Yüksel Avşar Son Makaleler

Jina Emini Anısına...

Tüm Dünya devletleri Avrupa devletleri dahi seni ve kadınları , adaleti feda etti…İran’ın vahşi yönetimi Kürtler\'den, demokratlardan utanmalı Kadınların feryadından utanmalı …
Jina Emini Anısına...
Makaleyi Paylaş

Tüm Dünya devletleri Avrupa devletleri dahi seni ve kadınları , adaleti feda etti…İran’ın vahşi yönetimi Kürtler\'den, demokratlardan utanmalı Kadınların feryadından utanmalı …

Ama utanmadı…

Sevgili Müslüm Yücel: sevgili \'\'Mahsa Emini\'\' için yazdığı duygu dolu yazısı beni ağlatmıştı.

Yine ağladmmmm.

Mahsa can; Nurlarda uyu…Yoldaşın ışık ve Nur olsun kaç gündür seni düşünüyorum…yastığımın altında bir ateş topu dönüp duruyor; bildiğim, ayaklarım buradaysa, kalbim ...sende kaldı...

Sakız’ın fotoğraflarına bakıyorum, saatlerce, buranın suyunu içen, ekmeğini yiyen dünya güzeli Mahsa Emin’inin fotoğraflarını bakıyorum, her bir fotoğrafında ayrı bir güzellik var, her bir fotoğrafında bir erdem, “sen” diyorum .

Fotoğraflarına bakıyorum; birkaç tane… Birinde yaralısın. Saçların, dökülüyor yüzüne Birinde hastanedesin, ruhun bedenini terk etmiş, sana bakıyor herkes, sen herkesin kalbinde atıyorsun… İşkence edilmiş bedenine… Suç hanen büyük! Başörtüsü! Artık başörtüsü diye bir şey var mı? İran’da başörtüsü üniforma değil mi? Bir dini mi temsil ediyor yoksa bir devleti mi? Ahlak Polisi! Otellerinde imam bulunduranların Ahlak Polisi, ahlaksızların polisi! Ahlaksızları ahlak edinmişlerin polisi… Lağımcıların polisi. Elbette sana işkence eder!

Mahsa Emini, biliyor musun sen! Bir yıldır sırf senden dolayı ağaçlardan utanıyorum, yapraklarından, meyvelerinden… Bu dünya ağaç ve kadındır; bu dünya kadının meyvesidir, senin meyvendir… Yüzün öyle bir beyaz, öyle bir beyaz ki, gündüz desem gündüz değilsin, şira denilen sen olmalısın, kim bilir belki de şiranın insan halisin, yeryüzüne indin, melekler kıskandı seni, sular kıskandı, dağlar kıskandı, desem ki ;

Ne dört rüzgarın bir anlamı vardır; senin ayaklarının altındaki toprağın bir zerresi bütün erkek milletidir, erkek devletidir ve ben,

Biliyorum, biliyorum: şimdi Varlıkları yaratan Allah senin yanındadır; o kadar çok özenmiş ki sana, seni bizden erken aldı, varsa şehitlik, bu olsa gerektir ve Allah’ı bilmeyen ve Allah’ı sevmeyenler senin karşındadır; onlar Allah’ı görmüyorlardır; onlar birer namluya dönmüş minarelerinde, her gün Allah’ın adını anarak cinayet işliyorlardır; işleri de güçleri de budur, devlet dedikleri budur, devletten anladıkları budur; devlet onlar için cinayet şebekesidir, öldürdükçe yaşarlar, öldürdükçe nefes alırlar ve bunun tek yolu sindirmektir; masumları seçerler, kalbimizi yakacak olanları seçerler, kendilerini Allah’ın gözlerinden uzak tutmaları bundandır, bundandır , yaptıkları saraylar, köşkler, kasırlar, bundandır. Senin Allah demenle, onların Allah demesi bir değildir; onlar Allah dedikçe, suçlarına ortak ararlar, senin Allah demen, insanlıktır, senin Allah demen, kalptir; sen kalp ülkesinin güzeli, şimdi bütün melekler ruhunun kokusunu almıştır, derinin altına giyindiğin yün hırkanın hışırtısı cennet köşklerine serilmiştir, ruhun enginlerdedir, dünyanın güzel sen asmaların kızı, Pirimuganlar hizmetçilerindir, bilirsin onların işleri sırları açığa vurmaktır; kimler bu zincire vurulmak için can vermedi ki, bir bilsen, senin saçların elmastır, yakuttur, incidir; sen böyle vurulmayasın diye, Yücel şunları demişti” bir Yezidi kızı, kaç yıl önceydi, saçlarını kesti, bir mezar taşına bağladı, gitti; devranın gamı, gussası ve güllerin bu mevsimdeki yaprakları o gün bugündür, onun kokusunu çekti, onun sesini söyledi ırmaklar; sen benim güzel kızım, kız kardeşim, haysiyetim, hamiyetim; sen, benim yelimsin, elimden önce sineme değeceksin, İran’ın gelmiş geçmiş bütün sinezenleri bir olsa senin sessizliğini veremez, yelimsin, kana bulanmış güllerin kokusunu sen getirirsin, düğümleri sen çözersin, nefhayı sen yollarsın: Sen vaat ettin, ben yerine getiririm, söylerim, bildiğimi söylerim, bilir bütün şairler, fars hırkadan başka bir şeyi olmayana bile hücum etmede ustadır, versen de bu hırkayı, tapuna sığınır; çünkü bir kapısı yoktur, kapı gönül evidir, “

Bunlar anahtar uyduramaz, çalar, çırpar, öldürür, buradan gelir ahlakı ve büyük şairleri de bu dertten ölmüşlerdir… Şerefli bir millete sahip olmamak ne kadar acıdır… Bunlar Saba Melikesini bile hor gördüler. Ne kadar üzülüyorum şimdi o sütun dedikleri Hafiz’a, Sadi’ye… Sonra Furug’a ve Sadık Hidayet’e…

Mahsa Emini, Mahsa Emini! Sen Ahmed-e Xanî’nin kızı!

Yazdıkça açıldı ruhum. Seni bir yıldır karşılamaktan yorulmuş meleklerin yanında gördüm, Adem’in balçığından yoğrulmuş kadehlerden sular getirildi sana, Melekut sahrasından yola çıkanlar seninle hemdem olmak için gözyaşlarını deniz yaptılar, elmacık kemiklerini gemi yaptılar, hepsi köle pazarlarında satılan ve insanlığın utanmadığı acılardan yana, senin karşında suskundular; gök bile emanetti, yüktü, seni gökyüzüne çekmek için melekler kurra çektiler, Allah’ı bilen şairler saf saf dizildiler, hepsi sana, söz birliği edercesine şunu söylediler: Canını vesile etme, hayatın kendisisin sen… feda ettin Bilesinki Ne kadar can aldı Vahşi İran yönetimi ..Mollalar İran’ın tarihinden, Kürtlerden utanmalısın, Bu toprağın bir zerresi bile bütün erkek milletidir, erkek devletidir ve ben,

Biliyorum, biliyorum: şimdi hepimizi yaratan Allah senin yanındadır; o kadar çok özenmiş ki sana, seni bizden erken aldı, varsa şehitlik, bu olsa gerektir ve Allah’ı bilmeyen ve Allah’ı sevmeyenler senin karşındadır; onlar Allah’ı görmüyorlardır; onlar birer namluya dönmüş minarelerinde, her gün Allah’ın adını anarak cinayet işliyorlardır; işleri de güçleri de budur, devlet dedikleri de budur, devletten anladıkları da budur; devlet onlar için cinayet şebekesidir, öldürdükçe yaşarlar, öldürdükçe nefes alırlar ve bunun tek yolu sindirmektir; masumları seçerler, kalbimizi yakacak olanları seçerler, kendilerini Allah’ın gözlerinden uzak tutmaları bundandır, bundandır yaptıkları saraylar, köşkler, kasırlar, bundandır. Senin Allah demenle, onların Allah demesi bir değildir; onlar Allah dedikçe, suçlarına ortak ararlar, Senin , benim Allah dememiz insanlıktır, senin Allah demen, kalptir; sen kalp ülkesinin güzeli, şimdi bütün muğpeçeler, ruhunun kokusunu almıştır, derinin altına giyindiğin yün hırkanın hışırtısı cennet köşklerine serilmiştir, ruhun enginlerdedir, dünyanın güzel sen asmaların kızı, Pirimuganlar hizmetçilerindir, bilirsin onların işleri sırları açığa vurmaktır; kimler bu zincire vurulmak için can vermedi ki, bir bilsen, senin saçların elmastır, yakuttur, incidir; sen böyle vurulmayasın diye, ve Yücel , dediki bir Yezidi kızı, kaç yıl önceydi, saçlarını kesti, bir mezar taşına bağladı, gitti; devranın gamı, gussası ve güllerin bu mevsimdeki yaprakları o gün bugündür, onun kokusunu çekti, onun sesini söyledi ırmaklar; sen benim güzel kızım, kız kardeşim, haysiyetim, hamiyetim; sen, benim yelimsin, elimden önce sineme değeceksin, İran’ın gelmiş geçmiş bütün sinezenleri bir olsa senin sessizliğini veremez, yelimsin, kana bulanmış güllerin kokusunu sen getirirsin, düğümleri sen çözersin, nefhayı sen yollarsın: Sen vaat ettin, ben yerine getiririm, söylerim, bildiğimi söylerim, bilir bütün şairler, fars hırkadan başka bir şeyi olmayana bile hücum etmede ustadır, versen de bu hırkayı, tapuna sığınır; çünkü bir kapısı yoktur, kapı gönül evidir, anahtar uyduramaz, çalar, çırpar, öldürür, buradan gelir ahlakı ve büyük şairleri de bu dertten ölmüşlerdi”…Şerefli bir millete sahip olmamak ne kadar acıdır… Bunlar Saba Melikesini bile hor gördüler. Ne kadar üzülüyorum şimdi o sütun dedikleri Hafiz’a, Sadi’ye… Sonra Furug’a ve Sadık Hidayet’e…

Mahsa Emini, Mahsa Emini! Sen Ahmed-e Xanî’nin kızı!

Yazdıkça açıldı ruhum. Seni üç gündür karşılamaktan yorulmuş meleklerin yanında gördüm, Adem’in balçığından yoğrulmuş kadehlerden sular getirildi sana, Melekut sahrasından yola çıkanlar seninle hemdem olmak için gözyaşlarını deniz yaptılar, elmacık kemiklerini gemi yaptılar, hepsi köle pazarlarında satılan ve insanlığın utanmadığı acılardan yana, senin karşında suskundular; gök bile emanetti, yüktü, seni gökyüzüne çekmek için melekler kurra çektiler, Allah’ı bilen şairler saf saf dizildiler, hepsi sana, söz birliği edercesine şunu söylediler: Canını vesile etme, hayatın kendisisin sen…Son olarak, Dünya seyirci kaldı utanmalı. Avrupa utanmalı…

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Bu makale toplam: 5139 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:32:16

Son Makaleler

Dil yaşamın kalbidir, Dilimi çok sevdim Jina Emini'nin saçları, kadınların, ezilenlerin, isyan kıvılcımı oldu! Hikayemiz, Hikayem Ey Büyük İnsan Sen Qazi Muhammed’sin! Biji Newroz Artık Hiçbir Haritaya Bakamıyorum. Kentlerin Adları, Yanık Et Kokuyor Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Leyla Qasım Halepçe: Kürt olmanın acısı Bu Çocuklar Kim, Kimin? Halepçe, yüreklere kelepçe oldu Samimiyeti ve kahramanlığından dolayı Bağımsızlık mazlum Kürtlerin de hakkı olsun... 8 Mart Kutlanmaz, Anılır… İsimsiz, mazlum kahramanlar: Kürtler... Korkusu Törpülenmemiş Peşmergemiz… Sait Çürükkaya Musul ve Kara Elmas; 'Feda Edilen 16-18'likler Kürt ve Kürdistan meselesi siyasetler üstüdür Öfkeli Kadınlar Kahraman Kürt Önderi Kürt Analar İsyanda Eylül Kürt Halkına Ve Yoksul Halk Çocuklarına Ölüm Taşıyarak Geldi. Acının Sesi...1 Eylül...Dünya Barış günü... HDP, Kürt Birliği ve Adaylık Üzerine.. Güvenlik Paketi Kürt dili ve Kayıp olmaktan Kurtuluş… Halepçe'nin il oluşuna Tanıklık Bir Kürt kadınının yürek isyanı ROBOSKİ;GÖNÜL YARAMSIN.... 500 Sembol Oldu Kardeş Kanı Dökülmesin Halkımız Kan Ağlarken, Bayramı Nasıl Kutlarız? Türkiye-Barış Bizim 12 Eylül Hikayemiz ABD Başkanının Açıklamasından ''Kürtler Stratejilerini Belirlemeli'' Acının Sesi... 1 Eylül Kürtlerin Doğum Günü Ya Özgür Yaşayacağız yada Yas Tutacağız HDP Kongresi ''Dil'' e Takıldım...Durdum Ez Qurbana Birîna Te Newroz'u Diyarbakır'da neden kutluyorum? ”Artık hiç Bir Haritaya Bakamıyorum Kentlerin Adları Yanık Et Kokuyor'' Kürtlerin babasının vasiyeti: 'Mezarım peşmerge mezarından yüksekte olmasın' Ben Dillime Küsmüştüm.!!!! Hrant-Roboski Kanayan Kalp Acımızdır!!! Çocuk Gelinler Sözcüğü Oluştu! Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ı anma Roboski 'Yüreğimin Kanayan Yarası' Bu dizelerle anmak istedim Mandela’yı niye seviyorum!!! Stratejik Düşünce Enstitüsü'ne Sunduğum Konuşma Metnim