Aslında belki kimisine göre bu süreçte buradan, tutuklanan HDP milletvekilleri için yada ulusal şehidimiz Dr. Süleyman arkadaşımız için yazı yazmamız bekleniyor olabilir. Tabii beni sosyal medya üzerinden takip eden birçok dostun bileceği gibi ben yapabildiklerini yazan birisi değilim. Yapılması gerekeni gücüm yetiyorsa yapan eğer ulaşamayacağım bir noktada ise yazı, makale yada sosyal medya üzerinden güç getirmeye çalışan bir tutuma sahibim. Bu sebepten kaynaklı içerisinde yaşadığım güney Kürdistan\'da insanı delirten hatta çileden çıkartan bazı yaklaşım ve tutumları görünce yerden yere vurmamak elimde değil.
Madem bu kadar açıklama yaptık artık konuya da değineyim. Şimdi bizim yazılarımızı Avrupa, Türkiye yada herhangi başka bir yerden okuyan arkadaşlar belki derin bir bilgiye sahip değildir diyerekten bazı açıklamalar yapmam gerekebilir. Güney Kürdistan\'da hangi televizyon kanalı yada geniş anlamda basın yayın organı varsa eğer ki haber değeri taşıyan yayınlar yapıyorsa bir yerlerden para alıyor demektir. Bunu saldırı anlamında demiyorum. Eğer haberler sunuluyorsa ya bir parti veya örgütten yada hükümetten maddi destek alıyordur ve bunu saklama gereği bile duymazlar. Yani bağımsız basın bulmak imkansız gibi bir haldedir.
Bütün parti ve örgütler kendi yayınlarını yapar, haberleri gönüllere sunarlar. Ay başında da çalışanların maaşları ödenir. Bunu bilmek içinde profesör yada dedektif olmaya gerek yoktur. Bir Taxi şoförü bile size bunu söyler. Bir de çekinmez delil ile konuşur.
Bunlara tabiki karşıyım keşke bağımsız basın olsa diyorum ama zaten benim elimden gelen bir durum ile çözülemez bende tutarlılık ölçülerine bakıyorum.
Daha da açmam gerekirse mesela diyelim ki RUDAW kanalı ne kadar tutarlıdır. Madem sarı renktesin ne kadar sarıyı savunan politikaların vardır? İŞİD denilen dünyanın en alçak terör örgütüne, insanların kafalarını kesen katleden, seni ve yayın ekibini savunmak için cephede savaşan peşmergeyi - gerillayı şehit eden bu alçak güruha terörist diyemeyen bir yayın organı isen senin ayarın kaçmış demektir. Kürtçe \"çekdarın Daişh\" terimini kullanmak onlara bir meşruiyet kazandırır ve yüceltirken sen yerin dibine girersin. İşte ben buna kafayı takarım. Senin düzelmen için elimden gelen eleştiriyi kendime görev bilirim, eğer düzelmiyorsan senin teşhirin haktır derim ve ona göre tavır sahibi olurum.
Yani umarım anlatmak istediğimi anlaşılır bir hâle getirebilmişimdir. Şimdi gelelim başlıkta ki konuya. Bir kanalımız daha var bizim ismi NRT. Genelde güney Kürdistan\'da yapılan yolsuzlukların üzerine giden, KDP\'ye ağır eleştiriler getiren, toplumun sağlık ve benzeri sorunları üzerine yayınlar yapan bir kanal. Yani genel anlamda toplumun Goran ve PKK ile yakın olarak gördüğü bir televizyon kanalı. Ki kendi yaklaşımları bağımsız olduklarını söylemeye çalışsa da insanda şüphe uyandıran, evet olabilir dedirten bir kanalımız. Yani Goran hareketine yakınlığı açık olarak belli olan bir kanal. Hatta bazı illerde bürolarının bile kapatılmışlığı vardır. Ki bu basın özgürlüğü için çok kötü bir durumdur. Ama bu kanal ilginç bazı şeylere de imza atmaktadır. Hatta ne PKK nede Goran söylemi ile alakası olmayan aksine, haberlerde toplumsal sorunları öne çıkaran yaklaşımlarına nazaran tam tersi bir tutumları vardır. Hemde Türk devletine medya üzerinden hizmet sağlayarak.
Yaptığım ve şu an söylediklerimin ağırlığının farkındayım ve arkasındayım da. Ben anlatayım sizde yorumu kendiniz yapın artık. Şimdi yıllardır Türkiye\'de ekranları süsleyen birebir MİT ve DEVLET destekli bir dizi var. Bu dizi başlangıçta hırsızları çeteleri hedef alan, topluma Türk polisini sevdiren ve devletin polisini ve ajanlaştırma kültürünü öne çıkaran bir dizi olarak Türkiye ekranlarına giriverdi. İçinde kadını erkeği eşcinseli, Kürdü, Arabı, Türkü, Romanı olan bir diziydi. Sonra bakıldı ki dizi Türkiye ekranlarında tutuldu ardından devam bölümleri çekildi. Bu sefer eski özel harekatçılar, eski anti gerilla birimleri çalışanları, Kürtçe konuşanlar ortaya çıktı. Kürdistanı sadece namus belası ile öne çıkaran bir anlayış ile dizi serisi devam etti. Ve süreç geldi PKK ile mücadele eden, bütün örgüt kadrolarının başkan diye hitap ettiği örgüt yöneticilerinin olduğu, PKK kadrolarını ve gerillasını tecavüzcü, sapık ve katil olarak gösteren ve kadınları genç kız ve çocukları tecavüzden ve canlı bomba olmaktan kurtaran bir dizi kadrosu ve senaryosu ile gerçek niyet ortaya çıkmış oldu. Bu dizi yürüdü de yürüdü, ödüller aldı faşist Türk devletinin, yanlı faşist kurum ve festivallerinden... Ardından dünya ya açılmaya başladılar...
Peki nereye geldiler?
Zor soru sıfır puan değerinde...
Cevap hazır tabiki Kürdistan \'a geldi hemde haber programlarında PKK yada Goran yanlısı yayın yapan NRT \'ye...
Ben şimdi nasıl deli olmayayım. Kürdistan\'da, ülkemin göbeğinde PKK’ye terörist diyen, tecavüzcü diyen bir dizi yayınlanmaya başladı. Allah var yerden yere vururum PKK\'nin tarzını amma....
Düşmanıma meze ettirmem bir Kürt örgütünü.
Bir gün bir telefon geldi şans bu ya, dublaj için kuzeyli bir kürde ihtiyaç varmış kalktım gittim, bir de baktım ki vay da vay... Bu ofis O ofis....
Dublaj Duhok’ta bir ofiste yapılıyor biraz dinci bir kurum paracı dincilerden anlayın artık . Benim bireysel isimle ilgili olan sohbet bittikten sonra sohbet açıldı da açıldı, mesele arka sokaktaki piçlere geldi, kendime has uslubum ile malum olduğu üzere soruverdim.
Dedim neden PKK\'ye terörist diyorsunuz..... adam susuyor.... yahu konuş sebep nedir... Nasıl olur da bir Kürt olarak, Kürdistan\'da bunu yaparsınız...
Cevap vallah bizde düştük işin içine ne edelim bilemiyoruz... Biz normal bir dizi sandık, dizi ilerledikçe baktık PKK düşmanı çıktılar bizde başta terörist dedik sonra adını \" xrabker \" olarak yumuşattık, dedi zatı alileri.. Yani bozucu yapmışlar... Ki güya kendi beyin ve dünyalarında iyi bir şey yapmışlar... Ama aslında bir halt yapamamışlar. Ve ekledi napalım bir kere başladık bırakamayız, ne de utanmaz dimi ?
Para bir insanı bu kadar mı esir alır?
Ama ne yazık ki anlaşılır bir durum değil bir Kürt başka bir kürdü bir devlet propagandası veya parası için satsın...
Gelelim NRT denilen kanala, neden kimse bu kanalın genel yayın politikasına karşı sesini çıkartmıyor ?
Hey Kürdistanlılar teşhir etmemiz gerekmiyor mu bu yayın politikasını ve diziyi ?
Neredesiniz.....
Eğer evimizin içinde bize saldıran düşman yaklaşımları çözümleyemezsek, düşmanın kalbinde patlasak ne yazar, patlatsak ne yazar....
Bir el atın ey dostlar teşhir edelim bu yaklaşımları, Kürt hareketlerinin nekadar yanlışları olursa olsun, bunu bizlerin iç işleri olarak halletmemiz gerekir. Düşmana karşı bir ve tek duruşu yakalayamadan Kürdistan toprağına adaleti ve özgürlüğü getiremeyiz...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.