Son dönemlerde, 1980 öncesi Kürt gruplarının belli bir arayış içerisine girdikleri görülmektedir. Her grubun toparlanma ve siyasi hayata bir biçimiyle katılma, katkı sunma, hatta öncülük yapma hakkı vardır. Bunun tartışılacak bir tarafı yoktur; tersine, Kürdistan’da demokratik kültürün gelişmesi ve çoğulcu sistemin egemen kılınması açısından, farklı görüş ve stratejileri benimseyen hareketlerin varlığı, mücadeleye büyük bir zenginlik ve dinamizm kazandıracaktır.
Kuzey Kürdistan’da; BAAS rejimine benzer tarzda tek parti zihniyeti egemen kılınmak istenmektedir. Farklı parti ve grupların varlığına tahammül gösterilmesi, bu zihniyete hizmet ettiği ve bir yama gibi işlev gördüğü oranda geçerlidir. Cidden bağımsız tavır takınıldığı andan itibaren, hiçbir parti, grup, hatta şahısların aynı toleransı görmesi mümkün değildir.
Türkiye’de; Komünist, ‘bölücü ve irticai’ hareket olarak görülen partilerin dahi kurulduğu bir aşamada Kuzey Kürdistan’da tek parti zihniyetinde ısrar edilmesinin anlaşılır ve kabul görülebilir hiçbir tarafı yoktur.
Farklı düşünce ve hareketlere konulan ambargo bir biçimiyle mutlaka aşılmak zorundadır. Eski gruplar adına da olsa yeni arayışların başlaması, en azından tekelci zihniyetin aşılması ve demokratik uzlaşı kültürünün gelişmesi açısında önem taşımaktadır. Şüphesiz her yeni çıkışın tek amacı bununla sınırlı değildir. Ayrıca benimsediği stratejiyi ve amaçladığı hedefleri gerçekleştirmek amacıyla örgütlenmek isteyen pek çok hareket bulunmaktadır.
Kürdistan tam da ‘yüz fikir tartışsın, yüz çiçek açsın’ sloganının hayat bulduğu bir siyasal arenaya dönüştürülmelidir.
***
Farklı kulvarlarda siyaset yapmak isteyen tüm arayışların mücadele sahnesinde anarşiye yol açmamak ve gösterilen çaba ve emeğin boşa gitmesini önlemek açısından dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar vardır.
Farklı arayış içerisinde bulunan her Kürdün ve mensubu bulunduğu hareketin, her şeyden önce mevcut çelişki ve çatışma ortamını keskinleştirmek yerine düşmanlığa son veren ve demokratik uzlaşı kültürünü egemen kılan bir bakış sahip olması gerekir.
Yirmi birinci yüzyıl koşulları, soğuk savaş döneminde olduğu gibi ideolojik görüş farklılıklarının ön plana çıkartıldığı ve buna göre mevzilenmenin gerçekleştiği bir sürece tekabül etmemektedir. Eski hastalıklı yaklaşımların bir tarafa bırakılarak Kürt ulusunun temel talepleri etrafında kenetlenmeye ihtiyaç vardır.
İkinci olarak; arayış içerisinde bulunan veya mevcut hareketlerden herhangi birisinin, geçmişte olduğu gibi kendi dar bakış açılarını ve örgüt çıkarlarını Kürt halkının temel talep ve hedefler programının önüne almaları kabul görülecek bir yaklaşım değildir. Ulusal birlik ruhu ile hiçbir biçimde uyuşmayan tavırlarında ısrar etmeleri halinde, bırakalım yeni bir çıkışa yol açmaları, tam tersine mücadeleye telafisi mümkün olmayacak derecede zarar vereceklerini bilmek zorundadır.
Mevcut Kürt partileri ve yeni arayış peşinde koşan kesimler, örgüt çıkarları değil, ulusal birlik esprisi çerçevesinde hareket etmelidir.
Üçüncü olarak; yeni arayışlar, daha önce kimi bazı örgüt ve partilerin yaptığı gibi, siyasal rant aracına dönüştürülmemelidir. Geçmişte her gün küfür ettiği PKK’den bir milletvekilliği, belediye başkanlığı veya herhangi bir toplantısına katılmak karşılığında bir çırpıda inançlarından vazgeçen, saf değiştiren ibret verici tavırlar gördük. Benzer örneklerin çoğalması halinde, yeni arayışlara karşı güvensizlik derinleşmekle kalmayacak, zor bela bir araya gelen çevre ve şahısların çelişkiye düşmesine ve kaçınılmaz olarak daha kötü ve anlamsız bölünmelere neden olacaktır.
***
Kürdistan’da ‘ yüz fikir tartışsın, yüz çiçek açsın’, lakin farklı görüşlerin varlığı, ayrıksı otların yeşermesine değil, birlik ruhunun geliştiği ve demokratik uzlaşı kültürünün egemen olduğu yeni ve her türden çiçeğin yetiştiği bir bahçeye dönüşmelidir.
Nizamettin TAŞ (Botan Ahmed)
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.