Mustafa Balbal Son Makaleler

Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -8-

Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -8-
Makaleyi Paylaş

20 Mart 1947 tarihinde Hacı Umran sınır karakolunda General Hümayuni ile Irak’lı General Ali Hicazi arasında Barzaniler’le ilgili bir güvenlik toplantısı yapıldı. Irak generali bu konuda İran’a askeri takviyede bulunabileceğini söyledi. Ancak İran tarafından bu öneri kabul edilmedi. Aynı gün, Barzaniler bir İran askeri alayını pusuya düşürerek 1 subay ile 13 askeri öldürdü. Aynı çatışmada General Cihan Bani’nin teymen oğlu Cihanbani ile 15 asker Barzaniler tarafından esir alındı. Bu olaydan ötürü, Barzaniler’e karşı saldırıya geçen İran ordusundan bir subay ile 7 askeri daha öldürüldü. Böylece Barzaniler’in prestiji yükseliyor, İran askerlerine korku salıyorlardı. Fakat 12 tane savaş uçağının Barzani kamplarını aralıksız olarak bombalaması sonucu, günde 20’ye yakın can kaybı yaşanıyordu. Bunun üzerine Şeyh Ahmet Barzani, General Hümayuni’ye bir mektup göndererek, çoluk-çocuğa yönelik yapılan bombardımanın durdurulmasını talep etti. Fakat General, Barzaniler’in bunu hakkettiğini söyleyerek, bombardımanın devam edeceğini söyledi.

Barzaniler’in içinde bazı üst düzey komutanlar, İran’la sürecek belirsiz bir savaştansa, Irak koşullarına razı olmak kaydıyla Irak’a geçmenin daha doğru olacağını söylüyordular. Ancak Mustafa Barzani bunları engelledi. Kısa bir süre sonra, Irak hükümeti Barzaniler’in Irak’a dönebileceklerini taahhüt eden bir yazı gönderince, Barzaniler kendi bölgeleri olan Barzan mıntıkasına döndüler.

Çünkü Irak ve İran heyetleri arasında yapılan görüşmelerde, Barzaniler’in Irak’a dönmesiyle ancak Mahabad Kürd Cumhuriyeti liderleri idam edilebilirdi. Kanımca Barzaniler’e çıkarılan af bu nedenleydi. 13 Nisan 1947 tarihinde albay Fulazbend bütün Barzaniler’in İran topraklarını terk ederek Kedar ırmağını geçip Irak topraklarına girdiğini, detaylı şekilde merkezi karargaha rapor etti.

İran ordusu tarafından savaş uçakları ve ağır silahlarla Irak sınırına doğru sıkıştırılan Barzaniler sınırı geçmeden iki hafta evvel olan 31 Mart 1947 tarihinde, Kadı Muhammed ile kardeşi Sadri Kadı ve amcası oğlu Seyfi Kadı sabaha doğru saat 03’te Cumhuriyet’in kurulduğu Çarçıra meydanında gizli bir şekilde idam edilmişti. İnfaz gizlilik içinde olağanüstü güvenlik tedbirleri arasında gerçekleştirilmişti. Meydana yakın yerlerde oturanlar bile hiçbir şey duyup görmemişlerdi.

Ancak, Mahabad polis müdürü yüzbaşı Emir Perviz’in İttilat dergisinin 50’nci sayısına verdiği beyanata göre: Tahran’daki Amerikan Elçiliğinin bazı yetkilileri Mahabad mahkemesi başkanı yarbay Parsi Tebar ile Kadı Muhammed’i ve arkadaşlarını Mahabad’taki hapishanede ziyaret ederler. ABD’li yetkililer, Kadı Muhammed’e teklifte bulunarak: “eğer Kürd sorununu Amerikan siyasetine göre yönlendirirsen seni idamdan kurtaracağız” derler. Kadı Muhammed ise, onların teklifini reddedip iki yüzlü olmadığını ve halkına ihanet edemeyeceğini söyleyerek önerilerini reddeder. Yüzbaşı Emir Perviz, beyanatında şöyle devam ederek: Kadı Muhammed’i idam sehpasına götürdükleri zaman, gözlerinin bağlanmasına engel olur ve şöyle dedi: “benim utanacak bir şeyim yok, onun için halkımın ve vatanımın önünde gözlerimin bağlanmasına gerek yoktur. Hayatımın son nefesini verirken, güzel vatanımı görmek istiyorum. Yaşasın Kürd halkı ve Kürdistan” dedikten sonra ayaklarının altındaki iskemle çekilir.

Yargılama sürecinde İran anayasasını çiğnemekle, ayrı bir devlet ve bayrak kurmak ve işgalci Sovyetler’le ittifak yapmak gibi nedenlerle haklarında idam cezası verilerek, kararın onanması için dosya Tahran’a gönderilir. Tahran infaz kararını beklemeye alır. Çünkü Sovyetler’le petrol konusunda sürdürülen görüşmelerin bitmesi için biraz daha zamana ihtiyaç olacaktı. İhtiyaç duyulan süre bittikten sonra, Barzaniler’le savaş halinde olan General Hümayuni’ye 30 Mart 1947 tarihinde radyodan infaz emri iletilmişti. Mahabad Cumhuriyeti yöneticilerinde 28 kişiye ağır hapis cezası verildi. Yöneticilerden 15 kişi yurt dışına kaçmışlardı. 7 Nisan 1947’de ise, binbaşı Ali Han Şirzad’la beraber dört Kürd subay daha Mahabad’ta idam edildi. Albay Emin Keznızani, Ahmed Han Faruki ile iki kardeşi, Muhammed Şirzadi, Ahmed Han Keltıki, Mahmud Han Türkmen Kendi, Muhammed Han, Baba Han Beyağa, Sıddık Yazbılaxi, Ali Ağa Temute ve Resul Ağa Merdi gibi şahsiyetler daha sonra kurşuna dizilerek öldürüldüler. Böylece kıyıma devam edilerek, isimleri tespit edilemeyen sayısızca kişi ya öldürüldü, yâda hapse atıldı.

Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin kuruluş ve yıkılışının kronolojik sosyolojisi bizlere birçok konuda ışık tutmakta ve analiz yapmamıza olanak sunmaktadır. Kürd Cumhuriyeti’nin sosyolojik kronolojisi, Cumhuriyet kurucularının uluslararası olguları iyi analiz edemeden Sovyet emperyalizmine sıkı-sıkıya bel bağlamaları ve bu konuda yeterince konjonktürel hareket etmediklerini ve siyasal gelişmeleri iyi okuyup öngöremediklerini göstermektedir. En önemli yanılgı ise, aşiretsel ilişkilerin ulusal zemine işleyemeyeceğini öngöremeden, feodal değerlere güvenerek, ulusal bir davaya koyulmaları bir başka felaket olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Çünkü Barzaniler hariç, diğer tüm aşiretler, Kürd Cumhuriyeti’ne sırtını çevirip, İran ordusuyla işbirliğine gitmişti. Süreç ve tüm kaynaklara bakıldığında, İran’da bulunan yaklaşık 60 tane Kürd aşiretinin birliği gerçekleşmiş olsaydı, İran ordusunun Mahabad Kürd Cumhuriyeti’ni yıkabilmesi mümkün olamayacaktı. Çünkü 1941 tarihinde Sovyet ordusu karşısında çözülen İran ordusunun ardında bıraktığı büyük miktardaki silah ve cephane Kürd aşiretlerinin eline geçmişti. Aşiretler bu silahlara rağmen, İran ordusuna karşı gereksiz bir şekilde savaşmaktan sakındılar. Çünkü onlar için, feodal aşiret liderliği, ulusal çıkarların çok öncesinde gelmekteydi. Sadece Barzaniler 3 bin adamıyla dağlara çıkarak, diğer Kürd aşiretlerinin desteğini alan İran ordusunu aylarca meşgul edip onlara ciddi oranda kayıp verdiriyordu. Örneğin Begzade aşireti lideri Hamê Reşit Han, Sovyet işgalinden kısa bir süre önce, gücüne güvenerek Hewreman’da bir beylik kurdu ve İran devleti bu Beyliği tanımak zorunda kalmıştı. Ama Mahabad Kürd Cumhuriyeti davası gibi ulusal bir kavgada ise, bu kudretli aşiret de diğer aşiretler gibi kenara çekilmeyi kendi feodal çıkarına daha uygun görmüştü.

Şeyh Mahmut Berzenci’nin kurduğu Kürd hükümeti de yine Kürd aşiretlerinin kendisini terk etmesiyle yıkılmıştı. Feodal aşiret çıkarlarını ulusal çıkarların önüne sürükleyen feodal Beylerin o günkü olumsuz tutumları, 1946’da kurulan Mahabad Kürd Cumhuriyeti sürecinde de aynı şekilde tekerrür edecekti. Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin düştüğü gün, İran güçlerinin yanında yer alan birçok işbirlikçi Kürd aşiret beyleri daha da ileriye giderek, kendi elleriyle Cumhurbaşkanı Kadi Muhammed’i idam etmek için Mahabad şehrinin içlerine kadar girmeye çalışıyordu. Fakat İran hükümeti ise, kendi eliyle Kadı Muhammed’i idam etmek için, aşiretlerin bu talebini reddederek, şehrin içlerine kadar sokulmalarını durdurmak zorunda kalmıştı.

BİTTİ…

Not: 8 bölümden oluşan yazı dizisinin son bölümüdür.

KAYNAKÇA:

1-Kanlı Mahabad’tan Aras Kıyılarına-Avesta yayınları (Necefkuli Pısyan). 2-Kürdistan Cumhuriyeti-İran’da Kürd Kimliğinin Oluşumu-Avesta yayınları(Abbas Vali). 3-1946 Mehabad Kürt Cumhuriyrti-Koral yayınları(M.Emin Bozarslan). 4-Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi 1 ve 2, -Doz yayınları (Mesut Barzani). 5-Mahabad Kürt Cumhuriyeti-Kürt Araştırmaları-Makale, 18/4/2020 (Archie Roosvelt,jr). 6-İran’da Bir Kürt Cumhuriyeti-Mecra, -Makale-. 7-Kürt’lerin Azeri Santracında Son Büyük Direnişi, Mahabad Kürt Cumhuriyeti- 26/9/2021, makale- İndependent Türkçe (Mehmed Mazlum Çelik).

Mustafa Balbal

19/11/2021-ANKARA

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale toplam: 3429 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:16:11:12

Son Makaleler

Ağrı İsyanında Öldürülen Şêx Tahar’ı 91 Yıl Sonra Hatırlamak! Bıruki Aşiretinden Temoçin Ailesinin Erivan’dan Meclis-i Mebusan’a ve TBMM’ye Uzanan Siyasi Öyküsü Ekolojist HDP Üç Maymunu Oynuyor Selahattin Demirtaş’ta Liderlik Vasfı Var mı? Kürd Tarihi ve Sosyolojisi Bazen Abartılıyor 1916- Kürd Soykırımı Kürdolog Halil Hayali Kimdir? Ramazan Davulculuğu Geleneksel Faşizmdir 140 Yıllık Mültecilikten Tetikçiliğe Çerkes’ler… Aşiret Derneklerinin Sakıncaları Ve Aşiret Sosyolojisi Şêx Faxri Bokarki’nin Direniş Öyküsü Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -7- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -6- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -5- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -4- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -3- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -2- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -1- HDP ile CHP’nin Muhataplık Paradoksu Atatürk Laik’miydi? Türkiye’de Kemalist Irkçılığın Sosyolojisi ve PKK Faktörü Yahudi-Arap Çatışması ve Kürd’ler Ermeni’ler Kimdir, Neden Toprak Sattılar? 1 MAYIS VE KALIN ENSELİLERİN İSTİSMARI Ermeni’ler Nekadar Kürd Öldürdü? Seyidxan ile Elican’ın İsyan Öyküsü ve İTC-Ermeni İşbirliği 2. bölüm Seyidxan ile Elican’ın İsyan öyküsü ve İTC-Ermeni İşbirliği Mele Mıstefa Barzani’ye saldırmak ahlâki değil Mahabad Kürd Cumhuriyeti gibi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni de Yıkmaya Çalışıyorlar Şeyh, Tarikat ve Kürd’ler ''Seyyid'' kimdir? Ve Kürd’ler… Bir Zamanlar Erivan Radyosu Kürd’lerin Devlet Olamayışının Faktörel Kronolojisi Ezidi Soykırımcısı IŞİD'in referans kodları 33 Kurşun Yahudi Jenosid'inin dün ve bugününe Kürd'lerin bakışı Dengbêj Seyidxan’ê Boyağçi’nin Cenazesinde Görülen Vefasızlık HDP'nin Yürüyüşü ve Demokrasi Çıkmazı Feridun Yazar'ı Anmak ve Anlamak Ahlât Selçuklu Mezarlığı söylemi ütopik bir söylemdir Kızıl Kürdistan'da Ermenistan'ın Vahşet Anatomisi