Yüksel Avşar Son Makaleler

Korkusu Törpülenmemiş Peşmergemiz… Sait Çürükkaya

IŞİD’in Şengal’deki, zulmüne, kedilerin ve köpeklerin bitkilerin, kurdun, kuşun bile sahipsiz kaldığı bu topraklara sevdalı peşmerge…
Korkusu Törpülenmemiş Peşmergemiz… Sait Çürükkaya
Makaleyi Paylaş

Ölüme sorgusuz sualsiz gidişin… Hayata, adaletsizliklere meydan okuyuşun…

Sorgulayan, soruları olan mert insan…

Ancak siz anladınız yiğit peşmergeyi…

Doktor, aslan yüreğin, halkına olan derin sevgisini, güvercin ürkekliğindeki duygularını, gerillalık dönemindeki fırtınalı hayatını, inancından ödün vermeyişini kim nasıl unutabilir ki.

IŞİD’in Şengal’deki, zulmüne, kedilerin ve köpeklerin bitkilerin, kurdun, kuşun bile sahipsiz kaldığı bu topraklara sevdalı peşmerge…

Ne erişilmez düşlerdi onlar… Çok renkli, çok sesli, çok dilli, güneş vurduğunca aydınlık, billur bir su damlası gibi düşler…

Çok samimi, naif ve gerçek olan düşler…

Ölümün geri dönüşü olmayan sınırındaki düşler…

Ülken de sakıncalıydın, mülteciydin… Ama şimdi, Bingöl dağlarına “Şilanlar” gibi nakşedildin... Mert ve yürek insanı Dr Sait… Şimdi, sen değil! Cansız bedenini kabul eden, düşler ülkesine son yolculuğun, İnanca örselenmiş hayallerin sınırsız umutlarınla…

Diyorum; mülteci ülkene bir gelincik misali ekileceksin… Senin vakitsiz kapını çalan ölümün kahretti bizi ve sevenlerini Sevgili Dr Sait… Sen, Ölümsüz peşmerge, tarih yazdın..

Sevdiklerinle cennete… Cennetin kıyısında dolaşacaksın daima. Aykırı düşlerin korkusuz peşmergesi…

Bazen Şengal’de, bazen Musul (beşika) bazen Cüdi, Dersim, Diyarbakır’da…

Şengal’li çocukların, kadınların pazarlanırken kayıp oluyordu hayallerin soluyordu gülüşlerin…

Yaralı peşmerge bedenlerin de, gözyaşların sıraya giriyordu…

Ölümün sınırında yürüyordun durmadan… Özgür topraklara, özgür insanlara...

En önemlisi Kürdistan’a adamıştın kendini…

Peşmerge’nin umut dolu ölümcül çaresizliği, sessiz ama kırılgan, karmaşık ama duygu yüklü bağımsızlık sevdalarına, bağlamıştın umudunu ve yaşamını…

Zifiri bir karanlık hükmünde çoğalan “IŞİD’in” kalleş oyunları karşısında giden yaşamındı ama umudun sevdaların hayattı ve zifiri karanlığı delip geçecek mert insan; Peşmerge Sait…

Gözlerin, görünmeyen bir yıldızın yokluğunda huzursuz, ışıksız kalmıştı... Halbuki binlercesi sana ışık olmaya hazırdı…

Yaralı bir kuşun kanatlarında… Sana selam ve sevgiler yolluyoruz… Hayatın kirletemediği, gizli hesapları olmayan, saf, hepsi birbirinden güzel, genç fidan Peşmergeler yollunu gözlüyor…

Biliyorum… Ruhun bir Tsunami’nin dalgaları gibi şu an bıkmadan usanmadan ne siperler kazıyor… Belki bu yüzdendi korkusuzluğun…

Bu yüzden işte, en cesur sözlerini… Saklamadın… İçimize işleterek söyledin... Asla teslim olmadın. Duyguların müebbetlik düşlerin teslim olmadı…

Tarihe yeri olmayan çığlıklar, bilinmeyen acılar, yanık et kokuları bırakan şehirlerle tanıştın…

Cennetin ve ölümün sınırlarında dolaşan yiğit insan Peşmerge Sait…

Özü de, sözü de bir olan insan, dost insan...

Doğru bildiği yoldan şaşmayan, ölüme koşan, içinden geldiği gibi yaşayan, Düşleri, acının, gözyaşının, kadınları pazarlarda satılmayan, yanık ağıtların olmadığı bir ülke düşledin.. Hep atak ve mert özü-sözü bir…

Çılgın ve asi, hep korkusuz ve mert, aykırı ve sevecen…

CAN Peşmerge…

Daima umut var olan, sonsuz umutları; gidilmemiş dağları, alışılmadık düşler kurandın

Henüz keşfedilmemiş, ele avuca sığmayan düşler…

Göğünü aydınlatmak için yollarına düştüğü ülkenin sen, aydınlık yüzüsün… Olduğun gibi sözünü esirgemedin. Ölümle, düşler kurmaya devam ettin... Kendin gibi olmaktan asla vaz geçmedin…

Yiğit insan mert insan

“Doktor Peşmerge Sait…

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Nerina Azad
Bu makale toplam: 10709 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:03:21

Son Makaleler

Dil yaşamın kalbidir, Dilimi çok sevdim Jina Emini Anısına... Jina Emini'nin saçları, kadınların, ezilenlerin, isyan kıvılcımı oldu! Hikayemiz, Hikayem Ey Büyük İnsan Sen Qazi Muhammed’sin! Biji Newroz Artık Hiçbir Haritaya Bakamıyorum. Kentlerin Adları, Yanık Et Kokuyor Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Leyla Qasım Halepçe: Kürt olmanın acısı Bu Çocuklar Kim, Kimin? Halepçe, yüreklere kelepçe oldu Samimiyeti ve kahramanlığından dolayı Bağımsızlık mazlum Kürtlerin de hakkı olsun... 8 Mart Kutlanmaz, Anılır… İsimsiz, mazlum kahramanlar: Kürtler... Musul ve Kara Elmas; 'Feda Edilen 16-18'likler Kürt ve Kürdistan meselesi siyasetler üstüdür Öfkeli Kadınlar Kahraman Kürt Önderi Kürt Analar İsyanda Eylül Kürt Halkına Ve Yoksul Halk Çocuklarına Ölüm Taşıyarak Geldi. Acının Sesi...1 Eylül...Dünya Barış günü... HDP, Kürt Birliği ve Adaylık Üzerine.. Güvenlik Paketi Kürt dili ve Kayıp olmaktan Kurtuluş… Halepçe'nin il oluşuna Tanıklık Bir Kürt kadınının yürek isyanı ROBOSKİ;GÖNÜL YARAMSIN.... 500 Sembol Oldu Kardeş Kanı Dökülmesin Halkımız Kan Ağlarken, Bayramı Nasıl Kutlarız? Türkiye-Barış Bizim 12 Eylül Hikayemiz ABD Başkanının Açıklamasından ''Kürtler Stratejilerini Belirlemeli'' Acının Sesi... 1 Eylül Kürtlerin Doğum Günü Ya Özgür Yaşayacağız yada Yas Tutacağız HDP Kongresi ''Dil'' e Takıldım...Durdum Ez Qurbana Birîna Te Newroz'u Diyarbakır'da neden kutluyorum? ”Artık hiç Bir Haritaya Bakamıyorum Kentlerin Adları Yanık Et Kokuyor'' Kürtlerin babasının vasiyeti: 'Mezarım peşmerge mezarından yüksekte olmasın' Ben Dillime Küsmüştüm.!!!! Hrant-Roboski Kanayan Kalp Acımızdır!!! Çocuk Gelinler Sözcüğü Oluştu! Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ı anma Roboski 'Yüreğimin Kanayan Yarası' Bu dizelerle anmak istedim Mandela’yı niye seviyorum!!! Stratejik Düşünce Enstitüsü'ne Sunduğum Konuşma Metnim