7 Haziran seçimlerinin sonuçları başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Ortadoğu’da bile önemli gelişmelere neden olabilir.
Seçim sonuçları ve sonrası için gelişmeler HDP’nin barajı geçip geçmemesi ile doğrudan bağlıdır.
HDP’nin başarısı veya başarısızlığı hem çözüm sürecini hem de AKP’nin geleceğini belirleyecektir.
HDP’nin barajı geçip geçmemesinin yaratacağı gelişmeler şunlar olabilir:
HDP baraj altında kalırsa;
AKP, Kürdistan’daki bütün vekillikleri kazanır.
Bütün dünyaya Kürtlerin tek temsilcisi olduğu propagandasını yapar.
Başkanlık sisteminin önü açılır.
Tek adam diktatörlüğünü gerçekleştirir.
Anayasayı istediği gibi yapar.
Ordu, polis, üniversiteler ve bürokrasi üzerinde kesin hakimiyetini kurar.
Hak, hukuk, adalet sıfırlanır.
AB ilişkileri askıya alınır.
İslami nesil yetiştirmede önemli yol kat eder.
Yalan üzerine kurulu çözüm sürecini “Kürt sorunu yoktur” diyerek bitirir.
Rojava’da Kürtlerin statü kazanmaması için müdahale edebilir.
Güney Kürdistan’ın bağımsızlığını engellemek için her yolu deneyebilir.
Ortadoğu’da etkisini artırmak için IŞİD ve El Nusra gibi radikal İslami örgütlerle ilişkilerini geliştirir.
Sünni Türkler dışındaki tüm uluslar, halklar, inançlar ve azınlıklar üzerinde hakimiyetini pekiştirir.
İnsanların yaşam biçimine müdahale ederek yaşamı cehenneme çevirebilir.
HDP barajı aşarsa gelişmeler şöyle olabilir;
AKP gücünü yitirir.
Gücünü yitiren AKP, IŞİD ve El Nusra gibi radikal İslami örgütlere silah ve lojistik destek veremez
Kürtler parlamentoya güçlü bir şekilde girebilir.
Kürt hareketinde sivillerin eli güçlenir.
Devletten demokrasinin kurallarını işletmesini talep eden HDP kendi içinde de demokratik dönüşüm yaşayabilir. Buna Altan Tan’ın sosyal medya baskısıyla HDP Diyarbakır vekil adaylığı en somut örnektir.
Demokratik cumhuriyet, kanton, federasyon ve bağımsızlık gibi farklı statü talep edenlerin önü açılır.
Barajı aşarak parlamentoya girecek HDP seçim meydanlarında her gün dillendirdiği demokrasi,özgürlük ,hak hukuk adalet söylemlerini pratiğe geçirmediği an kendisine güvenen ve inanan milyonlarca destekçisini kaybeder .
En ırkçı kesimlere bile barış mesajı uzatanlar, Kürdistan’da farklı düşünce ve yapılara karşı da barışçı siyaset uygulamak zorunda kalacaktır.
Seçimlerde barajın aşılması konusu HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın performansıyla yakından ilgilidir.
Demirtaş, çağdaş batı kriterlerine uygun bir liderdir.
Demirtaş, Kürdistan dışında başta metropoller olmak üzere her yerde milyonlarca Kürdü sarı,kırmız, yeşil bayrakları ,elbiseleri atkıları ile miting alanına toplamayı başarmıştır.
Demirtaş güven verici tavırları, toplumu etkileyen söylemleri ile en ırkçı kesimlerde bile ilgi uyandırabilmiştir.
Demirtaşa yönelik sevgi seli en çok AKP kurmaylarını ve köşe yazarlarını rahatsız etmiştir.
Demirtaş’ın bir ABD projesi olduğunu esas amacının Abdullah Öcalanı devirmek olduğunu, dahada ileri giden Yalçın Akdoğan Demirtaşın Brütüs olduğunu Abdullah Öcalanı arkadan hançerlediğini iddia etmiştir.
İşin aslı ise AKP hükümetinin , Kürtlerin İmralının denetiminden çıkmasından ne kadar korktuğunun gerçeğidir.
Kürtler Demirtaş gibi bir değere sahip çıkmalıdır.
Demirtaş’la birlikte baskıcı, otoriter, sevimsiz, yaşlı ve itici lider tipi dönemi de kapanmıştır.
Demirtaş, HDP dışındaki muhalif Kürtler arasında bile sempati yaratmıştır.
Seçim ile ilgili yapılan anketler ve meydanlar , HDP’nin barajı geçebileceğini işaret etmektedir.
Erdoğan bu nedenle Kürdistan’da elinde Kur’an’la seçim çalışmaları yapmaktadır.
AKP çözüm sürecinin sonuna gelmiştir.
AKP’nin Kürtlere vereceği tek şey Kur’an, din ve imandan başka şey yoktur.
HDP baraj altında kalırsa , kendince Kürt sorununu bitirmek için çatışmaları başlatabilir.
Seçimlere HDP dışında katılan HAK-PAR’a, seçimleri protesto eden gruplara ve bireylere karşı da saygıyla yaklaşmak demokratik bir görevdir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.