Esma Akbalık Son Makaleler

Sizin Hiç Diliniz Yasaklandı mı?

Haykırmak istiyorum! Yüreği, vicdanı olanlara. Sesimi yer ve gök dinlesin. Dağlar, ovalar, vadiler, nehirler, denizler, okyanus ve kıtalar duysun. Bu ne biçim bir vahşet, kürd olmak bu kadar mı korkunç bir şey?
Sizin Hiç Diliniz Yasaklandı mı?
Makaleyi Paylaş

Siz hiç Anadilinizi konuştuğunuz için öldürüldünüz mü? Sakarya'da Kendi aralarında kürdçe konuşan bir baba ve oğula, ırkçı bir grup Türk: ''Siz Suriye'li misiniz, Kürd müsünüz'' Sorusuna aldıkları ''Kürdüz'' cevabı üzerine ''biz Kürdleri sevmeyiz'' diyerek çekip silahlarını tarıyor baba ve oğulu. Kürd oldukları ve Kürdçe konuştukları için silahlı saldırıya uğrayan ailede 43 yaşındaki Kadir Sakçı yaşamını yitiriyor ve 16 yaşındaki oğlu Burhan Sakçı ise ağır yaralanıyor. Kürd olmanın bedeli bu kadar mı ağır olur veya yaşamı bu kadar mı ucuz? 23 Aralık 2018 günü yaşanan bu vahşete hiçbir şey olmamış gibi, sağır ve dilsizleri oynayan, ırkçı faşist bir devlet ve vicdanları köreltilmiş, bir milletten ancak bu kadarı beklenirdi. Büyük sessizlik.

Aslında bu açıktan tüm Kürdlere yapılmış bir saldırıdır. Kürd olmak bir kimliktir ve Kürdçe konuşmak her kürdün en doğal hakkıdır. Bu saldırı sıradan bir olay değildir. Devleti “yöneten"lerin, gece gündüz, Kürd düşmanlığı yaparak bu ırkçı örgütlenmeleri sokaklara taşıyarak, Kürdleri korkutmak ve pasifize etmek için uyguladıkları korku ve sindirme politikalarının sonucudur bu yaşanan.

Haykırmak istiyorum! Yüreği, vicdanı olanlara. Sesimi yer ve gök dinlesin. Dağlar, ovalar, vadiler, nehirler, denizler, okyanus ve kıtalar duysun. Bu ne biçim bir vahşet, kürd olmak bu kadar mı korkunç bir şey?

Katil Türk devleti başındakiler ve ayak takımı Türkler! Ulan siz mi Kürdleri sevmiyorsunuz?

Peki, Kürdler Türkleri seviyor mu? Kürdlere sordunuz mu? Ben bir kadın olarak, bir anne olarak ve Kürd olarak tüm milletim adına, şu cevabı veriyorum: biz Türkleri işgalci, ırkçı, tecavüzcü, katliamcı barbar olarak gördüğümüz için bin defa nefret ediyoruz. Kendini, ırkçı, tecavüzcü, katliamcı ve barbar olarak görmeyen, vicdan sahibi olduğunu iddia eden Türk varsa, çıkıp bu cinayeti kınasın, kendi devlet politikasını eleştirsin. Bu cesareti gösteremeyenler kendi devletlerinin kendilerine biçmiş olduğu rolü oynuyorsa, kürd düşmanlığı yapıyorsa bedelini ödemek zorundadır.

“Kürdleri sevmiyoruz” diyen ırkçılar çok açıktan bir gerçeği itiraf etmektedir.

Bir de '' Kürdler ve Türkler kardeştir, biz Kürdleri çok seviyoruz'' diyen resmi ve gayri resmi kesim vardır. Burada farklı iki görüş var gibi görünsede, pratikte ikisi aynı sonuca çıkmaktadır. Nasıl mı? Türkler Kürdleri çok aşırı sevdiklerinden öldürmekte, toplu halde katletmektedir. Kürdlerin Anadilinin yasak olması yetmiyormuş gibi, anadilini konuşması ölüm sebebi olmaktadır. Böyle bir Kürd ''sevgisi'' mevcuttur. Bu inkar edilemeyecek tek gerçektir ve daha birçok örneği yaşanmıştır. Cumhuriyet tarihi Kürd Katliamları tarihidir. Bu coğrafyada bitmeyen bir savaş var. Türklerin Kürdleri '' severek '' ,''kardeş kardeş '' öldürme, yok etme, göçertme savaşıdır. Bu Türklerin Kürdleri '' sevme '' halidir. Peki sevmeseler ve Kürdlerle '' kardeş '' olmasalar ne olurdu? Yaşayan Kürdü sevmeyen Kemalist rejim bir asırdır, periyodik olarak bir soykırım ve asimilasyon uygulamaktadır. 'Yaşayan Kürdü sevmeyiz, ama öldüresiye seviyoruz. Bu kin ve nefret bireysel bir hadise değil. Türkçü, islamcı faşist sistemin, sömürgeci ve işgalci anti Kürd politikasıdır.

Bu gerçeği kimi riyakarlar “biz kardeşiz” sahtekarlığı yaparak değiştiremez. Bir kesim bu satırları okuyunca; “ayrımcılık yapıyorsunuz, niçin Kürd Milliyetçiliği yapıyorsunuz?” diyecek. Onlara cevabım: Varsa yüreginiz önce Türk ırkçılığına karşı çıkın. Kürdlerin kendilerine özgürce ben Kürdüm, Kürdçe konuşuyorum dediğinde öldürülmediği, Kürdistan'ın Dört parçasına rahat bir şekilde ülkem, vatanım dediğinde güven içinde olduğu zaman, işte o zaman Kürdün Milliyetçiliği tartışılabilir. Önce Kürdler ve Türkler eşit haklara sahip olsun eşit koşullarda yaşasın. O zaman Kürd milliyetçiliği tartışılabilir.

Kürdler Milliyetçi olsaydı, bir devletleri olurdu ve kendi anadilini konuştuğu için öldürülmezdi. Onurlu her kürd, kendine Kürdüm diyen herkes, Kürdçe dilini yüksek sesle her yerde konuşmalıdır. 2019 yılını ANADİLİMİZİ öğrenme yılı ilan edip, konuşma seferberberligi başlatılmalıdır. Demek çok az Kürd Kürdçe konuşuyor olmalı ki, ırkçı türkleri harekete geçirmeye ve öldürmeye hevesli hale getiriyor.

Bundan sonra KÜRDÇE KONUŞ ÇOK KONUŞ kampanyası geliştirilmelidir. Aksi takdirde bu cinayete ortak olmaktan kurtulamayız.

Bu günün koşullarında Kürdleri Ulusal kimliğinden dolayı eleştiren herkesin devletle aynı cephede olduğu tartışma götürmez. Sömürgecilerin diliyle konuşan Kürd örgütleri kusura bakmasınlar ama kendi düşmanlarına hizmet ettiklerini unutmasınlar.

Ben Kürdüm öyleyse öldürün!

Biz Kürdüz öyleye öldürün!

Ey Kürdler neredesiniz? Gün bugündür, eğer bugün kendi benliğinize, dilinize, kimliğinize sahip çıkmazsanız, her kürd sırasıyla, köhne bir köşede vurularak, sessiz bir şekilde kim vurduya gidecektir.

Türk, Fars ve Arap Islamo-faşist rejimlerinin Kürdlere reva gördükleri sadece ölümdür.

Yaşanan bu vahşet karşısında, ne acıdır ki, Kürdlerin sesi duyulmadı. Asıl beni bu yaraladı. Vicdanları körelmiş olan, insan hakları, hayvan hakları, Ekoloji doğa katliamına karşı olan kimseden bu hadise karşısında çıt çıkmadı. Kürd siyasi aktörleri, örgütlü yapıları neredesiniz?

Kürdler neredesiniz? Kürdler kendi aralarında, birbirine karşı tavizsizdir, acımasızdır, bir karış toprak için veya tarlasına komşunun tavuğu girdi diye uğruna adam öldürenler, bu katliamda çıtları çıkmadı. Bu duyarsızlık Milli Bilinçsizliği ortaya koymaktadır.

Dün Roboski, bugün Sakarya, özünde farklı olmayan bu katliamların faili Türk islamcı (laik) ırkçı Cumhuriyetidir.

Bugün sadece soru sormak istiyorum.

Kürdlerden neden korkuyorsunuz?

Kürdler çok mu tehlikeli?

Kürdler çok mu güçlü?

Kürdler çok mu barbar, işgalci ve sömürgecidir?

Kürdler kimin toprağını işgal etti?
Kimin hakkını gaspetti? Kimin dilini yasakladı, kime zulüm etti?

Kimin evini yaktı, kimi zindanlara doldurdu, kime tecavüz etti veya sürgün etti?

Kimin köylerini yerle bir etti, göçertti?

Kimin dilini yasakladı, kimi dilini konuştuğu için öldürdü?

Kime zorla kendi dillerini öğrenmeleri için zor ve şiddet uyguladı?

Kimi dininden, ırkından dolayı ötekileştirdi?

Kimi kimliklerinden dolayı darağaçlarında sallandırdı?

Hangi milleti ulusal veya inanç aidiyetlerinden dolayı, yok etmek için soykırım yaptı?

Mazlum ve zayıf olanlara karşı güç kullandı mı?

Kendi ülkesinde, kendi ülkesinin adını söylemesi yasak, kendi ulusal kimliğini kendi dilini konuşması yasak olan bu milletin takvim sayfalarından kan damlıyor. Acısız geçen tek günleri yoktur.

Kürdlerin yeni yıl hediyeleri büyük katliam ve acılar olmuştur.

Roboski Katliamı üzerinden 7 yıl geçti. 28 Aralık 2011'de Türk silahlı Kuvvetleri tarafından, Irak sınırından geçen köylüler bombalandı. Ve Çoğu çocuk 34 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerin çoğu 18 yaşından küçüktü. Katledilenlerin bedenleri yanık ve paramparça haldeydi. Köylüler battaniyelere sarılmış cenazelerini katırlarla taşıdılar. Roboski Katliamı Kürdistan'da bir kırılma noktasıydı. Kürdler ilk defa açıktan TSK'lerin, Türk devletinin planlı bir katliamı olduğunu yüksek sesle dile getirdiler. Anaların ağıtları dünyanın her yerinde duyuldu. Katiller suçüstü yakalandığı halde bu dava failleri meçhul denilerek raflara kaldırıldı. Elbetteki failli meçhul her cinayetin, katliamın sorumlusu devletin kendisidir.

Roboski Katliamının faili Türk devletidir. Sakarya'da Kürdüz dedikleri için öldürülen baba ve yaralı Sakçı ailesinin failleri de Türk devleti ve onların paralı sivil katilleridir.

Kürdler yeni yıla yine kanlı bedenleri ağıtlarla toprağa gömerek girdi.

Öfkeliyim ve yaslıyım. Öncelikle öfkem Kürdlere. Kendilerine sahip çıkamadıkları için.

Kürdler kendinize sahip çıkın. Kendi dilinizi her yerde konuşun, gururla ''Biz KÜRDÜZ'' deyin.

Bunu hiç bir parti ve örgütte sığınarak değil, bağımsız birey olarak yapın, bu sizin doğuştan var olan hakkınızdır. Bunu kimsenin sizden almasına izin vermeyin.

[email protected]

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale toplam: 11163 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:44:48