Bağımsızlık ve özgürlük yolunda ilerleyen bir ülkede ve o ülkenin toprakları içerisinde özerklik ilan etmeye yönelik demeçler kime hizmet etmektedir anlaması çok zor değil. Yani bunu günü birlik, demeçleri veren kişilerin bireysel duruş yada fikirleri olarak tanımlamakta artık imkansız bir durum. Çünkü en tepeden bir çok YBŞ ve YJŞ komuta kademesi bu yönlü açıklamalar ile Güney Kürdistan 'da akıl almayan bir projeye hizmet eder yönde ilerlemektedirler.
Birinci öne çıkan mesele, YBŞ gücü şuan bağımsızlık referandumuna odaklanan Güney yönetimini iç sorunlar ile uğraşmaya çekmekte ve bağımsızlık noktasında ki tavrını belli etmektedir. Ayriyeten Haşdi Şaabi denilen paramiliter bir vahşi güç ile hem pratik hem de maddi ilişkilerini ilerleterek Güney deki bağımsızlığa karşı askeri ve siyasi, kirli bir ittifak içerisinde yer almaktadır. Güneyde Şengal’de ilk çatışma sonrası birbirleri ile anlaşma yolunu seçmeleri yerine YBŞ güçlerinin, Haşdi Şaabi denilen örgütten tank ve cephane alıp, peşmerge mevzilerine karşı konuşlandırması çok açıkça bu kirli ittifakın gerçekliğini gözler önüne sermektedir.
Ayriyeten Güney içerisinden bazı grupların savaş çığırtkanlıkları yapmaları da bu ateşi körüklemektedir. Mesela Goran ve YNK nin birbirini tutmayan söylem ve pratikleri açıkça ortadadır. Bundan önce Neçirvan Barzani 'nin açıklamalarıda Güney Hükümetinin sıkıştığı ve artık çaresinin kalmadığını ve bunun üzerine silahların devreye girebileceğini ima etmeleri de bu çıkmazın ne kadar derin bir komplonun ayağı olduğunu belirten noktalardır.
Yani bazı güçler yezidilik ve parçalama üzeri birşeyler yapmaya çalışmaktadırlar. Hepimizin bildiği üzere İRAN dünyadaki en faşist din savunuculuğunu yapan, hatta mollaların ahlaksızlıkta sınır tanımadığı fakat halkın islam adı altında faşizm ile yönetildiği bir sisteme sahiptir . Ki bu devlet bir çok kürt yurtseverini vinçler ile sokak ve meydanlarında idam etmiş, Kürt kelimesine bile tahammülü olmayan bir devlettir. Ama bunun yanında Haşdi Şaabi örgütünü Kasım Süleyman aracılığı ile kurdurarak İŞİD e karşı bir Şii ittifakı adı altında paramiliter bir güç olarak savaş sahasına çıkartmıştır. Ve bu İran eli ile kurulan paramiliter örgüt bir anda kürt dostu bir tavır içerisine girmiştir. Ve ne hikmetse başı açık kadınları sokak ortasında recm eden, Kürt yurtseverlerini vinçler ile idam eden bu anlayış bir anda İslam'ın katlini helâl kıldığı yezidi halkının, güya özerklik talebine destek olan bir taktik içerisine girmiştir.
Şimdi bu dananın kuyruğunu koparmak farz olmuştur. Haşdi Şaabi neden böylesi bir ittifakta yer almıştır ? Cevap çok açıktır, bugün bölgede bütün egemen güçlerin, istilacı devletlerin ortak noktası özgür Kürdistan düşmanlıklarıdır. Bundan üç sene önce Mesud Barzani 'nin özgür Kürdistan için açıklamalarının hemen ardından İŞİD denilen terörist grup ortaya çıkmış ve ne referandum nede devlet düşüncesi akıllarda kalmamış, Kürdistan coğrafyası yüzyılın en kirli insanlarının saldırısına maruz kalmıştır. Uluslararası ittifak ve iç ittifaklar sayesinde bu saldırı püskürtülmüş ve kahramanların fedakarlıkları ile artı kazanımlarda elde edilmiştir.
Ama gel gör ki bugün ne şans ise tam referandum ve bağımsızlık arifesinde aynı oyunun benzeri hatta daha vahşicesi gene başımıza getirilmeye çalışılmaktadır. Hemde bu sefer senaryoya İran müdahalesi ile bazı kürtlerde katılmaktadırlar.
Yıllarca MİT ile AKP ile İran ile Suriye ile oturup anlaşmaya çalışan ve kimi zaman anlaşıp ortak hareket eden bir örgüt ne yazık ki farklı kürt ve Kürdistani parti ve örgütler ile anlaşamamaktadır, nasıl bir çıkmaz ise bu ortak vatan, özgür Kürdistan düşüncesinde bir araya gelmemektedir.
Peki nasıl oluyorda bir süre önce 2008 -2010 sürecinde Türkiye ile MİT masasında kardeşlik yapan PKK, İran ile çatır çatır savaşırken, heryerde pastar öldürüp şehitler verirken, çözüm sürecinin kalmadığı bugünler de bir anda İran ile kankardeşlik yapabilmektedir ?
Yada 2000 sonrası ile başlayıp tonlarca PKK kadrosunu cezaevlerine atan, işkenceler yapan hatta ve hatta bir çok eski ve yeni PKK 'liyi Türkiye hükümetine teslim eden Suriye ile kardeşlik yapılıyorda, Kürdistan 'da ki partiler ile bu kardeşlik sağlanamıyor ?
Belki bir kısım okuyucu diyecek ki KDP eskiden, PKK 'ye karşı savaşmış bir örgüt. Yada peşmergeler PKK'lilere karşı duruş sahibi oldular farklı güçler ile ittifaklar yaptılar ve savaştılar diyeceklerdir. Tabii çok uzatmak istemediğim için bu kelimeleri söyleyen ve olayın tam içeriğini bilmeyenlere detaylı cevapları buradan vermeyeceğim ama kısaca belirteyim PKK de o dönemde çok ilginç ittifaklar yaparak bir çok yerde neler neler yaptı biliyoruz...
Amacım burda şu haklı bu haklı demek değil, gelmek istediğim nokta şu ;
Bugün PKK özel olarak KDP karşıtı bir politika yürütmektedir, herhangi bir siyasi derinliği olmayan sadece yaptım demek için yapılan karşıt duruşlar sergilemekte. Peki ey benim akıllı kardeşim PKK, YNK ile de savaşmadı mı ? Yüzlerce şehit oralarda soran 'da verilmedi mi yada YNK peşmergeleri savaşta şehit olmadılar mı ? Nasıl oluyor da o günler hatırlanmıyorda sadece KDP mesele olunca akla geliyor.
Yada Goran hareketini ele alalım. Şimdi evet bu hareket yeni kurulmuş bir hareket lâkin hepsi eski YNK merkezini oluşturan insanlardan oluşuyor. Yani YNK 'den kopan bir hareket. Yani be arkadaşım Goran 'da bu ittifakların içinde yer aldı ve savaştı onunla neden ve nasıl kankardeş olabiliyorsun ?
MİT ve AKP sana saldırdı, halkını katletti ona çözüm süreci için el uzatabiliyorsun,
Suriye işkence hanelere attı, malına mülküne el koydu, Qamışlo'da açık açık katliam yaptı onunla da kardeş oluyorsun, el uzatıyorsun,
İran idam mangaları ile katletti, işkence hanelerde bayan gerillaların üzerinde en ahlaksız uygulamaları yaptı onunla kardeş oluyorsun, el uzatabiliyorsun,
Güneyde KDP dışındaki her güce kucak açıp, ittifaklar yapabiliyor, el uzatabiliyorsun,
Amma velakin sırf bazı güçler ile dönemsel ittifakların var diye esas dostlarına, kendi halkının neferlerine el uzatamıyorsun. Böyle saçmalık olur mu ? Kürdistan 'da devlet kurulmasın diye heryere müracaat ediyorsun ki tabanın özgür Kürdistan gerçekliğine kavuşup sana sırtını dönmesin. Bizler bunu göremeyecek değiliz, aksine çok net görüyoruz. Bak kuzey kürdistana yönelik tek bir stratejiniz tutmuyor, halkı paramparça eden bir taktik ile insanlarımızı hendeklere gömmelerine hizmet eden yöntemler geliştirdiniz.
Şimdi de en tepeden gelin, çözüm süreci olsun diye demeçler veriyorsunuz, ama gelin güneydeki bu büyük kazanımları devletleştirelim, bu halka bir dikili taş bırakalım diyemiyorsunuz....
Yazıklar olsun size, sizler MİT ile masada oturup kahve çay içerken, kekler yerken bizler savaşan insanlar gördük. AKP'yi ve faşizmi yıkmak için şehit düşen kahramanlar tanıdık.
Peki sizler şehitlerimizi tanıyabildiniz mi ?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.