Türkiye İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi’nin verilerine göre 2021’de 3 milyon 737 bin 369’a kadar çıkan sayı 3 Ekim 2024 itibarıyla 3 milyon 89 bin 904’e gerilemiş durumda.
Yeni doğumlar da hesaba katıldığında bu, sayılarda ciddi bir düşüşe işaret ediyor.
Türkiye İçişleri Bakanlığı’nın adreslerini güncellemeyen Suriyelilere verdiği ek sürenin 1 Aralık’ta dolmasının ardından, bu güncellemeyi yapmayanların geçici koruma statüsü kaydından silinecek olması nedeniyle bu sayının önümüzdeki aylarda daha da azalması olası görülüyor.
Ortadaki düşüşün en önemli nedenleri arasında Suriye’ye geri dönüşler ve Avrupa’ya yasa dış göç gösteriliyor.
Suriyelilerin sayısındaki düşüşü, açık kaynaklardaki verileri ve açıklamaları inceleyip; uzmanlar, yetkililer ve sivil toplum örgütleriyle görüşerek araştırdık.
Suriyelilerin sayısı nereden nereye geldi?
Türkiye'deki Suriyelilerin tamamına yakınının sunulan imkanlar nedeniyle geçici koruma statüsüyle yaşadığı düşünülüyor.
Göç İdaresi’nin verilerine göre bu statüdeki Suriyelilerin sayısı, 2011 ile 2021 arasındaki 10 yıllık dönemde, 2019’daki küçük bir düşüş dönemi dışında, sürekli arttı.
2021’de sayı en üst seviye olan 3 milyon 737 bin 369’a ulaştı. Ancak 2021’den sonra sayı sürekli düştü.
Göç İdaresi’nin sitesindeki en güncel veri 3 Ekim tarihine ait. Bu tarihte açıklanan sayı, 3 milyon 89 bin 904’e gerilemiş durumda.
Uzmanların sahadan aktardıkları da bu düşüş eğilimiyle paralellikler gösteriyor.
BBC Türkçe ’nin görüştüğü, "Türkiye’deki Suriyeliler" kitabının yazarı, Harran Üniversitesi sosyoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Kaya, “Saha gözlemlerim çeşitli nedenlere bağlı olarak sayının düştüğü yönünde” diyor.
Görüştüğümüz göç araştırmacısı Hakan Ünay da son yıllarda bunu sahada gözlemlediğini söylüyor.
‘Değişen göç politikasının sonucu’
Konuştuğumuz uzmanlar, sayının azalışını anlamak için Türkiye’nin son yıllardaki göç politikasındaki değişime bakmak gerektiği kanısında.
Prof. Dr. Mahmut Kaya, son yıllarda bazı siyasi ve ekonomik sorunlar ile afetlerin göç politikalarını etkilediğini belirtiyor ve ekliyor:
“Yerel ve genel seçimlerde mülteciler üzerinden oluşturulan politik gerilim geri dönüş tartışmalarını beraberinde getirdi. Bu da hükümetin gönüllü geri dönüş söylemlerini etkiledi ve güvenli bölgelere göç akışları gerçekleşti.”
Göç araştırmacısı Hakan Ünay ise değişen göç politikasının Avrupa Birliği’nin (AB) değişen politikasından bağımsız olmadığı kanısında:
“Türkiye’nin ‘açık kapı’, ‘ensar-muhacir’ politikasından tam tersi bir yere döndüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunu, AB’nin politika değişimden bağımsız düşünemeyiz. AB göç politikasının asıl finansman kaynağı ve AB’nin daha önce Türkiye’deki göçmenlerin uyumu üzerine verdiği proje hibeleri göçmenlerin geri döndürülmesine evrildi.”
BBC Türkçe ’ye konuşan Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği'den Doç. Dr. Didem Danış, sayılardaki azalmayı, “Türkiye’deki bir kısım Suriyelinin kalıcı olarak yerleşeceğini kabullenen hükümetin bu sayıyı 'hazmedilebilir' bir orana çekmek için yaptığı bir politikanın yansıması” olarak yorumluyor.
Danış; ekonomik sorunlardan, Zafer Partisi’nin gücünü artırması ve eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen yılki seçim kampanyasına kadar farklı nedenlerin, göç politikasındaki değişimi etkilediği kanısında.
Suriyelilerin belirli yerlere yoğunlaşmasını engellemeye yönelik seyreltme uygulamasının ve Göç İdaresi’nin son dönemde yaygınlaşan mobil denetim araçlarının da bu değişimi yansıttığı kanısında, Danış.
Sonuç itibarıyla uzmanlara göre bu politika değişiminin sonucu olarak Suriyelilerin sayısı azalıyor.
Peki nasıl azalıyor?
Sayılardaki düşüşün en büyük sebebi geri dönüşler mi?
Konuştuğumuz birçok uzman ve bir hükümet yetkilisine göre sayılardaki düşüşün en büyük nedeni Suriye’ye geri dönüşler.
Suriye’ye gönüllü olarak geri dönenlerle ilgili sayı dönem dönem yetkililer tarafından açıklanıyor.
Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bu konudaki en güncel veriyi 26 Eylül tarihinde katıldığı A haber yayınında açıkladı.
Yerlikaya, “Gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş” olarak tarif ettiği süreçle ilgili “2016-2024 yıllar arasında toplam 715 bini aşkın Suriyeli karşı tarafa gitmiş. 1 Haziran 2023 yani bu kabine döneminde 160 bin 236'sı gitmiş” dedi.
BBC Türkçe ’nin görüştüğü bir hükümet yetkilisi bu açıklamayı hatırlatarak Suriyelilerin sayısındaki düşüşün en büyük nedeninin geri dönüşler olduğunu söylüyor.
Görüştüğümüz, Türkiye’deki Suriye asıllı sivil toplum kuruluşları tarafından kurulan Uluslararası STK Federasyonu’nun (ULFED) Genel Müdürü, Muhammed Atka, “Özellikle depremden sonra bölgeye çok yoğun dönüşlere şahit olduk” diyor.
Atka, gönüllü olarak geri dönenler dışında bir de geri gönderilenler olduğunu ekliyor:
“Geçici koruma kapsamındakiler kurallara uymamaları veya suça karışmaları durumunda Suriye'ye geri gönderilirler. Kamu düzenini bozanlarla alakalı geçici koruması iptali ve sınır dışı kararı veriliyor. Fakat bu kamu düzenini bozma değerlendirmesi çok fazla suistimal ediliyor. Komşusundan şikayet alanların da bu kapsamda değerlendirildiği çokça vakaya şahit oluyoruz.”
Prof. Dr. Kaya, bazı toplumsal ve siyasi gelişmelerin de geri dönüşleri etkilediği kanısında:
“Son yıllardaki sosyopolitik ortam itici bir güç olarak Suriyelilerin geri dönüşünü de tetikliyor Kayseri’deki mültecilere yönelik saldırılar, artan ırkçı ve ayrımcı söylem korku ve tedirginliğe neden oluyor. Bu ve benzeri faktörler göç etme planlarını da etkiliyor.”
‘Geri dönüşler gönüllü değil’ iddiası
Bugüne kadar çeşitli ulusal ve uluslararası insan hakları örgütleri geri dönüşlerdeki süreci eleştirdiler.
Göç araştırmacısı Hakan Ünay, saha gözlemlerine dayanarak, “Geri dönüşlerin çoğu gönüllü değil” iddiasında bulunuyor ve ekliyor:
“Kişiler, ülkelerine gönüllü bir şekilde geri dönmek istediklerine dair bir belge imzalıyor. Ama fiiliyatta başlarında polis, sınır görevlisi bekliyor. Maalesef geri gönderme çoğunlukla zorla geri göndererek yapılıyor.
“Gerçekten gönüllü geri dönmek isteyenler de var. Bunun pandemi, depremler, ekonomik kriz gibi gerekçeleri olabilir. Ayrıca Türkiye sınır ötesi operasyonlarıyla orada bir güvenli bölge oluşturup bir sosyal hayat inşa etmeye çalışıyor. Bunun da etkisi olmuştur.”
İnsan hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlumder), geçen günlerde yayımladığı “Göç İdaresi Uygulamalarında Yaşanan Sorunlar” adlı raporda geri dönüşlerle ilgili hak ihlali iddialarına yer verdi.
Raporda, göçmenlerin geri dönüşündeki evrakların zorla imzalatılması veya personel tarafından imzalanmış evrakların göçmenler tarafından imzalanmış gibi işleme koyulması gibi iddialardan bahsediliyor.
BBC Türkçe ’nin sorularını yanıtlayan Mazlumder Mülteci Hakları Komisyonu üyesi avukat Rumeysa Kılıç Uğurlu, bu iddiaları şöyle açıklıyor:
“Genel olarak, ismi gönüllü geri dönüş formu olan belgelerin, tamamen rıza dışı bir şekilde imzalattırılması sorunu ile karşılaşıyoruz. Kimi zaman; başka bir belgeymiş gibi irade yanıltılarak, kimi zaman geri gönderme merkezlerinde uzun süre kötü koşullarda tutulanlara buradan çıkmalarının tek yolu olarak gösterilerek, kimi zaman da kötü muamele ile bu belgelerin imzalattırıldığı yönünde iddialar ile karşılaşıyoruz.”
“Uygulamada Suriyeliler sınır dışı edilemeyen kişiler olarak değerlendirildiğinden bu form imzalatılarak tabi olunan uluslararası sözleşmeler ve mevzuata aykırı bir şekilde aslında üstü örtülü bir menşe ülkesine sınır dışı işlemi yapılıyor” yorumunu yapıyor Uğurlu.
Uğurlu, “Bize yansıyan yönüyle söyleyecek olursak; gönüllü geri dönüş formları hakkında ciddi bir şaibe var diyebiliriz. Çünkü; Suriye hala riskli bir bölge ve özellikle Türkiye’de bir hayat kurmuş kişiler bakımından gitmek çok da akıl karı değil” diyor.
Bu tür iddiaların Suriyelilerin geri dönüşünde etkili olup olmadığını sorduğumuz Uğurlu şu cevabı veriyor:
“Maalesef çok etkili. Suriyeliler halen çatışma bölgesi olan Suriye’ye, haklı olarak kendi özgür iradeleri ile gitmek istemiyor. Ancak Türkiye’deki ekonomik sorunlarla beraber yaşanan hak İhlallerinin etkisiyle Suriye’de İdlib’e yerleşmek amacı ile ayrılanlar bulunmaktadır.”
Yetkililer 'zorla geri gönderme' iddialarına ne diyor?
BBC Türkçe bu iddiaları hükümet yetkilisine sordu.
Yetkili iddiaları reddetti:
“Tüm gönüllü geri dönüşlerde dilekçe alınıyor. Bu sadece bizim tek başımızda yürüttüğümüz bir süreç de değil. Valilikler koordine ediyor, içinde STK’lar var, uluslararası kuruluşlar var.
“Suriye şu anda geri göndermeme ilkesinin uygulandığı bir ülke. Bu, hukuka aykırı. Buradaki gönüllü geri dönüş. Suriye’nin kuzeyinde harekatlar yapıldı, orada bir iyileştirme, hayatın normalleştirmesi çalışması yapılıyor. Oradaki çalışmalara paralel olarak bizim gönüllü geri dönüşlerimizin tamamı mevzuata uygun bir şekilde yürütülüyor.”
Konuştuğumuz yetkili, bu konuda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da referans veriyor:
“Ortada Cumhurbaşkanının da iradesi var. O da gönüllü geri dönüş diyor. Dolayısıyla bizim daha farklı bir şey yapmamız mümkün değil. Son seçim döneminde birkaç parti Suriyeliler üzerinden bir siyaset üretti. Cumhurbaşkanımız ona rağmen o dönem dahi 'güvenli, onurlu, geri dönüş' dedi.”
Avrupa’ya geçenlerin sayısı ne kadar?
Geçici koruma statüsünde olup yasadışı yollarla Avrupa’ya geçiş yapan Suriyelilerin de olduğu anlaşılıyor.
ULFED Genel Müdürü Muhammed Akta, “Düzensiz bir şekilde Avrupa'ya gidenlerin en büyük faktör olduğunu düşünüyorum” diyor.
Konuştuğumuz hükümet yetkilisine göre Suriyelilerin sayısının düşmesinin ilk nedeni geri dönüşler ikinci neden ise Avrupa’ya düzensiz göç.
Yetkili hem Türk hem de Yunan tarafında sınır güvenlik önlemleri alındığını ancak yine de Avrupa’ya geçişler olduğunu belirtiyor.
Bunun sayısı henüz net olarak açıklanmamış olmamakla birlikte, adres güncellemeleri süreci sonrası daha fazla netleşmesi olası görünüyor.
Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 9 Ağustos’ta yaptığı açıklamada adres tahkikatı yaptıklarını, 731 bin Suriyelinin adreslerini güncellemediğini belirtti ve bunun için onlara 90 günlük süre verdi.
Bu süre dolduğunda ise iki aylık ek süre verdi.
Bu ek süre de 1 Aralık tarihinde dolacak.
Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bu konudaki en güncel veriyi 26 Eylül’de katıldığı A Haber yayınındaki açıklamasında 731 bin 146 Suriyelinin adreslerinin güncel olmadığını tespit ettiklerini, bunlardan 242 bin 853’ünün yaptıkları çağrı ardından adreslerini güncellediklerini, 196 bin 812’sinin ise adreslerini güncellemek için randevu aldıklarını söyledi.
Geriye kalan 291 bin 481 Suriyelinin ise henüz adreslerini güncellemediklerini belirtti.
Yerlikaya, bazı açıklamalarında AB sınır gücü örgütü Frontex'in verilerine dikkat çekerek adres güncellemesi yapmayan Suriyelilerden bazılarının kaçak yollarla Avrupa’ya geçen göçmenler arasında olabileceğini aktardı.
Bakan Yerlikaya, henüz adresini güncellememiş 291 bin 481 Suriyeliden bir bölümünün Avrupa’ya gitmiş olabileceğini belirtti.
Konuştuğumuz hükümet yetkilisi bu konuda şunu diyor:
“Bakan Bey şuna işaret ediyor. Bir kişi hizmet almıyorsa, kaydını güncellemediyse o kişinin artık Türkiye’de olduğuna dair bir emare yok. O yüzden Avrupa'ya geçmiş olabileceklerini değerlendiriliyor.”
Öte yandan Doç. Dr. Didem Danış, sahadaki görüşmelerine dayanarak, bazı Suriyelilerin kayıttan düştüğü halde Türkiye’de yaşamaya devam ettiğinden bahsediyor.
Danış’a göre bunu en net gözlemlediği yer deprem bölgesi. Bunu, Hatay örneği üzerinden anlatıyor:
“Depremden sonra Hatay’da bulundum. Geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin büyük kısmının evi yıkılmış. Statülerini sürdürmek için adres güncellemesi yapmaları lazım. Ama kentte çok ciddi bir barınma sorunu var ve emlak fiyatları uçmuş durumda. Konteyner kentlere de alınmayabiliyorlar.
"Bakın Hatay’da 11 Haziran 2021’de, geçici koruma statüsünde 429 bin 21 Suriyeli varmış. 19 Mayıs 2024’te bu sayı 259 bin 449’a inmiş. Bence bunun çok önemli bir sebebi kayıt olmanın giderek zorlaşması, kişilerin aslında Türkiye’de yaşamaya devam ederken geçici koruma statülerini kaybetmeleri.”
Vatandaşlık verilenler de düşüşte etkili mi?
Suriyelilerin bir kısmına Türk vatandaşlığı da verildi.
Bunun da kayıtlı Suriyeli sayısının düşmesinde bir etkisinin olduğu iddia ediliyor.
Bununla birlikte hem konuştuğumuz uzmanlar hem de hükümet yetkilisi, vatandaşlık verilenlerin Suriyeli sayısının düşüşündeki etkisinin az olduğunu söylüyor.
Vatandaşlık verilen Suriyelilerle ilgili son resmi veri, 21 Ağustos’ta Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklandı.
Açıklamada, Türkiye'de geçici koruma kapsamında bulunup Türk vatandaşlığını kazanan Suriye uyruklu kişi sayısının 238 bin 768 olduğu belirtildi.
Yeni kabine döneminde ise 183 Suriye uyruklu kişinin Türk vatandaşlığını kazandığı aktarıldı.
Ali Yerlikaya’nın bakanlığı döneminde Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin neredeyse durduğu iddia ediliyor.
Böyle bir politika değişikliği olup olmadığını sorduğumuz hükümet yetkilisi, “Vatandaşlık verilen sayısı 183 kişi. Tam olarak durdu denilemiyor. Ama sayı bu olduğu için yavaşlama söz konusu gibi görünüyor” diyor.
‘Suriyelilerin sayısı daha da azalacak’
Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya göre, 2022 Haziran ayından beri yeni hiçbir Suriyelinin kaydı yapılmıyor.
Veriler 2021’den bu yana da Suriyelilerin sayısının azaldığını gösteriyor.
Bakan Yerlikaya, henüz adresini güncellememiş 291 bin 481 Suriyeli için ek sürenin 1 Aralık’ta dolacağını ve o dönemde de adresini yenilememiş olan Suriyelilerin kayıttan düşeceğini belirtiyor.
BBC Türkçe ’ye konuşan hükümet yetkilisi 1 Aralık’tan sonra elde edilecek verilerle, mevcut sayının düşebileceğini söylüyor.
Doç. Dr. Didem Danış bir yandan geri dönüşler yaşandığını ama bir yandan da Suriye’den Türkiye’ye kaçak geçişlerin yapıldığına dikkat çekiyor:
“Önemli sayıda insan Suriye’ye gönderildi ama onların hepsi hâlâ Suriye’de mi? Bu büyük bir soru işareti. Bugün iki - üç bin dolar gibi fiyatlarla yeniden Suriye’den Türkiye’ye kaçak geçişler yaşanıyor. Örneğin geçtiğimiz aylarda birlik komutanı bir tuğgeneralin makam aracıyla insan kaçakçılığı yaptığı haberini okuduk.”
Göç araştırmacısı Hakan Ünay ise önümüzdeki yıllarda göç politikasının temel odağının geri gönderme olacağını, o yüzden Suriyelilerin sayısının azalmaya devam edeceğini tahmin ettiğini söylüyor.
Bununla birlikte, “Suriyelilerin tamamımın gideceğini beklemek bir hayalden ibaret olur çünkü çoğunluğu artık burada bir hayat kurdu” diye ekliyor. (BBC)