Kürt ve Kürdistan’ı olmayı, düşünce ve ifade özgürlüğünü esas almayı, demokratik tartışma kültürünü boyutlandırmayı ve Kürtlerin ulus olmaktan kaynaklı haklarını ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesine dayalı olarak çözmeye katkı sunmayı temel hedef olarak belirleyen nerinaazad benim düşüncelerimle birçok noktada örtüştüğü için ;

Böyle bir anlayışın gelişmesine Kürdistan’da büyük ihtiyaç olduğuna inandığım için burada da yazmaya karar verdim. Doğru bir karar verdiğime inanıyorum.

Özellikle çözüm sürecinin yaşandığı Kuzey Kürdistan’da ulusal çıkarları esas alan, hoşgörüye dayanan, karşılıklı saygı ve eleştiri sınırlarını aşmayan, Kürt iç barışı ve siyasal birliğini geliştirmeyi esas alan farklı Kürdistan’ı güçlerin, partilerin ve örgütlerin biri birlerinin varlığına tahammül gösterdiği ve güç aldığı bir iklimin yaratılması için böyle bir anlayışın geliştirilmesi gerektiğine yürekten inanıyorum.

Eğer ortaya koyduğu iddiaya uygun bir yayın geliştirir, İslamcısından liberaline, demokratından sosyalistine kadar farklı siyasal eğilimleri Kürt ve Kürdistan’ı bir ortak payda da buluşturmayı başarırsa bunun çok önemli sonuçlara yol açacağına inanıyorum. Umarım yanılmam.

Nerinaazad’a yayın hayatında zenginlikler ve başarılar dilerim.

Diyarbakır’a İlişkin Birkaç Söz;

İki gün önce Diyarbakır’da tarihi bir buluşma gerçekleşti.

G. Kürdistan Başkanı Sayın Mesut Barzani ve büyük Kürt ozanı Şivan Perwer’in İbrahim Tatlıses’le düet yaptığı Diyarbakır gezisinden söz ettiğim malum.

Kürtlük ve Kürdistan adına birkaç yıl öncesine kadar mümkün görünmeyen bir olay gerçekleşti. Bu manzara karşısında gözleri yaşaran veya en azından bunu sevinçle izleyen milyonlarca Kürt o an ortak bir duyguyu paylaştı. Bu duyguyu paylaşmayan azımsanmayacak bir Kürt kitlesi olduğu için tüm Kürtler kavramını kullanmadım. Bundan hoşnut olmayan Kürt kardeşlerimize karşı da hoş görülü davranmak ve saygı göstermek gerekir.

Bu tarihi buluşmada önemli açıklamalar yapması beklenen Başbakan Erdoğan çok umut verici şeyler söyledi… Niyetini beyan etmesi bakımından önemli ve cesur bir konuşmaydı. Ama gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair tahminlerde bulunmak için biraz daha zamana ihtiyaç var.

En trajik-komik durum ise BDP ve o cenahtaki örgüt ve kurumlar açısından yaşandı. Olumlu ve olumsuz karar verme arasında gidip geldi. Söylemi ile eylemi birbirini yadsıdı. BDP çatırdıyor mu görüntüsü verdi. Keşke öyle olmasaydı.

Kuzey Kürdistan’daki Kürt uyanışı ve özgürlük mücadelesinin gelişmesinde büyük rolü olan PKK ve devamı örgütler adeta hata yapmaya mahkûm bir konumdan kurtulamıyorlar.

Oysa böylesi bir tarihi buluşmayı olumsuzlamak ve karşı duruş yerine yüz binleri oraya dökseydi ve kendi taleplerini demokrasi sınırları içinde kalarak haykırsaydı kötü mü olurdu? Nerde o siyasi esneklik, nerde yol açtığı sonuçlardan yararlanma becerisi…

Üzerinde daha çok konuşulup-tartışılacak olan tarihi Diyarbakır buluşmasının önemli sonuçları olacağı daha şimdiden belli. Umarız tüm bu umutları karartacak uğursuz girişimler yaşanmaz.

19.11.2013

Hıdır

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.