Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, darbe girişimine ilişkin olarak, ABD\'nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ı öldürmeye çalıştığı iddiasında bulundu.
Yazısında \"Çok açık ve net söylüyorum; ABD yönetimi, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı\'nı öldürmeyi planlamış ve bu planı uygulamıştır\" iddiasını dile getiren Karagül, \"Cumhurbaşkanı Erdoğan\'ı Marmaris\'te şehit etmeye dönük operasyon, Gülen\'in teröristleri, suikast timi üzerinden uygulamaya konulmuştur. Tekrar ediyorum: Erdoğan\'ı şehit etmeye dönük saldırı, Gülen\'in teröristleri üzerinden doğrudan ABD\'de, ABD tarafından tezgâhlanmış, talimat onlar tarafından verilmiştir\" ifadelerini kullandı.
Karagül\'ün Yeni Şafak\'ta \"ABD, Erdoğan’ı öldürmeye çalıştı!\" başlığıyla yayımlanan yazısından bazı bölümler şöyle:
ABD yönetimi, Gülen terör örgütü üzerinden Türkiye\'de darbe tertiplemiştir, iç savaş çıkarmak istemiştir, milletimizi birbirine kırdırmaya çalışmıştır.
ABD bu darbe teşebbüsünün planlayıcısı ve uygulayıcısıdır. Orgeneraller, o vatan hainleri bütün talimatları Gülen\'den almış, o da müdahaleyi planlayanların emirlerini iletmiştir.
Çok açık ve net söylüyorum:
ABD yönetimi, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı\'nı öldürmeyi planlamış ve bu planı uygulamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan\'ı Marmaris\'te şehit etmeye dönük operasyon, Gülen\'in teröristleri, suikast timi üzerinden uygulamaya konulmuştur.
Tekrar ediyorum: Erdoğan\'ı şehit etmeye dönük saldırı, Gülen\'in teröristleri üzerinden doğrudan ABD\'de, ABD tarafından tezgâhlanmış, talimat onlar tarafından verilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, ABD\'nin koruduğu bir şizofrenin teröristleri tarafından bombalanmıştır. Milletin meclisini bombalamak, millete savaş ilan etmek demektir. Tarihte örneği görülmeyen bu saldırı da, ABD\'nin koruduğu bir adamın teröristleri tarafından yapılmıştır.
Üç müdahaleyi de aynı merkez yaptı
Erdoğan\'ın şahsı ve ülkemizin egemenlik sembolleri hedef alınarak, doğrudan milletimiz hedef alınarak coğrafyamızın en güçlü ülkesi, tek sağlam kalesi Türkiye\'ye karşı yeni bir savaş stratejisi devreye alınmıştır.
17-25 Aralık da aynı merkez tarafından planlanıp yönetilmiştir.
Güneydoğu şehirlerimize yönelik işgal girişimi de aynı merkez tarafından planlanıp yönetilmiştir.
PKK-PYD üzerinden Türkiye\'yi çevrelemeye dönük Kuzey Suriye Koridoru da aynı irade tarafından planlanmış ve uygulanmaktadır.
IŞİD\'in Türkiye\'ye yönelik saldırıları da aynı merkez tarafından yönetilmektedir. Türkiye-IŞİD savaşını provoke ederek PYD\'ye alan açılması da, gözlerimizin kör edilmesi de aynı çevrelerin planıdır.
Ama bu planlar içinde en ağırı, en alçakçası 15 Temmuz\'da başlayan darbe girişimidir, saldırıdır.
TSK içindeki teröristler, vatan hainleri harekete geçirilmiş, milletin silahları ile millete savaş açılmıştır. Bu plan ABD ve İsrail aşırı sağının planıdır, Gülen ve teröristleri üzerinden servis edilmiştir.
Nasıl da küstahça yayınlar yapıyorlar
Batı basınına bakın; “nasıl başarısız olur, nasıl Erdoğan öldürülemez, nasıl Türkiye bu planı bozabilir” diye küstahça yayınlar yapıyorlar. Medya üzerinden bile Türkiye\'de demokrasiye savaş yürütüyorlar.
Başarılı olsalar ABD ve Avrupa\'da sevinç çığlıkları atacaklardı. Çünkü onlar bugün bizimle Birinci Dünya Savaşı\'nda savaşır gibi savaşıyorlar. Ama bir kez daha gemileri Çanakkale sularına gömüldü. Hep gömülecek. Asla bu milletin kaderine müdahale edemeyecekler. Bu ülkenin yürüyüşünü durduramayacaklar, tarihin akışını değiştiremeyecekler.
Ellerinde infaz listeleri vardı..
Bizler, milletimiz, hepimiz, nasıl bir direniş yürüttüğümüzün farkındayız. Kavruk yüzlerle, nasırlı ellerle, dualarla, mahallelerimizde, sokaklarımızda, köylerimizde, kasaba ve şehirlerimizde nasıl bir tarihi hesaplaşma yaşadığımızın farkındayız.
Şimdi binlerce vatan haini toplanıyor. TSK içindeki satılmışlar, CIA uzantıları, Mossad uzantıları, ülkesini ve milletini satanlar bir bir deşifre oluyor ve toplanıyor. Toplanacak da. Hak ettiklerini görecekler.
Başarsalardı, toplama kampları kuracaklardı. Darağaçları kuracaklardı. Ellerinde binlerce kişilik toplanacak listeleri vardı. Ellerinde infaz listeleri vardı. ABD-İsrail istihbaratının belirlediği listeler vardı. Sokakları kan gölüne çevirecekler, milleti birbirine kırdıracaklar, Alevi-Sünni çatışması çıkaracaklar, Türk-Kürt çatışmasını yeniden provoke edecekler, “Türkiye cephesi”ni açmış olacaklardı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın