Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Avukat Serhat Eren, Rûdaw’ın “DEBATE” programına katılarak seçim süreci ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HDP yönetiminin, seçmenlerin ve tabanın eleştirilerine rağmen neden seçime dair yanlış strateji geliştirdiğine yönelik soruya Eren’in yanıtı şöyle oldu:
“Öncelikle şunu söyleyeyim: Biz hiçbir siyasete mecbur değildik, biz 2021 yılında bir belge yayınladık. Orada dedik ki Türkiye’deki esas sorunları kim çözecekse ve bizimle bu anlamda oturacaksa biz de bu yolda yürürüz.
Biz 27 Eylül 2021’de deklarasyonumuzu ilan ettik. Orada zaten başlıca sorunları dile getirdik.
Biz ısrarla 3. Yol’u yürüyoruz dedik. Bir yandan faşist iktidar Kürtler üzerinde zulmüne devam ediyor, belediyelerine el koydu, binlerce arkadaşımızı hapsetti, halkımızın iradesini zapt etmiş durumda ve siz kendinizi yönetemezsiniz diyor.
Bir tarafta ‘Siz yönetime layık değilsiniz’ diyen, zulüm ve baskı yapan bir taraf vardı.
Öte tarafta da Kürt sorunu dahil Türkiye’nin esas sorunlarının çözümüne yönelik sağlam bir duruşu olmayan Millet İttifakı vardı. Biz de 3. Yol dedik. Biz faşist iktidarı da restorasyon zihniyetini de kabul etmiyoruz.
Bizim yolumuz 3. Yol ve halkın yolu. Kirli savaşa karşı gençlerin ve kadınların yoludur. Bütün bunlar yüzünden biz üçüncü hatta ilerleyeceğiz.
“Mecburen Yeşil Sol Parti’yle seçime girdik”
Partimiz hakkında bir dava vardı ve bu dava uzun bir süre devam etti. Davanın ertelenmesi için birkaç defa başvurduk ama reddedildi. Biz de mecburen Yeşil Sol Parti’yle seçime girmek zorunda kaldık.
Biz adaylık sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüştük, Kürt sorununun ve diğer sorunların çözümü adına oturup konuştuk.
Bizim duruşumuz şu: Kim demokrasi, barış ve özgürlük adına bir adım atacaksa biz ona karşı olmayız. Kim bir adım atacaksa onunla diyalog kurarız. Fakat Cumhur İttifakı buna mahal vermedi zaten. Biz de Millet İttifakı ile görüştük.”
“Biz ‘Kılıçdaroğlu gelince bahar gelecek’ demiyoruz”
Yeşil Sol Parti Milletvekili Av. Eren, “Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan taleplerinizi kabul ederse görüşür müsünüz” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Biz sürekli şunu diyoruz: Kim halkımızın taleplerini kabul ederse kapımız açık, görüşmeler yapabiliriz. Biz kapımızı kimseye kapatmayız. Fakat onların yaklaşımı böyle değil.
Seçim kampanyalarını tamamen Kürtçenin ve Kürt kültürünün yok edilmesi üzerine kurdular. Demokrasi, barış ve özgürlük adına hiçbir şey yoktu.
Mitinglerde Kürt sorunu ve barış adına da hiçbir mesaj vermediler. Hiçbir hikayeleri kalmadı. Tek hikayeleri kalmıştı. Bize sürekli terörist dediler ve onlarla oturmayın dediler.
Halkımız da bu yaklaşımı gördü. Bize hiçbir kapıyı açık bırakmadılar ve kapıları kapattılar.O yüzden de bize karşı düşmanca yaklaşan bu faşist yapının yıkılmasını istiyoruz. Biz ‘Kılıçdaroğlu gelince bahar gelecek’ demiyoruz.
“Yeni bir strateji ve siyaset kuracağız”
“HDP bugünden sonra nasıl bir yol izleyecek? Eleştiriler ve yenilgi sonrası ne yapmayı düşünüyorsunuz? Seçim sonrası siyasetinizi değiştirecek misiniz?” sorusunu ise Eren şöyle cevapladı:
“Biz zaten seçimden bir gün sonra açıklama yaptık. Eş başkanlarımız da 28 Mayıs sonrası toplanacağız, sivil toplumla, halkımızla, STK’larla bir araya geleceğiz dediler. Her şeyi tartışacağız.
Sonrasında da yeni bir strateji kuracağız ve yolumuza bakacağız. Bunları diyebilirim.
Tek sebep yok pek çok sebep var ama 28 Mayıs öncesinde bizim imkanımız ve zamanımız yok. Şimdi moral, motivasyon ve gayret lazım.
28 Mayıs sonrasında halkımızla da paylaşacağız. Nerede hata ettik, eksikliklerimiz nedir, halkımızla iletişim kurmada ne tür yanlışlıklar oldu, bütün bunları tartışacağız, değerlendireceğiz ve sonrasında da açıklayacağız. Yeni bir strateji belirlemiş oluruz.
Mücadele sadece parlamento ile sınırlı bir şey değil. Hepsini ele alacağız ve yeni bir siyaset, bir strateji kuracağız. Yeni kural ve yöntemleri gözlemleyip ona göre hareket edeceğiz.”
TİP’le kurulan ittifaka yönelik eleştiriler
Serhat Eren, başta TİP’le yapılan ittifak olmak HDP’ye yapılan eleştirilere dair de şunları söyledi:
“Emek ve Özgürlük İttifakı konusunda bizim de eksiklerimiz oldu. Biz bunu kabul ediyoruz. Bu ittifak bir seçim ittifakı değildi. Bu bir mücadele ittifakıydı. Fakat bizim bunu halka anlatamamamız, halkı razı edemememiz bizim eksikliğimizdir.
TİP ve diğer partiler bazı açıklamaları yaptılar ve bu bize göre değildi açıkçası. Biz de böyle olmasını istemezdik fakat öyle seçime girdiler.”