Barbarlığın, rengı yok. Irkçılığın da rengı yok..
Ulusu var, kültürü var, dili var, tarihi var!
Aslında ırkçılık, bugüne kadar rengin arkasına saklanarak yürüdü. Oysa rengi yoktu. Beyaz da siyahı hor görebilir, ötekileştirebilir, küçük düşürebilir. Siyah da ayni minvan üzere kendinde bu kuveti görebilirdi. Çünkü ırkçılık rekle ilgili değil.
Ayni hor görmeyi, aşağılamayı, ulusal egemenliği için, üstünlüğü için, karşısındakine yaşam hakkı tanımamayı, vurmayı, öldürmeyi, beyaz da, beyaza yapabilir! Çünkü ırkçılığın, horlamanın, ötekileştirmenin rengi yok, siyaseti var. Ulusu var, tarihi var..
Beyazın ülkesi, barbarın ülkesi Türkiye’de Kurd olmak ne ise, siyahın vatanında beyazın saldırılarına maruz kalması ayni şeydir. Çünkü ırkçılığın rengi yok. Ulusu var, kültürü var, tarihi var ve ırkçı siyaseti var. Rengi farketmez..
Hitler almanyasında Yahudî olmak ile Türkiye’de toprakları işgal altındaki Kurdistan’lı Kurd olmak ayni şeydir. Dünya ikiyüzlülüğü, çıfte standardı, Türkün Kurdler üzerindeki zülmünü görmezken, siyahın rengine “sevgisi”ni kendine yüzakı yapmaya çalışır.
Bu ikiyizlülüktür, ahlaksızlıktır, çifte standartlıktır.
Amerika’da polisler bir siyahı kıskıvrak yakalayip, uyguladıkları şiddet nedeniyle ölümüne neden olur. Sokaklar protestolar, sosyal medyada tepkiler dağ gibi büyür. Doğrudur karşı çıkmak lazım..Polis şidetine, ırkçılığa dur demek lazım..
Türk aydını, türk devlet erkanı, sağcısı, islamcısı, solcu-komünisti, liberalı siyaha yapılana karşı çıktı, Amerika’ya veryansın ettiler..
Her gün Kurndler, kurdçe konuştular diye, Kurdçe kilamını dinledi diye linç edilir, öldürülür, tutuklanır..
Kutuphaneleri Kurdçe isimlerden dolayı kapatılır, boldozerlerle yıkılır.
Sırf Kurd oldukları için, kurdler aşağılanır, elleri kelepçeli zindanlara yollanır, gece baskınları, ev aramaları, dayak ve şiddet 1800’lı Afrika kıtasını katlar.
Kurdistan mağaralarında toplu kiyim mezarları çıkar ortaya. Katliam ve kırım türkün külktürü, tarihi ve siyasetidir.
Es son 01.06.2020’de Ankara göbeğinde 20 yaşında Barış Çakan isminde bir Kurd genci, Kurdçe kılamını dinledi diye, türklerin saldırısına uğrar. Biçak darbeleriye, onlarca insanın gözleri önünde kan-revan içinde bırakılarak öldürülür.
Bu ırkçılık değil mi?
Afrika’da siyaha ağıt yakanlar. Amerika’da polisi protesto edenler, Avrupa’da Gözyaşı dökenler, neden kurde yapılanı görmezlikten gelir?
Irçılığın rengi yok. Beyaz da beyaza ırkçılık yapabilir. En büyük ırkçılık, en büyük barbarlık bugün kurdün toprakları üzerinde, işgalcılar tarafından yürütülüyor. Ama dünya gözünü Kapatmiş, kulağını tıkamiş, hala 1800’lardaki Afrika, Amerika kıtaları ırkçılığın sembolu olarak sunmaya çalışır..
Uzağa gitmeye gerek yok..
Polis teşkilatını kötülemek için Amerika düşmanlığına takılı kalmaya da gerek yok.
İşte Barbar Türkiye ve barbar türk beyazları..
Sokak ortasında “kurdçe konuştu” diye linç edilen Kurd.
Biçaklarla delik-deşik edilerek öldürülen Kurd.
Bu ırkçılık değil mi?
Kurd olduğu için
Kurdçe konuştuğu için
Türkleşmeyi redettiği için
Toprakları işgal altında olduğu için
Zindana atılan Kurd
Sokakta linç edilen Kurd
Bieçaklanan, kurşuna dizilen, horlanan, evi başına yıkılan, köyü yakılan Kurd’e yapılan Türk ırkçılığı değil mi?
Peki neden siyaha tanınan hak, kurde tanınmiyor?
Neden siyah için dünyada protestolar yapıliyor da, kurde yapılan türk ırkçılığa karşı sessiz kalıniyor?
Kurdlerin bunu sorgulaması gerekiyor!
Kurdlerin kendi siyasetini, kendi ulus bilincini, kendi partilerini sorgulaması gerekiyor!
Kurdlük, türk ırdkçıları tarafından aşağılanma, hor görünmek ve ötekileşmek için değildir. Kurdün kendine, kendi ulusal bilinç ve dayanışmasına, kendi kendini toplumsal savunmaya ewrimleme sürecine girmesi gerekiyor. Aksi takdirde, korku ve sinme ile teslimiyetin türkleşme ile bütünleşeceğini ve herşeyden önce kendi kendimize yabancılaşacağımızı görmemiz gerekiyor.
Tek yol, türk saldırılarına karşı kurdün sokakta ortak savunmasıdır.
01.06.2020
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.