CHP'nin başlattığı medyatik adalet yürüyüşünü doğru anlamak için madalyonun iki tarafını da görüp ele almakta fayda vardır. Sorun kimin kimden hangi adalet anlayışını beklediğini ve de samimiyetle sorgulanması gerektiğini kabullenmekten geçer.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ile yaşıt olan, altı okuyla üniter devlet yapısını ısrarla savunan, Kürd ulusunun inkarı üzerinden Kemalizmi anlamlı kılmak isteyin, statüko savunucu anti demokratik CHP ile mağdur ve mazlum edebiyatıyla bu ülkenin inlerine inen, özü itibariyle Turancı Türk İslam sentezini kendi Türkçülük emmelleri ekseninde savunan, yeşil sermayenin nimetlerinden beslenen vede ısrarla reis olmak isteyen, tek tipçiliğe yelken açmış birinin gölgesinde hüküm süren AKP'den hakkaniyetli bir adalet nosyonunu beklemek mümkün müdür.?
Cumhuriyet tarihinde başta Kürtlere ve diğer etnisitelere karşı alınan birçok kararın altında imzası olan, İstanbul’dan Yüksekova’ya kadar Kürdün yaşadığı her yerde uğradı mağduriyetlere göz yuman, T.C'inin bekaası ve sürekliliğini misyon olarak savunan devlet partisi CHP'nin adalet arayışına nasıl itibâr edilebilinir.?
Sormazlar mı adama Kürdün dağı taşı bombalanırken, Kürd çocukları hunharca katledilirirken, Kürd şehirleri tar û mar edilirken, Kürd kökenli onca mebus haps edilirken sağır, suskun kalan CHP her ne hikmetse Kemalizmin yaman savunucularından olan E. Berberoğlu tutuklandığı için adaletin gerekliliğini hatırlayabiliyor bu bataklık gölde CHP'nin kokuşmuş yoğurdunun maya tutmayacağı aşikârdır.
Bugün devleti domine eden AKP esasen CHP'nin ürünüdür dolaysıyla bu partinin demokrasi ve adalet savunuculuğuna soyunması inandırıcı değildir. Burada can alıcı sorun Kürtleri ve minimal düzeyde de olsa sol vicdanı kendi içinde eritmek isteyen CHP özü itibariyle misyonuna uygun olarak yine devlete hizmet etmektedir.
Anayasanın tartışılmaz dört maddesinin mimarı kimdir.? Lozan'da Kürtlerin yerine de imza atan milli şef kimdir.? Dersim katliamının olurunu veren binlerce Alevi Kürdü kurşuna dizen faşist Kemalist ideoloji CHP düşüncesinin ana omurgası değil midir? Bu realite göz önündeyken CHP hangi sıfatla, hangi hakla adaletin savunucusu kesilebiliyor.? Birkere Berberoğlu üzerinden adalet yürüyüşünü başlatmak adalet kavramına hakarettir. Hatırlatmakta fayda vardır vaktiyle Sayın Berberoğlu askeri cipler içinde Kürdistan'da bol bol fotoğraf çekip asker ile demlenebiliyordu. Dolayısıyla CHP'nin kuyruğuna takılıp Kürtleri sokak siyasetine zorlamanın anlamı yoktur.
Bu tablo içerisinde AKP'nin CHP'den aşağı kalır yanı var mıdır? Bir kere AKP iktidar olduğu günden bugüne Cumhuriyet rejimi ile kendi menfaatleri doğrultusunda hesaplaşmak istedi bununla birlikte İslami referanslara ağırlık vererek Kürdistan'da hükmünü yitirmiş devlet erkini parti üzerinden bir daha egemen kıldı. Bunu yaparken de Kürtlerin dini duygularını fazlasıyla istismar edip ümmetçiliği, Osmanlı zihniyetini alenice topluma empoze etti. İslam hukukundan feyz alan, müslümanların kardeşliğine vurgu yapan AKP Kürtlere adaletli davranmış mıdır.? Kürd ulusunun realitesini tanıyıp devlet adına Kürtlerden özür dilemiş midir.? Kürd sorununda savaş sendromuna son vermiş midir.? Türkiye'deki mevcud sosyolojik dokuya eşit mesafede durup hakkaniyetli davranmış mıdır.? Hayır hiçbiri öyleyse AKP'den adalet beklemenin mantığı var mıdır?
Türkiye'de adalet kavramının mihenk taşı Kürd ulusunun realitesini öncelikle tanıyıp anayasal güvence altına almakla mümkün olabilir.
Adalet yürüyüşünün ilk adımı Kürdistan'da süren savaşı biran önce sonlandırmaktan geçer.
Bu yürüyüşün ilk adımı yakılan ağıtların dili farklı olsada bu topraklarda kanayan yüreklere melhem olup akan göz yaşlarınını dindirmekle ancak anlamlı olabilir.
Adalet yürüyüşünün ilk adımı Edirne'den Ardahan'a, Hakkari'den Trabzon'a bütün zümrelere eşit mesafede durup sosyal adalet anlayışına uygun davranmakla ancak olası olabilir.
Adalet yürüyüşünün ilk adımı önce insan diyip, kutsanmış devleti insanının hizmetine sunmakla ancak karşılık bulabilir.
Aksi takdirde elde adalet pankartıyla bu coğrafyaya adaletin, huzurun ve asil bir barışın gelmesini beklemek hayalcilik olur...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.