Şahidin Şimşek Son Makaleler

Paris'in Suçu Neydi?

Paris’teki katliam Musul ve Rakka’ın düşme korkusundan kaynaklandı. Size diyorlar ki Kürtlere artık silah vermeyin çünkü Kürtlere daha fazla yenilirsek size yöneliriz. Kürtleri yenemiyorsak Parislileri yeneceğiz diyorlar. Kürtler Musul ve Rakka’yı bizden alırlarsa biz de Parislileri korkutacağız mesajını size veriyorlar. Korkmanıza gerek yok sizi de yenemeyecekler.
Paris'in Suçu Neydi?
Makaleyi Paylaş

Paris\'in suçu neydi? Fatmagül\'ün suçu neydi gibi bir soru sorduğumun farkındayım fakat Paris’in suçunu tespit etmeden Paris’teki cinayeti çözemeyiz en azından caninin niyetini anlayamayız. Tüm tarih kitapları Paris’ten sirayet eden günahlardan dolayı imparatorlukların dağıldığını, mutlak krallıkların tahtının devrildiğini, baldırıçıplakların şımardığını hatta tüm ilahi nizamlara kurulan şeytani tuzakların ana fikriyatının buradan neşet ettiğini yazarlar. Daha da kötüsü diyorlar ki 1. ve 2. Dünya Savaşı’na aslında bu Parislilerin yaydığı kötü fikirlerin yani uluslara özgürlük vaad eden vatanseverlik, vatandaşlık, hürriyet gibi şeytani düşünceler neden oldu. Fakat Parisliler bu suçlamaya kulaklarını tıkayıp kendilerini aydınlanma çağı ile birlikte modern dünyanın öncüleri olarak görüp Paris’in sokaklarında günah işlemeye devam ediyorlar.

Şu Élysée Sarayı zaten bir Günah tapınağıdır. Hepiniz hatırlıyorsunuz bu sarayın bir leydisi vardı: Madame Mitterrand. Kürtlerle ilgili bir yazısında bu günahkar kadın şöyle bir günah işliyordu: ‘’ Ayrıca Kürtler arasındaki çarpışmalar devam ettiği sürece, kendi kendimi yesem de sabretmeye karar vermiştim. Ama gel gelelim ister Irak’taki, ister Türkiye’deki, İran ve Suriye’dekiler olsun veya dünyanın başka taraflarında rastladıklarım olsun, Kürt halkından yana olan kaygı ve üzüntümden kurtulamıyordum’’. Aşk işte ne diyeceksin. Gözü kördür. Be Madame! Ortadoğu cennetinin Havva’sı olmak sana mı kalmıştı? Bu da yetmezmiş gibi iki de bir Kürdistan dağlarına romantik safarilere çıkar gibi peşmergelerle poz verip kadim Ortadoğu’nun mukaddesatına çizik atıyordu. Şu Hollande’da ne demeli ya! Bu az mı günahkar? Tüm dünya şu halim selim demokratik Ortadoğu rejimleri adına Kürtleri terör listelerine sokmak için çabalarken, Batı’nın ileri karakolu, NATO’nun asker deposu ve Ortadoğu’ya sunulan nizamın muhteşem modeli olan Türkiye demokrasisinin dünyanın her tarafından topladığı selefi mücahitleri ile terbiye etmeye çalıştığı Kürtleri, sen kalk Élysée Sarayı’nda Ortadoğu’nun tüm kadim geleneğini ayaklar altına alarak ve Ortadoğu’nun bu demokrat, barışçı liderlerinin gözünün içine baka baka birkaç tane terörist ve kafir Kürt kızını prensesler gibi ağırla hem de o terör ve kafir üniformalarıyla.

Malum olunduğu üzere yeni bir Osmanlı fikriyatı yada tüm dünyayı fethedecek bir Emevi imparatorluğunun yolu da Kürdistan’dan geçmektedir. Sadece bu değil ne yazık ki bir Şia imparatorluğunun yolu da bu coğrafyadan geçmektedir. İşte tüm bu imparatorlukların bu mukaddes fikriyatını zaafa uğratan bir yerde bu Parislilerin münafıklığıdır. Yani Kürtlere de sirayet eden onların bu anti imparatorluk cumhuriyet fikirleri, özgürlük fikirleri, vatanını kurtarma fikirleri, millet olma fikirleri gibi… Osmanlı-Emevi ittifakı malumunuz olduğu üzere ilk adım olarak Şengal’i fethederek ve bu müstakbel imparatorlukların ilk icraatlarını tüm dünyaya ve bilhassa Kürtlere gösterdiler. Kadının yeri, nerede ve nasıl satılması gerektiği , Kürtlerin nasıl köle haline getirilebileceği gibi Osmani ve Emevi şeriatın temel ilkeri tatbik edilerek bu kadim uygarlığı mutluluk göz yaşları içerisinde tekrar canlandırdılar . Fakat yine malumunuz Batı bu terörist ve kafir Kürtlere ayrım gözetmeksizin silah yardımında bulunarak önce Kobani’de sonra da Şengal’de bu imparatorluk hayallerini suya düşürdü.

İşte Parislilerin şahsında Batı’nın en büyük günahı bu. Şimdi Eğer Batı bu günah sembolü şehirde yani Paris’te vurulmazsa muhtemelen daha çok günah işleyecektir. Bu Kürtlerin Kırdki lehçesinde bir atasözleri var: ‘’Goliké keyi Gayé keyi ra neterseno’’. Yani evin tosunu evin öküzünden korkmaz. İşte mesele bu. Eğer Batı biraz daha Kürtlere silah yardımı yaparsa bu üç imparatorluk hayali Kürdistan’a defnedilecektir. Çünkü Kürtler Ortadoğu’nun bu öküzlerinden korkmuyorlar. Bu öküzlerin ağır çekimde uyguladıkları tüm kahramanlık ve cesaret sahneleri Kürtleri bir adım geri attırmadı. Kürtler Önce Kobani’de sonra da Şengal’de tüm karizmalarını yerle bir etti. Bu öküzler artık Kürtleri korkutamayacaklarına kani olmakla kalmadılar Kürtleri yenemeyecekleri de anladılar. Bu durumda en iyisi Batı’yı korkutmak gerekir çünkü Batı korkup Kürtlerden desteğini çekerse belki Kürtler çaresizce tekrar onlara boyun eğeceğini sanıyorlar. Fakat yanılıyorlar Kürtler asla bir daha onlara boyun eğmeyecekler. O defter son olarak Şengal’de kapandı.

Parislilerin diğer bir günahı Kürtlerin Ortadoğu’da yeni bir uygarlık kurabileceklerini görmesidir. Allah korusun herkesin özgürce yaşayabileceği bir Kürdistan kurulursa ne olacak bu Ortadoğu’nun hali? Örneğin artık Türkiye Batı’ya demokrasi, Arap kralları da istikrar satamayacaklar. İran hizbullahçılığı pazarda saldırgan ve yayılmacı Emevi İslam’a karşı değer kaybına uğrayacak. Parisliler bu gerçeği görmek zorundadırlar. Öyle Ortadoğu’nun kadim dengesini bozmaya çalışmak kolay değildir. Élysée Sarayı’nda Kürt kızlarının reklamını yapacaksınız sonra da ABD ve Rusya’yı etkileyerek terör listelerinde yer almamalarına neden olacaksınız. Kusura bakmayın sevgili Parisliler bu günah öbür dünyaya kalacak bir günah değildi.

Sevgili Parisliler siz de çok iyi biliyorsunuz ki Osmanlı, Emevi ve Perslerin birbiriyle savaşları hep taktikseldir ama üçünün de Kürtlere karşı savaşı stratejiktir. Bakın Suriye meselesinde ikide bir tezlerine yakın olduğunuzu söylediğiniz Türkiye’nin cumhurbaşkanı ne diyor: ‘’ Cerablus olayı, Azez konusu... Bunlar çok stratejik konular. Nitekim Fırat’ın batısına geçme noktasında kararlılığımızı biliyorsunuz. Kimse Fırat’ın batısına bir defa geçemez. Bu konuda çok kararlıyız. Geçenlerde teşebbüs ettiler, gereği de yapıldı.\" Peki sevgili Parisliler bu Cerablus’a kim egemendir onu biliyorsunuz değil mi? Eğer biliyorsanız mesele yok ama bilmiyorsanız bir an önce öğrenmeniz sizin için hayati önemdedir. Bana sorarsanız Kürtlerin Cereblus’a girmesi aslında herkesten çok artık sizin boynunuzun borcudur fakat tercih yine sizindir. O lanet koridor Kürtlerin elinde olsaydı muhtemelen yine sokaklarınızda günah işlemeye devam edecektiniz pardon eğlenmeye yani.

Sevgili Parisliler size hatırlatmak isterim ki çok korkmanıza da gerek yok. Aslında Paris’teki katliam Musul ve Rakka’ın düşme korkusundan kaynaklandı. Size diyorlar ki Kürtlere artık silah vermeyin çünkü Kürtlere daha fazla yenilirsek size yöneliriz. Kürtleri yenemiyorsak Parislileri yeneceğiz diyorlar. Kürtler Musul ve Rakka’yı bizden alırlarsa biz de Parislileri korkutacağız mesajını size veriyorlar. Korkmanıza gerek yok sizi de yenemeyecekler. Kürtlere teslim oldukları gün göreceksiniz size de teslim olacaklar. Eğer Paris’te barış arıyorsanınız bilin ki bunun yolu da Kürdistan’dan geçiyor çünkü Ortadoğu’da barışın yolu Kürdistan’dan geçiyor. Siz siz olun bu güne kadar işlediğiniz günahları işlemeye devam edin. Devam edin ki Kürdistan kurulsun, Oratdoğu’ya barış gelsin günahı da Paris’e yazılsın.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Nerina Azad
Bu makale toplam: 9620 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:21:10:02