Bir eylül sabahıydı, güneş daha doğmamıştı…
Tanımadığımız adamlar, kulak zarlarımızı patlatırcasına öfkeyle kapımızı çaldılar.
Çocuktuk, masumduk, korkunun üşüten yalnızlığıyla anamıza sarıldık, gelenler müfreze imiş.
Ağladık, gizlendik, amcamın bizleri sarıp sarmalayışı ve Kürt anamın asil ve mağrur duruşunu hiçbir zaman unutmadım.
Ardı sıra yaşadığımız ev baskınları çocuk gözlerimiz önünde, içten içe ağlayarak şahit olduğumuz dayaklar…
Kulaklarımızın ve tertemiz yüreklerimizin kaldıramadığı hakaretler, küfürler… Zamanla alıştık bütün bunlara. Anlamını bilmediğimiz askeri bir ihtilâl yapılmıştı ülkede.
Bizler çocukluğumuzu yitirdik bir eylül ihtilalinde.
Kürtçenin en güzel ağıtlarına gecenin zifiri karanlığında tanıklık ettim. İhtilâle inat güne kürtçe kılamlarla, halaylarımızla merhaba dedik.
Bizler güneşin ve halayın çocuklarıydık artık. Firarda olan devrimci Kürt abilerimiz vardı. Sevgiyle umutla yollarını gözlerdik. Bir gün gelecekler, bir gün özgür yarınların güneşini getireceklerdi sömürge ülkeme.
Onlar Kürt devrimcileriydi. Duruşlarıyla, sözleriyle, kitaplarıyla bizleri de büyüttüler.
Umuttu, direnişti büyüyen!
Zalime, zulme ve faşizme karşı…
Yüreklerimizde, ihtilâl çocukları devrimci halaylara duruyorduk. Anlamını bilmediğimiz kelimeleri ve kavramları bilince çıkarmak için sabahlara kadar okurduk, abilerimize özenirdik. Onlar güzel insanlardı…
\"İnsanlık onuru işkenceyi yenecektir\" şiarları ve faşizme karşı cezaevi direnişleri yaşam kaynağımız olmuştu. Bu devrimci miras abilerimizden bize kalmıştı.
Biz devrim çocuklarıydık… Dağlarımızdan selam gelmişti… Kürdistan\'ın dağlarında devrimci Kawalar çoktan devrim ateşini yakmışlardı. Artık bizim Agitlerimiz, Mazlumlarımız vardı. Umut bütün korkuları ve faşist kaleleri yıkarak Kürdistan\'ın dört bir tarafında yeniden yeşermişti.
Halaya duruyoruz Hewler\'den, Amed\'e, Paris\'e, güneşle özgürlüğün halayını çekiyoruz. Bastille meydanından Qarayazı\'ya selam olsun bütün dostlara… Özgürlüğün ve barışın rüzgarını birlikte estirmeye selam olsun...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.