Tezkerenin içeriği belli oldu

Türkiye\'de gündemde olan yeni Irak ve Suriye tezkerelerinde ‘ülke topraklarında yabancı askeri varlık bulundurulması ve İncirlik’in operasyonel kullanılmasına izin’ başlıkları yok. Gelecekte şartların anormal değişmesi halinde İncirlik\'in durumu ye.
29.09.2014, Pts - 06:09
Tezkerenin içeriği belli oldu
Haberi Paylaş
Türkiye\'de gündemde olan yeni Irak ve Suriye tezkerelerinde ‘ülke topraklarında yabancı askeri varlık bulundurulması ve İncirlik’in operasyonel kullanılmasına izin’ başlıkları yok. Gelecekte şartların anormal değişmesi halinde İncirlik\'in durumu yeniden ele alınacak.

IŞİD ile mücadele, mülteciler ve sınır güvenliği konularının detaylarıyla masaya yatırılacağı zirvenin yarın ya da çarşamba günü toplanması bekleniyor. Irak tezkeresinin süresi 4 Ekim 2014 tarihinde doluyor. Suriye tezkeresinin de en geç 17 Ekim 2014’te yine bir yıl süre ile uzatılması gerekiyor.

Ulusal güvenlik toplantısının ardından, tezkereler ile ilgili sürecin, 2 Ekim Perşembe günü Meclis’te yapılacak görüşmelerde netleşeceği konuşulurken, hükümetin iki tezkereyi birleştirmesi formülünün de ihtimal dahilinde olduğu söyleniyor.

Vatan gazetesinden yazar Murat Çelik, üst düzey güvenlik ve diplomatik kaynaklara dayanarak tezkerenin ayrıntılarını kamuyona duyurdu. \"Tezkerede iki şart\" başlığıyla manşetten verilen haberin detayları şöyle:

TEZKERELERİN İÇERİĞİ

Bugün itibariyle kesin olan ise içerikleri değişen koşullara uygun şekilde güncellenecek olan tezkerelerde, ‘ülke topraklarında yabancı askeri varlık bulundurulması ve İncirlik Üssü’nün operasyonel faaliyetlerde kullanılmasına izin’ başlıklarının yer almayacağı.

Yetkililer, İncirlik konusunda ABD’nin Türkiye’den herhangi bir talebi olmadığını söyleyip, gelecekte şartların ‘anormal’ şekilde değişmesi halinde, durumun yeniden değerlendirilebileceği belirtiyorlar.

MUHARİP OLMAK GİBİ ARZUSU YOK

- Türkiye’nin bu süreçte operasyonel yani muharip olmak gibi bir arzusu yok. Hassas nokta ulusal güvenlik. Yani sınır güvenliğimizi tehdit eden bir gelişme yaşanması ihtimali.

- IŞİD’in saldırılarının en yakın vadedeki tezahürü Türkiye topraklarına yönelik yaşanan ‘göç’ hareketi. Ancak durum bununla sınırlı kalmayabilir.

- IŞİD Türkiye sınırına kadar çekilebilir, yani cepheyi hudut hattına taşıyabilir, sınıra dayanabilir. Hatta Türkiye sınırından içeri dahi girmek isteyebilir.

- Türkiye, Irak ve Suriye sınır hatlarında bütün tedbirlerini işte bu ihtimali de göz önünde bulundurarak aldı, askeri hazırlığını da bu ihtimal doğrultusunda tamamladı.

- Sınır hattında bir fiili temas ortaya çıkarsa, Türkiye’nin bunun gereğini tereddütsüz yerine getireceğinden hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmamalı. Bu kararlılık, konunun bütün taraflarına, bu süreçteki muhatapların tümüne de en açık şekilde ifade edildi.

MÜCADELE ŞAM REJİMİNE KARŞI DA OLMALI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’de yaptığı görüşmelerde Türkiye’nin ısrarla vurguladığı önemli bir nokta da, ‘IŞİD’e yönelik çok uluslu mücadelenin, muhakkak Suriye rejimine karşı bir boyutunun da olması gerektiği’ tezi oldu.

Türkiye, Şam yönetimine yönelik gerekli adımların atılmaması ve Suriye’deki mevcut durumun değişmemesi halinde, bugün IŞİD tehdidi bertaraf edilse dahi, o ortamda bir süre sonra başka terör örgütlerinin doğup güçleneceğini savunuyor.

İşte bu nedenle de, Ankara bir yandan -başta Özgür Suriye Ordusu olmak üzere - Suriye’deki rejim muhaliflerinin desteklenmesini istiyor, diğer taraftan da Türkiye - Suriye sınır hattında, üzerinde askeri uçuşların yasak olduğu insani amaçlı güvenli bir bölge oluşturulması ısrarını sürdürüyor.

TÜRKİYE TEK BAŞINA ÜSTLENMEYE HAZIR GÖRÜNÜYOR

Türkiye, başta ABD olmak üzere uluslar arası camianın ‘uçuşa yasak hava sahasının altında bir güvenli bölge’ formülüne bir türlü ikna olmamasından rahatsız. Gelinen noktada, sınırın Suriye ve Irak tarafında bu düzenlemenin yapılması halinde, Ankara, kurulacak yeni düzenin yükünü tek başına omuzlamaya hazır görünüyor. Üzerinde uçuşun yasak olduğu güvenli bölge oluşturulursa, elbette Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, uluslar arası camiadan askeri güç ve maddi destek istenecek. Ancak Türkiye bütün hesaplarını, hiçbir destek gelmemesi olasılığına göre yapıyor. Yani eğer kurulursa, sınır hattındaki o özel bölgenin hem güvenliğini hem de orada yaşayacak mültecilerin ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılamak üzere...

Nerina Azad
Bu haber toplam: 12612 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:15:13