Osmanlı imparatorluğunun çöküşüyle Ortadoğu yeniden şekillendirildi. Böl-yönet politikasına uygun olarak sınırlar yeniden çizildi. Oluşan rejimler bu politikaya uygun olarak zaman zaman el değiştirse de rejimin yapısında herhangi bir değişiklik gerçekleşmedi. Bölge çelişki ve çatışmalar üzerine oturtulduğu için hastalıklı yapı hep kendi içinde didişti. Dış güçlerin tahrikleri sonucu mezhep çatışmaları, etnik ve ulusal savaşlar bölgede hiç eksik olmadı. Diktatör rejimler sorunları çözme gücünde olmadıkları için bastırma yöntemini esas aldılar. Dolayısıyla bugün kendini gösteren bu sorunlar tarihin derinliklerinden gelen süreç içinde ağırlaşan sorunlardır. Bu ağırlaşan sorunların çarpık bir biçimde ortaya çıkması ve yaşanan belirsizlikler kökü derin olan karmaşık yapısından kaynaklanmaktadır. Irak, Afganistan,Libya,Suriye de meydana gelen bu çatışmaların özünde uzun bir geçmiş yatmaktadır. Eski yeni ile değiştirilemiyor devrim hareketinden çok sürece egemen olan bir öfke hareketidir. Yaşanan toplumun çeşitli kesimlerinin birbiriyle hesaplaşmasıdır. Bu hesaplaşmada herkes bedel ödüyor. Bölgenin değişim sancıları zamana yayılacağa benziyor.\
\
Ortadoğu’nun en önemli bir ülkesi olan Türkiye için aynı şeyleri söylemek zor. Türkiye benzerlikleri kadar farklılıkları olan bir ülke, değişim sürecini yaşayan ama demokratik değişimi tamamlamayan Türkiye’nin en temel sorunu Kürt meselesidir. Niyet ve irade beyanında bulunsa da çözülmemiş yapısıyla ciddi bir engel oluşturmaktadır. Dönüşüm sürecinde olan Türkiye\'ye yapılan iç ve dış bağlantılı ciddi bir operasyondur. Bölgedeki gelişmeleri gören ve bölge liderliğine oynayan Türkiye bağımsız politika geliştirmeye başladı. Yeni osmancılık açılımıyla dünyanın dikkatini üzerine çekti. Bölgedeki gelişmeler ile yakından ilgilenerek güç odağı haline geldi. Eskiden karşısına aldığı Güney Kürdistan yönetimiyle anlaşarak petrolü Türkiye\'ye akıtmaya başladı. Kürt sorununun çözümüne ilişkin kararlı irade beyanında bulundu. Amed çıkartmasıyla bir kez daha bunu teyit etti. Ekonomisini düzelterek 2023 Türkiye vizyonunun yol haritasını belirledi. \
\
Kürt sorununu çözmüş demokratikleşme yolunda ilerleyen bir Türkiye\'nin önünün kesilmesi mümkün değildir. Bölge liderliği şansına sahiptir. Geçmiş iktidarlar Kürt düşmanlığı temelinde hareket ettikleri için ömürleri kısa olmuştur. Rejim bunalımlar geçirmiş istikrarsızlık, ekonomik çöküntü hat safhaya çıkmıştır. Yapılan müdahalenin önemli bir ayağını Kürt sorunu oluşturduğu için üzerinde önemle durmakta yarar vardır. Yeniden bir çatışma ortamını yaratarak gelişmelerin önünün kesilmek istendiği açıktır. İçte ve dışta birçok çevrenin Türkiye\'nin Kürt sorununa mahkûmiyeti üzerinde politika geliştirdiği çözümden rahatsız oldukları bilinen bir gerçekliktir. Bu gerçekliği Kürt halkı kadar Türk halkıda yaşadı. Bu oyunun son bulması iki halkında yararınadır. \
\
Geçmişte darbeler Ergenekon öncülüğünde ordu üzerinde bazı siyasi güçleri de yedekleyerek gerçekleşirdi. Bu güçler eski konumlarını kaybettikleri için cemaat üzerinden gelişmesi isabetlidir. Çünkü Ak partiyi zorlayacak güçlerden biri Kürtler, diğeri cemaattir. Cemaatin Ak partiye yakın duruşu, iç içeliği, görüş yakınlığı bir Truva atı rolü oynayabilecek güç konumundadır. İktidarı derinden sarsacak güçlü bir kaldıraçtır. İktidar üzerinde sarsıcı etki yaratacağı açıktır. Bir iktidar kavgası gibi görünse de operasyonda dış güçlerin rolü daha fazladır.\
\
Cemaat Cumhuriyet tarihi boyunca siyasi sahnede çok görünmeyen her dönemde varlığını sürdüren bir olgudur. Darbelerin egemen olduğu baskının hüküm sürdüğü dönemlerde suyun derinliklerine indiği sessizliği esas alan gizli bir güç gibidir. Sızma ve yayılma onun en temel çalışma yöntemidir. Ak parti iktidar döneminde su yüzüne çıkarak altın dönemini yaşadı. En çok da bu dönemde örgütlü güç haline geldi. Tutarlı Kürt politikası olmamakla beraber bünyesinde çok sayıda Kürdü barındırmaktadır. Ak parti ile beklenmedik çatışması anlamsızlığın ötesinde bir intihardır. Zaferi olmayan bu savaşın kaybı her zaman fazladır. Cemaat -Ak parti çatışması bir yıpratma ve iki tarafın fazlasıyla güç kaybı demektir. Gelinen aşamada Kürtlere karşı yürütülen savaşta sonuç itibariyle benzerdir. Yakıp yıkma öldürme eğer bir başarı ise geçmiş iktidarlar bu görevi fazlasıyla yerine getirdi. Bunun sonucunda Türkiye’nin geldiği yer bellidir. Uzun ve derslerle dolu bir savaş sürecinden geçen Kürtlerin yaşanan bu kirli savaşta taraf olmaları \
Düşünülemez. Ancak geçmişte de çokça yaşanan bu kirli savaşa karşı olunur. Gelinen aşamada Kürt halkının asli görevi birliğini oluşturarak demokratik siyasi mücadeleyi yükseltmeleridir. \
\
HALİL ATAÇ\
2.01.2014\
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.