbette kısa süre sonra iktidar savaşları bir Şii-Sünni çatışmasına dönüştürüldü, bu kasıtlı olarak kurgulandı ve bunu isteyen ülkeler vardı. Siz eğer bu savaşı kışkırtırsanız bundan birinci dereceden faydalanacak olanlar mezhepçi örgütler olur. Hiç konuşulmaz ama Kuveyt'ten, Bahreyn'den, Suudi Arabistan'dan özel kanallarla çok ciddi paraların geldiğini ve IŞİD toprak hakimiyeti kurmadan evvel bu şekilde finanse edildiğini söyleyebiliriz" dedi ve şöyle devam etti:

"İşler Avrupa'nın Umduğu Gibi Gitmedi"

"Olayın başka bir boyutu daha var: Mesela Avrupa'dan çok sayıda cihatçı Suriye'ye savaşa gitti. Avrupa'da çok güçlü istihbarat servisleri var; Fransız, Alman ve İngiliz istihbaratları. Bunlar kendi vatandaşlarının kimler olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu insanlara izin verildi. Esad'a karşı savaşta çatışmaya hazır bir grup olarak değerlendirildi ve bunların tek yönlü biletlerle gittikleri farz edildi. Bir anlamda kendi içlerindeki cihatçı varlıktan kurtulacaklarını düşündüler. Bu bir yorum tabii. Hem Esad'tan kurtulacaklar hem de bu kişileri, tabiri caizse, cehennem ateşinde yakacaklar. Ancak işler istedikleri gibi gitmedi. Suriye projesi çökünce bu cihatçılar geldikleri yere geri dönmek istedi. Ama planları çöktü. Şu an Suriye Demokratik Güçlerinin kamplarında tutulan IŞİD'lileri hiçbir batılı devlet almak istemiyor."

"Türkiye, Irak'ta Sırf Şii İktidara Karşı Sünnileri Desteklemek İçin IŞİD'e Göz Yumdu"

Fatih Yapıcı'nın "IŞD'lilerin bir kısmı öldü, bir kısmı Rojava bölgesindeki hapishanelerde, bir kısmi ise ortada yok. Bu dağılan grubun ne kadarı Türkiye'ye geldi?" sorusuna Taştekin'in yanıtı şöyle oldu:

"Bu insanların buraya nasıl geldiğini anlamak için Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta izlediği siyaseti yeniden hatırlamak gerekiyor. O zaman Irak'ta Maliki vardı ve Ankara Maliki'ye karşı bir politika yürütüyordu. O dönem, daha sonra IŞİD olarak ortaya çıkacak yapının unsurlarıyla Türkiye'nin sıra dışı ilişkiler geliştirdiği söyleniyordu. Sırf Şii iktidara karşı Sünniler'i desteklemek için. Mesela Telafer'de Şii Türkmenler'e yönelik bombalı saldırılar oluyordu ve o zaman Türkiye'nin gönderdiği yardımlar saldırıya uğrayan Türkmenler'e değil de Sünni Türkmen bölgesinde dağıtılmıştı. Ve Türkmenler IŞİD içerisinde çok fazlasıyla öne çıktılar. Bunu hatırlatalım ve Davutoğlu'nun da bunlara 'öfkeli çocuklar' dediğini vurgulayalım.

"IŞİD'in Şii Terörüne Karşı Savaşan Kişiler Olduğunu Söylediler"

Hatta kişisel bir anekdotum da var. O dönem Irak'tan Türkmen bir heyet gelmişti ve birkaç gazeteciyle birlikte ben de onlarla görüşmüştüm. Bize açık açık IŞİD'i tehlike olarak görmediklerini 'Şii terörüne' karşı savaşan kişiler olduklarını söylediler. Bu heyet daha sonra Davutoğlu tarafından ağırlandı. IŞİD'e o kadar dost olarak yaklaştılar ki, Musul'daki başkonsolosluğu boşaltmadılar. Şundan emindiler, 'IŞİD geliyor ve bize dokunmayacak'. Bu yüzden orada başkonsolos dahil 50'den fazla kişi rehine alındı. Bunları özellikle hatırlatmak istedim ki nereden nereye gelindi.

"Kürt Bölgelerine Karşı Savaşta Da Türkiye IŞİD'i Destekledi"

Suriye tarafında ise hepimiz biliyoruz Türkiye destekli diğer İslamcı örgütler, Kürtlerin özerklik ilan ettiği kantonlara saldırılarda kullanıldılar. Bu gruplar, Türkiye üzerinden otobüslerle taşındılar. Daha sonra IŞİD ortaya çıkınca Kürt bölgelerine karşı savaşta Türkiye, bu sefer de IŞİD'in bu bölgeleri ele geçirmesine göz yumdu."

"Türkiye bütün cihatçı örgütler için otobana dönüştü" diyen Taştekin, "IŞİD Türkiye'de hala barınabiliyor ve finansal kaynaklar bulabiliyor" dedi.