Kürd milletine “çözüm“ diye sunulan tuzaklarda, sisli ve puslu havadan nemalananlar; kurulan post ve rant pazarı kazanında, mazlum Kürd milletinin ulusal kurtuluş mücadelesini peşkeş çekenlerin sesinin “gür“ çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Belli ki yol verilmiş!
Koltuk düşkünleri, rant tüccarları ve ilke-değerlerini iki kuruşa satarak, siyaset adına “uzlaşan“(ların) oluşturduğu sisli ve puslu havada, Kürd millet ve toprak davası hedeflerini karartma hamlelerinin egemen olduğu bir dönemi yaşıyoruz!
Sapla samanı birbirinden ayıramayanların kürdlük adına, türk kazanı altındaki ateşe odun taşıma görevini üstlenenlerin oyununa gelenler, Kürd siyasetinde kolluk kuvveti rolünü üstlendiği bir dönemi yaşıyoruz!
Kürdlük adına dağa çıkarılan Kürd çocuklarının “Türkiyelileşmek Türkleşmek“ için bozuk para gibi harcandığı, ortak ve danışıklı bir dövüşte boğazlandığı bir dönemi yaşıyoruz.
Gazetecilik adına, basın adına solculuk-komünizm adına, ümmetçilik adına; her türlü yalan ve ahlaksızlığın gazetecilik olarak sunulduğu bir dönemi yaşıyoruz! Bunlarla düşman güçleri arasındaki fark görülmeyecek kadar iç içe geçmiş, akla-karanın bir torbada toplandığı dönemi yaşıyoruz!
Bütün bunları pazarlayan, ilke ve kural tanımayan, kiralık kalemlerin, yalancı basında mastürbasyonla iş gördüğü ve basın ahlakını da kendilerine ödenen iki kuruşa ayaklar altına alındığı bir dönemi yaşıyoruz.
Kadim bir davanın 150 yıllık ana damarın önderliğine yönelik planlı bir saldırı. Bu damar bir ulusun var olma umudu damarıdır.
Kurulu türk kazanına attığınız her Kürd gencinin “bedel“ diye siyasete malzeme yapıldığı bu kirli ilişki dönemi, gelecekte vebalı ağır sonuçlar çıkaracağı bilinmelidir.
Kendisine solcuyum, komünistim, ümmetçiyim, halkçıyım diye, “ halklar, ümmet, kardeşlik“ adına, Kürd kadim davasını boğazlama, hedeflerini karartma dönemine “katkı“ hesabi ile beyanatlar, röportajların uçuştuğu bir dönemde “Yeni Yaşam Gazetesi“ adıyla, Kürdler için kurulan türk kazanına odun taşıyan gazeteciler; yere düşen leşin etrafına toplanan akbabalar gibi, leş kokusu gelen gazetede toplanıyor.
Bu gazetecilerin görevi kazana odun taşımak, kazanın içinde hangi Kürdler yanıyor, yanacak kararı da efendilerinin kararı.
Kazana bir kucak dolusu odunla katılan post düşkünü, sözüm ona eski komünist (☭) Sinan Çiftyürek de koroda yer alma teşrifinde bulundu. Sembolünü de, unvanını da, ilkelerini de sömürgeci türk parlamentosuna üye olma ve bir ceylan derisi koltuk sahibi, süper emeklilik ve 6 bin Amerikan dolarına feda edip, DEM Parti Milletvekili olmayı seçen Sinan Çiftyürek.
Sömürgeci ve işgalci türk parlamentosu üyesi Sinan Çiftyürek, kazana odun taşıma, bu yanan kazana katkı sunma amaçlı “Yeni Yaşam Gazetesi“ ne röportaj verdi. Uzun zamandır, “Yeni Yaşam“ adına kurulan türk kazanına odun taşıma görevini, attıkları başlıklarla icra eden bu gazeteciler müsveddesi, gazetecilik ahlakından yoksundurlar. Bakın attıkları başlıklara:
“KDP ve Türkiye savaş ortaklığı,“
“Kayyım Nöbetinde KDP’ye ‚ihanet çizgisinden vazgeç‘ çağrısı
“Barzani-Bahçeli ittifakı“
Daha nice benzer başlık ile Kürd düşmanlığına hizmette kusur etmeyen bu paramiliter görevliler, Sinan Çiftyürek’i sorgu odasına almışlar. Sinan Çiftyürek’in, kendisine sorulan sorular ile kendisine sunulan nimetler arasında kalıp, ikircikli bir yüreksizler durumu yaşadığı röportajında görülüyor.
Paramiliter stratejistler sorguya aldıkları Sinan Çiftyürek’e sordukları sorular, onur kırıcı sorular olmasına rağmen, itiraz etmiyor, röportaja katılıyor. Özel seçilmiş ve özü itibariyle Kürdleri birbirine düşürme stratejisi üzerine kurgulanmış sorulara alet oluyor. İki soruyu şuraya alıyorum:
1-“Türkiye de KDP de Kalkınma Yolu’nun dışında tutuluyor. KDP ve Türkiye savaş ortaklığı, bu Kalkınma Yolu’na kendilerini dahil etme ortaklığı mıdır?“
2-“ Türkiye’nin Esat ile görüşme olasılığı var, buna aracılık eden KDP’li Irak Dışişleri Bakanı. KDP, Rojava’da Kürtlerin statüsünü yok sayan bir çizgide hareket etmiyor mu?“
Bu içerikte onlarca başlık ve sorularla görev icra eden bu paramilliter “gazete“, podyuma Sinan Çiftyürek‘i seçme nedeni; S.Çiftyürek’in itiraz etme koşulunun olmadığını bilmelerindendir. Çünkü onu sömürgeci ve işgalci türk parlamentosuna taşıyanlar, ona nasıl hareket edeceği, neler söyleyeceği ve kimi sevip, kime saldıracağı, gösterilere nasıl katılacağı, hangi demeçleri vereceği kararı da verenler onlar, S.Çiftyürek bir kere yakayı kaptırmış!
PKK, bir konsept olarak, Kürdlere musallat edilmiş bir araç. Bu konseptin en önemli ayaklarından biri de parçalar arasında yalan haber, dezenformasyon ve spekülatif haberlerle düşmanlığı yayma hedefidir. Bu gazete bunun için kurulmuş, bu amaçla iş gören paramiliter bir göreve sahip. S. Çiftyürek de seçilen zayıf kişilikli kurbanlardan biri. Türk sol paramiliter kiralık kalemlerin toplandığı bir gazete ‘’Yeni Yaşam Gazetesi“!
Kürd kamuoyunda spekülatif haberlerle, Güney Kurdistan, KDP (Kurdistan Demokrat Partisi) ve Barzani ailesini, “türk ordusunun işgal ve ilhak hareketine katıldığı“ imajını yaratma çabası, bu stratejik hedeflerden biri. Burada toplanan paramiliterler, bu hedefe kilitlenmişler.
Kürdler arasında düşmanlığı yayma, parçaları birbirine düşman etme ve işgal hareketini başarıya ulaştırma metodu, bir arada uzmanların seçimleri ile sürece sokulan programlardır. S. Çiftyürek, bu programa dahil edilmiştir. İtiraz etme şansı yoktur. Alan alan dolaştırılıyor, demeçler verdiriliyor ve röportaj adı altında sorgu odalarına alınıyor. El mahkum, „bizim Komünist“ itiraz edemez. Çünkü efendiler tarafından baştan kiralanmış, kiralık bedeli ödenmiş. Kemkumler, kaçamak cevaplar iş görmez oluyor haliyle.
Güney Kurdistan özgür toprakları zor duruma sokan girişimler, Türk ordusunu bölgeye çeken nedenlere dokunmadan, aslı-astarı olmayan spekülatif haberlerle PKK ve bu paramiliter gazetenin oyununa gelen S. Çiftyürek’in düştüğü durum, durumu idare etmeyi de aşan bir mecraya kaymıştır.
S. Çiftyürek, geçmişte MED TV’de program yapmak için can atan sanatçıların, bir süre sonra; “siz Abdullah Öcalan üzerine beste yapacaksınız, şiir yazacaksınız, roman yazacaksınız, yapmazsanız TV’ye çıkamazsınız“(!) dayatmasının benzerine maruz kalmış durumda. O gün Abdullah Öcalan için beste yapan sanatçıların bir kısmı, bugün utanç içindeler. Bestelerini arayıp yok etmek unutturma çabası içindeler. Utançtan, şiirlerini, romanlarını, kitaplarını toplayanlar var. S. Çiftyürek’de zokayı yemiş durumda.
PKK, ayni zamanda Kürdleri kişiliksizleştirme ve harcama makinesi olarak iş görüyor. Bunu fark etmeyen ve görmeyerek, sürüye katılanlar, bir süre sonra sıkılıp kenara atılanlar kervanına katılıyorlar.
Sözün kısası; Kürd ve Kurdistan milli davası ana damarı bu türk devleti ve paramiliter-kiralık görevlilerce kuşatma altındadır.
Geleneksel Kürd mili mücadele damarını tasfiye etmek için, türk devleti ve türk paramiliter solu ile birlikte yemin içmiş bu görevli kesime karşı, Kürd milliyetçileri kenetlenerek direnmeyi esas alan bir milli cephede birleşmelidir. Milletimizi, davamızı savunmanın yolu buradan geçiyor. Küçük hesapların Kürd ve Kurdistan milli davası ile örtüşmediğini artık herkes anlamalıdır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.