Her insan gibi her halk kendini layık gördüğü gibi yaşamak ister. Yaşam tek düze bir yol değildir. “Köleler özgürlükten anlamaz, efendilerin olması için kölelerin olması gerekir, kimisi köle, kimisi efendi doğmuştur” der hakim sınıflar. Oysa hiç kimsenin doğuşta birbirinden üstünlüğü yoktur. Doğa tüm canlılara çok adaletli davranarak, doğuştan eşit haklar vermiştir. İnsan denen sosyal hayvanlar çok tehlikelidir, her türlü kötülüğün kaynağıdır.
Özel mülkiyet, iktidar ve üstünlük hırsı için kim güçlüyse, zayıf olanı ezmek, hükmetmek için yapmadıkları zulüm yoktur. Her bireyin, her toplumun doğuştan sahip olduğu evrensel hakları gasp etmek adaletsizlik ve çağdışıdır.
Çağımızın en büyük barbarları, kendilerini çağdaş ve uygar diye lance ederler. Güçlü olan kendini tanrı ilan ediyor, dolayısıyla en güçlü olan, en çok silah ve orduya sahip olandır. Çünkü bilimsel yol ve metodla çözüm üretemeyen, düşünce sahibi olmayan, zavalı, çaresizler kaba kuvvette baş vururlar, baskı ve korku ile hakimiyet kurmaya çalışırlar.
Dünya en tehlikeli silah deposu durumundadır.
Yer küre her an için bir patlamayla kendi sonunu getirecek duruma gelmiştir. Silahlar durdukları yerde patlamaya hazırdır. Teknoloji insanın ilerlemesi, refahı için değil, geleceğini tehlikeye sürüklemektedir.
Yaşam güvencesi tehlikededir. Hiçbir ülke ve hiç kimsenin yaşam garantisi yoktur. Bugünün koşulları açısından savaş en çok geri kalmış ülkelerde şiddetle devam ediyor, ama her yerde bombalar patlıyor ve yok yere insanlar katlediliyor.
Medeni, uygar toplumlar insanların refahı ve mutluluğu üzerinde geleceğe yürür.
Çağımız savaşın değil Barış çağı olabilirdi.
Bu nasıl mümkün olur ?
Her toplum hak ettiği gibi yaşamalıdır. İnsanlar öncelikle özgür düşünmesini bilmelidir. Özgür düşünmek ve kendini yüksek sesle ifade etmek sadece ezilenlere gerekli değildir, herkese lazım. Özellikle özgür olduğunu söyleyenler, haksızlığa karşı, savaşa ve her tülü adaletsizliğe karşı olduğunu yüksek sesle düşünmelidir. Bilim insana doğru olanı yapmayı temel görev olduğunu kavratmıştır.
21, yüzyılda bilinçli, korkusuz, cesur bilim damlarına şiddetle ihtiyaç vardır. Doğrular için, haklı olan için cesur, Yeni çağ Sokrates'lere, Gallile'lere ihtiyaç vardır.
Bütün bunları kirlenen siyasetin her şeyi nasıl amacından saptırdığını anlaşılır kılmak için anlatmaya çalışıyorum.
Dünya sistemi çok kirli, ancak buna karşı çıkanlarda bir o kadar kirlenmiş durumdadır.
Neden mi?
Şundan dolayı, uluslar, halklar, sınıflar, inançlar, kadınlar vs. Kendi haklarını elde etmek için değişik mücadele yol ve yöntemleri uygularlar ve bedel öderler hedefe varmak için.
Ulusal Kurtuluş savaşlarının hedefi Bağımsız ve özgür olmaktır.
Söz konusu Kürdistan olunca, bu tam tersine çevrilerek Bağımsızlık yerine, sömürgecilere bağımlı olmak savunuluyor. PKK ve Goran Hareketi, anti Kürd ve anti Kürdistan politikasından vazgeçmelidir.
Yıllardır, Kürdlerin bağımsızlık umutlarını kullanarak, gelinen aşamada, sömürgeci kimlik ve köleliğe evet diyerek, sömürgeci, Türk, Iran, Irak ve Suriye devlet bütünlüğünü savunmaktadırlar. Yaa anlamak çok zor, insanları aptal yerine koymaya kimsenin hakkı yoktur, buna müssade edilmemelidir. Kürdlermi bu devletleri parçaladı, bunların bütünlüğünü savunalım. Bu akıl tutulması değil çok bilinçli parçalanan, hatta ufalanan Kürdistan'ın Birliğine, Bütünlüğüne ve Bağımsızlığına karşı olmak değil mi dir? Kürdler Tarih sahnesinde, kendi iradesiyle Kendi Kaderini Tayin etmek için bin defa BAĞIMSIZLIĞA Evet diyecektir.
Hiçbir tehdit, hiçbir güç bunu durduramayacaktır.
Kürdler tüm uluslarla eşit haklara sahip olmak istiyor, ne alta ne üste nede arkada olmak gibi bir sorunu yoktur.
Bu büyük bir sınavdır. Bu Cesur Millet bir asırdan fazladır savaşıyor.
Neyin savaşı verildi? Türk, Fars ve Arap olmamak için büyük acılar yaşadı, yaşıyor. Bu yiğit halk artık kendisi olmak istiyor. Kürdistan'ın Kürdü olmak hayaliyle; savaştı ve hedefine bu kadar yakınken bunu zafere taşımak için Bağımsızlık Referandumunda EVET -ERE diyecektir.
Bağımsızlığa karşı çıkanlar tarihi bir suç işleyerek köleliğe secde ederek ulusal çıkarları kendi dar grup çıkarlarına feda ederek vatana ve Millete ihanet etmiş olacaklardır.
Gün bugündür ya Bağımsızlık ya Koledari. Hedefi kurtuluş olan her onurlu insan Kürdlerin bu zaferini selamlar, destekler. Yarın geç olabilir, bugün hemen, şimdi Kürdistan'ın Bağımsızlığına EVET demeliyiz.
Eğer kirli politikaların aracı değilsek, sömürgeci devletlerin paramiliter gücü değilsek, saflar net olmalıdır. Milli Bilinç, ulusal kurtuluş savaşların, bağımsızlık savaşı olduğunu ve ayrı devlet kurmakla kendi kaderini tayin etmesidir. Bu Evrensel hakkı Kürdler en ağır bedel ödeyerek gerçekleştiriyor.
Savaşın tüm acılarını yaşayan bu halk, uğradığı, zulüm ve katliamları, haksızlıkları, bu savaşta canını veren tüm cengaverlerin rüyasını gerçekleştiriyor.
Tarihte fazla devlet yönetme deneyimi olmayan Kürdler, Demokratik bir devletle demokrasinin yaşam bahçesi olacaktır. Kurmanc, Soran , Goran ve Kırmançlar, Kakailer, (zazalar) bu bahçede tüm renkleriyle, farklı inançlarıyla, düşünceleriyle bir arada huzur ve güven içinde yaşama hakkı bulacaktır ve dünyaya iyi örnek olacaktır.
Kürdler Devlet yönetiminde profesyonel değil ama, müzik- severdir. Başka halklara kendinden daha çok kıymet verir. Kimse için tehlike arz etmez.
Kürdler özgür bir toplum olma şansını yakalarsa, ki bu çok yakındır. Aram Tigran'ın, deyimiyle “bütün silahlardan, tank ve toplardan, müzik enstrümanları yapalım” Kürdler sıtran söylemeyi, halay çekmeyi çok sever.
Müzikseven insandan korkulmaz, yaşamı güzelleştirir, gülmek ve eğlenmek, bir kültürdür, yaşam tarzıdır. Müzik, matematik gibi evrenseldir. İnsanlığın ortak hazinesidir.
Bu millet savaşı sevmiyor, kimsenin toprağını işgal etme derdi yoktur. Bu topraklar gerçek sahipleriyle buluşuyor. Kürdlerin toprakları çok zengin, suyumuz yaşam kaynağıdır, yeraltı-yer üstü zenginlik kaynakları herşey fazlasıyla mevcuttur. Yeter ki topraklarımızı kirleten karanlık güçlerden temizleyelim. Savaşsız, barış günleri yaralarımıza derman olacaktır. Bana kalsa bu ülkeye en çok yakışan müziktir. Kürler ve müzik çok uyumludur. Savaşın son bulması Kürdistan'ın Dört-Parçada Özgürleşmesi zorunludur. Güney Kürdistan bir meşaledir bunu taşımak, sahiplenmek onurlu bir görevdir.
Kim, hangi nedenle, hangi argümanla Bağımsızlığa karşı çıkarsa, çıksın bu mantık Büyük Kürdistan Devrimini sömürgecilere tutuklu kalmasını istiyor.
Dost ve düşman şunu iyi bilsin ki, Büyük Kürdistan Devrimi sömürgecilere tutuklu kalmayacaktır.
Bağımsız Kürdistan Orta-Doğu'ya barışın yolunu açacaktır, Kürdistan'ın Bağımsızlığı ve Kürdlerin özgürlüğü, tüm komşu halkların özgürlüğünü hızlandıracaktır. Yeni bir ulus doğuyor, Büyük Kürdistan için Bağımsızlığa ERE, Bağımsızlık zafere giden tek yoldur.
akbalikesma@gmail,com
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.